Savaşların, yoksulluğun, açlığın ve kıtlığın ortadan kalktığı, paranın anlamını yitirdiği bir dünya mümkün mü? Türkiye nelere yatırım yaparsa gelecekte küresel lider olabilir? Havası temiz, trafiğin olmadığı yeni şehirler kurulabilir mi? Ağır işleri robotların yaptığı yeni bir dünya ne kadar uzakta? İnsanoğlu-robot aşkı fantezi mi? Dünyanın önde gelen gelecek bilimcilerine göre çok da uzak olmayan bir gelecekte bunların hepsi mümkün. Hürriyet'ten İpek Yezdani'nin haberine göre, dünyaca ünlü fütüristler geleceğin fotoğrafını çekti.

Fütüristlere göre teknoloji alanında elde edilen gelişmeler sayesinde gelecekte giysilerimizin içine iletişim araçları yerleştirilecek, üzerimizde taşıdığımız ufak bir çiple beyin dalgalarımızı birbirimize gönderebileceğiz. Daha da ötesi, telepati ve beyin okuma gerçek olacak.

Dr. James Canton - Canlı-cansız tüm nesneler birbiriyle bağlantılı hale gelecek

‘Nesnelerin interneti’ (Internet of Things) dediğimiz teknoloji sayesinde canlı veya cansız her nesneye yerleştirilecek alıcılar aracılığıyla tüm nesneler birbiriyle bağlantılı hale gelecek, bu şekilde yeni bir internet devrimi gerçekleşecek. Örneğin kullandığınız arabayla evdeki kahve makineniz birbiriyle bağlantılı olacağından siz arabaya bindiğinizde ve eve doğru gitmeye başladığınızda kahve makinesi de sizin geliş saatinize göre kahvenizi hazırlamaya başlayacak.

Jason Silva - İnsanın 2.0 versiyonu çıkacak

Biyoloji, bir enformasyon teknolojisi haline gelecek, bu da şu anlama geliyor: DNA’yı kodlayabileceğiz. İnsanlığı, şu anda hayal bile edemeyeceğimiz kadar radikal bir biçimde geliştirebilecek yeni araçlarımız olacak. Yani insanın 2.0 versiyonu gerçek olacak. Bu şekilde hastalıkları iyileştirebileceğiz ve vücudu daha uzun yaşamaya programlayabileceğiz. Dünya sanki doğrudan bizim ihtiyaçlarımıza hizmet ediyor gibi hissedeceğiz. Büyülü bir dünya olacak.

Ufuk Tarhan - Beyin okuma mümkün olacak

‘Değişim’, önümüzdeki yıllarda yaşayacaklarımızı izah etmekte çok yetersiz bir kelime. Artık değişimin de ötesinde insanlığın dönüşümünden bahsediliyor. Bunun dört tane tetikleyicisi var: Nano teknoloji, genetik, insanlığın dönüşümü ve uzay teknolojileri. Şu anda dijital devri yaşıyoruz. Giderek dijitalleşiyoruz ve robotlaşıyoruz. Mesela ileride beyin okuma mümkün olacak. Şu anda bile bilim insanları beyne girip çıkabiliyor. Üzerimizde taşıdığımız ufak bir çiple beyin sinyallerimizi birbirimize gönderebileceğiz. Mesela felçli bir insan yürümek istediğini düşündüğü zaman beyin bu isteği o kişiye takılı cihaza gönderiyor, cihaz da ona adım attırıyor.

Zihinsel iletişim, ortak dil, beyinden beyne giden yollar... Ama kozalarımıza çekileceğimiz bir dünya.

Jason Silva - Telepati mümkün

Zihinsel iletişim, yani telepati gerçek olacak. İletişim, zihinlerin birlikte harmanlanmasıyla ilgili hale gelecek. Bu da iç dünyamızda ciddi değişiklikler olacak demek. Teknoloji, hayallerimizin ötesinde zihinsel alanlar yaratacak. Sanal gerçeklik asıl gerçeklik olacak.

Dr. James Canton - İletişim araçları giysilerimizin içine yerleştirilecek

İnternet ya da akıllı telefonlarla yapılan gerçek zamanlı çeviriler farklı millet ve kültürlerden insanları anında ve çok daha iyi anlamamızı sağlayacak. Yabancı bir dilde konuşan bir insanın ne dediğini anında anlayabileceğiz. Ticaretin de geleceğini bu şekillendirecek. İletişim araçları, taktığımız mücevherlerin ya da giydiğimiz giysilerin içine yerleştirilecek.

Ufuk Tarhan - Gelecekte birbirimize kafadan bağlanacağız

İnsanlar arasındaki iletişim; beyinden beyine iletişime doğru gidiyor. Yani gelecekte birbirimize kafadan bağlanacağız. Bu yüzden de mahremiyet çok büyük bir sorun olacak. Bir yandan da insanlar daha fazla sayıda iletişim aletleriyle donanmış olsa da evlerine, yani kozalarına çekilecekler. Fiziksel iletişim çok sınırlı kalacak.

Ufuk Tarhan - ‘Seksi’ robotlar aşk hizmeti verecek ama evlilikler de yıpranacak.

** İnsan-robot aşkı tabii ki olacak. Halihazırda Japonya’da ‘seksi’ diye tanımlanan robotlarla insanlar arasında bu tür şeyler yaşanıyor zaten. Robotlar şimdilik işletim sistemleriyle insanlarla ilişki kuruyorlar ancak gelecekte bu daha da ileri aşamalara taşınacak. Bunun bir diğer sebebi de insanlığın bugüne gelinceye kadar birçok değerini yitirmiş olması. ◊ Sevgi, şefkat, samimiyet gibi insanı insan yapan birçok duygu yitirildiği için insanların birbirine güveni kalmadı. Dolayısıyla en temel ihtiyacımız olan bir arada olmak, birbirimize bağlanmak gibi ihtiyaçlarımızı gelecekte robotlarla da karşılayacağız. Çünkü robot, insana duymayı istediği şeyleri söyleyecek, birçok insan da robotla daha huzurlu hissedecek.

