DİSK'e bağlı Birleşik Metal İş Sendikası, OHAL KHK'si ile akademideki görevlerinden ihraç edilen yazarları için bir açıklama yayımladı.

Açıklamada "İşçi sınıfının akademisyenleri yalnız değildir" denildi.

İşte o açıklama:

"Emekten Yana Hocalarımızın Yanındayız!

ÜNİVERSİTE’DE CADI AVINA HAYIR!

Hükümet Kanun Hükmünde Kararnameler ile yasama ve yargıyı yok sayarak kamuda bir “cadı avı” başlatmış durumda. TBMM’nin bombalanmasına kadar varan darbe girişimi sonrasında, kamuoyunda devletin tüm kurumları ve ordusuyla paralel bir cemaat örgütlenmesinin eline geçtiği genel bir kabul görmektedir. Kamuda yürütülen tasfiye operasyonu da bu sürecin bir ürünü olarak değerlendirilmekte ve meşruiyetini bu kabulden almaktadır.

Bugün 627 sayılı KHK ile 2346 öğretim elemanı kamu görevinden çıkartılmıştır. Ülkeyi baştan aşağı kuşatan bu paralel ve karanlık örgütle uzaktan yakından ilgisi olmayan, ömürleri boyunca bu tip derin örgütlenme biçimleri ile mücadele etmiş olan emekten, demokrasiden, barıştan yana onlarca akademisyen de bu süreç fırsat bilinerek görevden çıkartılmıştır.

Özellikle Kocaeli Üniversitesi’nde yaşanan kıyım kabul edilemez boyuttadır. Her biri ömürlerini işçi sınıfı ve emek mücadelesine adamış olan çok değerli hocalarımız Kocaeli’ndeki tasfiye listenin ağırlığını oluşturmaktadır. Bu hocalarımız bölgedeki sendikaların yakinen tanıdığı ve saygı duyduğu, sendikamızın yayınlarına gerek kurul üyesi olarak, gerek yazıları ile destek olan, konfederasyonumuz DİSK’in ve sendikamızın her türlü faaliyetine destek olan kişilerdir.

Kocaeli bir işçi kentidir. Sendikamızın örgütlülüğünün en fazla olduğu illerden biridir. Emek mücadelesinin en yoğun yaşandığı kentlerden biridir. Kocaeli Üniversitesi’nin ve onun rektörü olan Sadettin Hülagü’nün emekten yana olan ve sol kimliği ile bilinen onurlu hocalara olan bu düşmanlığı, bu akademisyenlerin her koşulda işçilerin yanında yer almasından mıdır?

627 sayılı KHK ile oluşturulan liste FETÖ ile mücadele başlığı altında sürdürülen faaliyetin meşruluğunu önemli oranda sarsmıştır. Acaba sayın rektörün ve benzer bir biçimde davranan rektörlerin amacı da bu mudur?

Yoksa gizlemek istediği başka gerçekler mi vardır?

Olağanüstü Hal’in gerekçeleri ile bağdaşmayan bu tasfiye süreci, Türkiye’nin sürüklenmeye çalıştığı karanlık ele hizmet etmekten ve kaosu beslemekten öte bir anlam taşımamaktadır.

Zira hukuk ve hukukun üstünlüğü çağdaş ve demokratik bir devletin vazgeçilmez ilkelerindendir.

Söz konusu öğretim üyelerinin imza attıkları bildiriler birilerinin veya bizlerin katılıp katılmasından öte bir hukuk devletinde düşünce özgürlüğü ve ifade hakkı kapsamında değerlendirilmesi gerekir.

Emekten, demokrasiden ve barıştan yana tutumları ile bilinen, önemli kısmı barış imzacısı olan hocalarımıza yapılan bu yanlıştan derhal vazgeçilmelidir.

Sonuç olarak KHK ile yargının ve yasamanın devre dışı bırakılması girişimlerine, temel hak ve özgürlükleri yok etmeyi, iş güvencesini ortadan kaldırmayı hedef alan düzenlemelere son verilmelidir.

İşçi sınıfının akademisyenleri yalnız değildir."

BİRLEŞİK METAL-İŞ

Genel Yönetim Kurulu

Kaynak: Birgun.net