ERK ACARER
[email protected]
@eacarer

Urfa Suruç'ta 33 kişinin yaşamını yitirdiği katliamdan 10 gün sonra ‘makul şüpheli’ sayılarak evi basılan ve karakolda ifadesi alınan yüzde 90 engelli yurttaşın şimdi de maaşı ve Yeşil Kart’ı iptal edildi. İsmail Denli isimli yurttaş, “Tek suçum Suruç patlamasının yaşandığı toplantıya katılmak, devlet katliamı ortaya çıkarmak yerine, sağ kurtulana faturayı kesiyor” dedi.

Engelli maaşını kestiler

Yaşamını Urfa, Akçakale’de sürdüren, İsmail Denli adlı vatandaşın hem engelli maaşını hem de yeşil kartını iptal ettiler. Geçirdiği trafik kazası nedeniyle yüzde 90 bedensel engeli bulunan, tekerlekli sandalyeye mahkûm, bakıma muhtaç İsmail Denli isimli vatandaş, bayramdan önce hesabına yatması gereken maaşını çekemedi. Bayram dolayısıyla bir aksama yaşandığını düşünen Denli, engelli maaşını günler sonra da çekemeyince, SSK’ya başvurdu. Böylece maaşının kesildiğini öğrendi. 27 yaşındaki Denli’nin maaşının kesilmesine gerekçe olarak basının üstüne kayıtlı ev ve otomobil gösterildi. Denli aynı gün sonda almak için medikal merkeze gitti. Fakat SSK numarasıyla sisteme girilemeyince yeşil kartının da iptal edilmiş olduğunu öğrendi. Yeşil kart merkezine dilekçe verdiğini ifade eden Denli, SSK’nın kendisinden yeniden engelli belge ve raporlarını istediğini belirtti.

Neden şimdi?

Yaşadıklarına tepki gösteren Denli şunları söyledi:

“Çalışabilmem mümkün değil. Devlet tarafıma ödemesi gereken parayı bir anda kesti. 10 yıl önce kaza geçirdim. Yıllardır engelli maaşı ödeniyor ve yeşil kartım var. Neden yıllar önce değil de şimdi diye soruyorum. Babamın emekli maaşı, evi ve arabası var diye beni yasal haklarımdan mahrum bırakmaya çalışıyorlar. Yaptıklarında çelişkiler var. Anneme bana baktığı için para veriyorlar. Onu kesmemişler. Gerekçeleri bu. Ben 27 yaşındayım. Ama sana baban baksın ya da evlen diyorlar. Ben nasıl evleneyim?”

‘Bizden değilsen yaşam hakkı yok’

Denli, tuhaf gerekçelerle haklarımdan mahrum bırakılmanın nedenini biliyorum diye anlattı:

“Suruç’ta yaşanan katliamdan son anda kurtuldum. Kalabalıktan ayrılıp su almaya gittiğim esnada bomba patladı. Suruç’a beraber gittiğimiz iki arkadaşım yaşamını yitirdi. 10 gün sonra polis beni ‘makul şüpheli’ sayarak evimi bastı. Karakolda tutuldum, ifadem alındı. Tek Suçum, Suruç’taki toplantıya katılmış olmam. Zaten çok bedel ödedik. Ama herhalde yetmiyor. Açıkça ‘ölmeyeni de süründürelim diyorlar. ‘Bizden değilseniz yaşam hakkı vermeyeceğiz’ diyorlar. Zaten mağdur biriyim. Bu haksızlık nereye kadar sürecek? Bir an önce haklarımın geri verilmesini talep ediyorum.”

Kaynak: Birgun.net