Zeynep Yüncüler- Haber Nöbeti / Diyarbakır
[email protected]

Abluka altında çalışan meslektaşlarımızla dayanışmanın verdiği hisle ve bu dayanışmanın da gazeteciliğin bir gereği olduğu gerçeğiyle Haber Nöbeti'nin ikinci grubu (Cumhuriyet’ten Pınar Öğünç, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yetvart Danzikyan, Sol Haber Portalı’ndan Mesut Bayram, serbest gazeteci Tuğba Tekerek, gazeteci-yazar Fehim Işık, BirGün Gazetesi’nden Zeynep Yüncüler, bianet’ten Elif Akgül ve Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat) olarak meslektaşlarımızla Diyarbakır sokaklarında haber takip etmeyi sürdüyoruz. Dün birinci günümüzden (9 Şubat) haber nöbeti blog adresine ve çalıştığımız kurumlara da; İstanbul'a haberlerimizi postaladık. Akşam vakti en son durağımız, Diyarbakır Barosu oldu. Baronun Başkan Vekili Ahmet Özmen ve diğer üyeleri ile bir araya geldik, desteklerimizi sunduk, Haber Nöbeti olarak ne yaptığımızdan bahsettik. Sonrası ise, Tahir Elçi cinayeti; yaklaşık 73 gündür aydınlanmayan soruşturma... Diğer konularımız da kuşkusuz Bölge'deki abluka, sivil ölümleri, AİHM kararları ve gazetecilerin durumu.

Baro ziyaretimizi takip eden Kürtsatnews muhabiri Ferat Mehmetoğlu ve kameramanı Barış Kop da bizimleydi, gazetecilerin şu anki durumundan onlarda çokça mevcut. O da örneğin, şuradan; öncelikle simaları yabancı gelmedi, hemen hatırlayamadım, meğerse onlar, benim yaklaşık bir buçuk ay önce 'O benim kameramanım' görüntüsünü izledikten sonra, bence bunlar süper ikili dediğim gazetecilermiş. Çünkü Ferat, 31 Aralık günü Diyarbakır'da sokağa çıkma yasağı günü polisin tazyikli su ve biber gazı ile saldırdığı 'Barışa yürüyorum'eyleminde gözaltına alınan kameramanı Baran için, kendini zırhlı aracın önüne atıp,
'o benim kameramanım' diye bağırmış, polis de üzerine az kalsın Ferat'ı zırhlı aracı ile ezecekti. Görüntüler sosyal medyanın gündemine oturmuştu.

Öncesi 'NEWS' komedisi

Tanışma anımızda, 'o benim kameramanım' hatırlatmasının ardından, Ferat'ın haber takibi sırasında yaşadığı birkaç an, Bölge'deki gazetecilerin durumunu gözler önüne sürecek nitelikte. O anlardan birini Ferat anlatıyor, Sur'da yasağın 67. günüydü sanırım diye başlıyor devam ediyor: Polis kontrol noktasından geçip yasak olmayan mahallelerde çekim yapmak istedik. Kontrol noktasında mikrafon logomuzdaki 'NEWS' yazısına aldanıp bize kibar davranan bir sivil polisin, "Nerenin kanalı?' sorusuna 'Güney Kürdistan' cevabını vermemle, polis 'Alın bunları karakola bakalım, GBT'leri var mı bakın!' dedi. Rutin bir kontrol ile karakoldan kimlik sorgusundan geçtik. Dışarıda, karakol barikatlarında bir özel harekat polisinin 'Zırhın olmadan seni bu alana alamayız' demesi ile 'Zırhım var ama şu an yanımda değil'cevabına 'Eğer zırhını giyersen seni dört ayaklı minareye götürebilirim' dedi. Aslında o bölge çatışmanın olduğu bölge ve beni hedef olarak kullanma niyetindeydi."

Bu arada biz bu sohbeti gerçekleştirdikten biraz sonra, Ofis'te haber takibi yapan D Muhabiri Alaattin Zuğurli'in siyah renkli Toyota marka araçtan açılan ateş ile yaralandığı bilgisi geçildi.

Kaynak: Birgun.net