BURAK ABATAY
@abatayburak

» Üçüncü solo albümünüz bizlerle buluştu. Bizi albümde neler bekliyor?

Bu albüm daha sade ama şarkılar daha güçlü diyebilirim genel olarak. Tüm aranjmanlar bana ait bu sefer. Tüm enstrümanları kendim çaldım. Sözler daha direkt, şiirsellikten ziyade hayatımdaki yüklere veda eden ve yeni açan çiçeklere kucak açan bir tavır içindeyim.

Sesimle beatbox yaptım, basgitarları çaldım, ukulele bile çaldım, renkli bir albüm oldu. Bazı besteler 2010 yılından kalma mesela; Fosil. 2008’de yazdığım Kırmızı Karanlık besteme bir cevap ve kapanış şarkısı gibi oldu Fosil.

» Albüm sanal ortamlardan satışa çıktı. Basılmaması bir tercih miydi?

Aslında basılmasını da isterdim ama maddi imkânlar işte… Popüler kültüre hizmet edenlerin plağı dahi basılabiliyor. Ama maalesef bu konuda maddiyat rol oynuyor. Oysa bizim gibi günü yakalama peşinde olmayanların plağı basılabilse keşke. 16 sayfalık şahane bir booklet yaptık, itunes’dan alanlara çıkıyor. İngilizcelerini bile yazdım albüm maceramın ve biyografimin. Sanalın iyi yönüyse, tüm dünyaya kolayca ulaşmak ve dağıtım sorunlarından arınmak. Ben bile artık spotify’dan keşfediyorum yeni isimleri.

» Şarkı sözü yazarlığınız ile ön plana çıkıyorsunuz. Hakkınızda “rock müziğin ozanı” benzetmesi için ne diyorsunuz?

Rock müzik veya alternatif müzik, her ikisi de kabulüm, bağımsız indie de olur. Ozanlık konusunda evet, 3 albümdür hep kendi sözlerimi yazıyorum ve bir şiir kitabım var, kendime şair demektense o payeyi başkaları versin isterim ama ozan-şarkıcı terimini kabul ediyorum. Müzisyenlik yönüm de ağır basıyor, bir nevi çok yönlülük ama zor algılanmamıza sebep olabiliyor bu ülkede.

» Bu albümde önceki iki albümünüzde görmediğimiz bir şeye, bir cover şarkıya şahit oluyoruz. Bu fikir aklınızda olan bir şey miydi?

Cover yapmak pek aklımda yoktu ama Vitrin yıllardır barlarda keyifle söylediğim ve sözleriyle çok beni anlattığını düşündüğüm bir şarkıydı. Ajda Pekkan’ın modern duruşu ve Sezen Aksu’nun şekilciliğe, belki de erkek egemen topluma inceden giydiren derinlikte sözlerin bileşimi olduğu için ters köşe etkisi yapmak istedim dinleyicide.

» Albümde Emek Sineması ile ilgili bir şarkıyı dinliyoruz: İstanbul Ayaklar Altında. Şarkının hikâyesi nasıl gelişti?

Babam, Emek sineması için büyük bir savaş verdi. Birçok aydınla beraber savaştılar yıkılmaması için. Emek sineması bir tarihti. Yıkılmasından önce, yani 2013 yılında besteledim şarkıyı. Babam Sabah gazetesinden ayrılma sözünü tuttuğunda, Emek Sineması’nda bir işçi tarafından darpa uğradığında ve Gezi olaylarından aylar önce. Şarkı sahiden öngördü birçok şeyi. Bu öngörülü yönüme hep hayret etmişimdir zaten. Sonra şarkım Halk TV’de yer aldı.

» Bizi bekleyen başka projeler ya da konserler olacak mı yakın zamanda?

İkinci klibi Dünyamın Haritası adlı şarkıma çekeceğiz. Çok farklı bir klip olacak. Benim için zaten klip, kısa film gibi kalıcı ruhta olmalı. Klibi reklam aracı olarak görmedim hiç. Ülkenin müzik sektöründeki tekelleşmeye, şekilciliğe ve müzik kanallarındaki keyfi-kişisel ayrımcılıklara inat bu yolda sebatla, tutkuyla ilerliyoruz. Sedef Ecer’in projesi olan Fransa-Türkiye ortak yapımı bir tiyatro oyununa Fransız bir müzisyenle beraber müzik-jingle yapacağım. Meltem Cumbul gibi isimler var. PsikeSinema dergisine sevdiğim filmleri yazıyorum.

Kaynak: Birgun.net