ZEYNEP YÜNCÜLER / HABER NÖBETİ / DİYARBAKIR

Haber Nöbeti'nin üçüncü günü (11 Şubat) Jin Haber Ajansı'ndayız (JİNHA). Bölge'de özgür basın çalışanları güne erken başlıyor ve hızlı haraket ediyorlar. Buna zorunlular çünkü kendileri de farkında, onlar Bölge'de ablukanın gerçek haber kaynakları. En erken nöbet günüm JİNHA'da başladı, önceden onlarla nöbet tutan arkadaşlardan duydum; 08.00'da gündem toplantıları başlıyordu. Ben de 07.45'de kapılarını çaldım. (JİNHA'nın bir diğer nöbet arkadaşı da Evrensel Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Polat'dı.) İçeride kahvaltı telaşı var. Gündem toplantısı misafir gazeteci olmam mazereti ile 10 dakika gecikmeli başlıyor. Bölge'de bitmeyen gündem sıralanıyor, hepsi takip edilecek, üstüne özel haberler ve röportajlar da var.


***

Fikiranası Ayfer Serçe
Dışarıda haber takibine başlamadan önce, JİNHA'ya dair içeriden biriyle konuşmak istiyorum, çünkü diğer haber ajanslarından farklı ve önemi büyük: Sadece kadınların çalıştığı, kadın hareketi mücadelesinin yanında olan, medyada eril dile karşı mücadele veren bir ajans. Her ne kadar yoğun olsalar da ajansın Haber Müdürü Fatma Koçak'la konuşmaya başlıyoruz. Biraz geriye gidiyoruz. 8 Mart 2012'de kurulan ajansın fikiranasının kim olduğunu öğreniyorum; Ayfer Serçe (Şilan Aras).

Kürt gazeteci Serçe, kadın intiharlarını izlemek için gittiği İran'ın kuzey batı bölgesinden dönerken 20-23 Temmuz 2006 tarihleri arasında Kelareş alanında İran güvenlik güçlerinin yürüttüğü operasyonda öldürülmüştü. Serçe'nin vasiyeti de sadece kadınlardan oluşan ve kadın hareketi mücadelesini sürüdürecek, eril dili ‘yasaklayan’ bir haber ajansı kurulması olmuş.

***

Soyadı kullanmayan ilk ajans
Fatma, sohbet sırasında konuştuğumuz medyada geleneksel eril dil örneklerine karşılık, ajanslarının haberlerinde geçen bir kişiden ikinci kez bahsettiklerinde, o kişinin soyadını değil, sadece adını kullanan ilk ajans oldukları notunu da geçiyor. Nedeni soyismin, erkek soylu olması.

***

Mahkeme sonucu beklemeden teşhir ederiz

Fatma, 13 Kasım'da gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan Vildan Atmaca'nın yaşadığı süreç ile ilgili yeni bir bilgi geçiyor: "14 yaşında hamile bir çocuk intihar etti. Çünkü, yaşadığı şehirde bu kıza bir ağanın tecavüz ettiğini bilmeyen kimse yok. Bu bir cinayettir, intihar değildir. Vidan da bunu haberleştirmişti. Biz bu haberi yaptığımız da o adamı teşhir etik. Biz mahkeme sonucunu beklemeden teşhir ediyoruz. Bunu yaptık diye bize dava açtı. 'Siz benim ailemi karaladınız, o kız çocuğu yalan söylemişti' dedi. Sonra otopsi raporu çıktı ki kız gerçekten hamileymiş. Ama bu bize dava açılmasını egellemedi. Üstüne Vildan'ı hala arayıp, tehdit ediyorlar."

***

Selahattin'i değil, Figen'i görürüz
Kadın hareketinden bir haber ajansı oldukları için keskin bir taraf oldukların belirten Fatma, "Diyelim, Selehattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ bir yerde konuşuyor. Biz haberi Figen'den veriyoruz" diyor.

***

Beritan'dan mesaj

'Heyecanlı olduğu' gerekçesi ile 16 Aralık 2015'te Sur'da haber takibi sırasında gözaltına alındıktan sonra tutuklanan ajansın muhabiri Beritan Canözeri'in babası Tekin Canözer'e denk geldik, tanıştık. Beritan'ı sordum, "Daha iyi, size 'ben asıl burada güvendiyim, siz kendinize, dikkat edin' dedi ve güldü" dedi.

***

Nöbet arkadaşım Ajansın muhabiri Nurcan Yalçın ile haber takibine başladık. Önce Azadiye Welat gazetesinin önünde basın açıklamasına katıldık. Özgür Gazeteciler Cemiyeti (ÖGC), Cizre'de bodrum katında mahsur kalan ve günlerdir haber alınamayan Azadiya Welat Yazı İşleri Müdürü Rohat Aktaş’ın durumu ve D muhabirleri Nazım Daştan ve Feyyaz İmrak’ın gözaltına alınmasıyla ilgili basın açıklaması yaptı. (Aynı günün akşamı Nazım Daştan tutuklandı). Ajans'a gelip,basın açıklamasını haberleştirdik. Daha sonra ise Rojava Parkı'nda, Cizre'de öldürülen kadınların bedenlerinin teşhir edilmesine karşı toplanan kadınların protesto eylemini izledik.

***

Özgür basına otobüs ücretsiz
Nurcan ile haber takibi sonrası ajans dönerken, yeni bir şey öğrendim: Sarı basın kartı olsun olmasın, önceliği maddiyat olmayan özgür basın çalışanlarına, Belediyenin otobüslerine biniş ücretsiz. Kurum kartını göstermek yetiyor. Nurcan bu anlamlı uygulamanın sadece Diyarbakır Belediyesi’nde değil, bildiği kadarı ile Batman’da ve Bölge’nin birçok ilinde olduğunu söyledi.

Kaynak: Birgun.net