** Evlilik kurumu da zayıflayacak. İnsanlar daha az doğuracak. Çünkü daha geç yaşlanacaklar, insan hayatı daha da uzayacak. Ve insan yetiştirmek dünyanın en kıymetli şeyi olacak. Organik insan diye bir kavram çıkabilir. 10-15 yıl gibi çok kısa bir süre içerisinde gay evlilikleri çok artacak. ◊ Enerji ve üretim maliyetlerinin fiyatları çok düşeceğinden dolayı insanların daha sade giyindiği, daha sade yaşadığı, daha spiritüel bir moda girdiği bir gelecek tasavvur edebiliriz. Yani insanlar daha çok içine kapanmaya doğru yol alacak ve bir anlam arayışına girecekler. “Bu dünyada ne yapıyoruz” gibi anlam arayışları çok artacak. Anlamsız şeyleri sonlandırmaya doğru bir trend olacak.

Alphan Manas - Aseksüelliğe yönelim var

Evlilik kurumu zayıflayacak, insanlar artık kolay kolay çocuk yapmak istemeyecek. Hamileliklerin çoğu rahim dışı döllenmeyle gerçekleşecek. Örneğin biz insan algısını yöneterek sadece kel erkeklerden hoşlanan bir kadın profili oluşturabiliriz. Gelecekte insanın direkt nöronlarına müdahale ederek bu yapılabilir. Zaten şu anda cinsel anlamda aseksüelliğe doğru bir yönelim var. Örneğin artık herkes antidepresan alıyor, bu da cinsel istek ve arzuları bastırıyor. Birçok insan da “Ben ilişkiyle hiç uğraşmayayım, robot bir sevgilim olsun” diyebilir. Ve insanların bilinçaltında robotlardan hoşlanmasını sağlayabiliriz. Bunlar yapılamayacak şeyler değil.

Bir rol modeli olarak Türkiye, geleceğin ‘belirleyici’ ülkelerinden biri.

Dr. James Canton: Ortadoğu için pozitif rol modeli

Yaşanan son darbe girişimi ve Ortadoğu’daki patlamaya hazır olayları göz önüne aldığımızda, Türkiye’nin mevcut bölgesel çatışmaların çözümünde lider ülke olması gerekiyor. Hem bulunduğu bölgenin hem de dünyanın geleceğinde önemli bir rol üstlenmesini, gelecekte daha da büyük bir küresel lider olmasını bekliyorum. Bu, ancak ve ancak Türkiye’nin, Ortadoğu’da istikrarlı bir güç olmasıyla; aynı zamanda da gelişmiş, özgür, demokratik ve örnek bir model kimliğini pekiştirmesiyle mümkün.

Ufuk Tarhan: Türkiye’yi bilim ve teknoloji kurtaracak

Dijital devrim, robot devrimi ve yenilenebilir enerji sayesinde çok değil, 10-15 yıl sonra dünyada mevcut kapitalist düzen değişecek. Türkiye’de yaşanacak gelişmelerin de bu süreçten bağımsız kalmasına imkân yok. Türkiye aklını başına devşirirse, dünyanın egemen güçlerinin mutlaka sahip olması gereken teknolojiye, bilime, bilgiye, paylaşıma, paradigmaya ama en önemlisi de çalışkanlığa sahip olursa bizim çok daha iyi durumda olmamamız için hiçbir sebep yok. Türkiye’yi bilim ve teknoloji kurtaracak.

Jacque Fresco: Türkiye’nin sorunları, diğer ulusların sorunlarından bağımsız değil

Türkiye’nin bugün yaşadığı problemler, aslında bütün ulusların karşı karşıya kaldığı problemlerden bağımsız değil. Gezegenimizi, kaynakların üretimi ve dağıtımını sadece zenginlerin ya da güçlülerin ulaşımından çıkaran bir küresel sistemi organize etmek zorundayız. Ya küresel olarak ayakta kalacağız ya da müstakil olarak öleceğiz.

Robotlarla rekabete hazır olun... Bir robot haline gelmeye de...

Dr. James Canton - Robotlar işlerimizi elimizden alacak

Gelecekte belli başlı üretim işlerinde robotlar insanların yerini alacak. Sanal robotlar da bilgiye dayanan işleri yapacak. Bu da kaçınılmaz olarak insanlarla akıllı makineler arasında rekabete ve çatışmaya yol açacak. Yaptığımız işleri ve mesleklerimizi yeniden gözden geçirmemiz ve kendimizi sürekli yenilememiz gerekecek, çünkü birçoğunu robotlar elimizden alacak.

Jason Silva - Sayborglar geliyor!

Yapay zekâ, biyolojik zekâyla arasında hiçbir fark kalmayana dek gelişmeye devam edecek. Eninde sonunda biyolojik olmayan zekamızla biyolojik zekamızı birleştireceğiz. Zekamızın biyolojik ve yapay bileşenleriyle birlikte gerçek birer sayborg (insan ve robot karışımı sibernetik organizma) haline geleceğiz.

Ufuk Tarhan - Vücudumuza yerleştirilen çiplerle robotlaşacağız

Bu yüzyılın insanı, saf insan olarak yaşayan son insan nesli, bundan sonra yola yapay zekâlarla devam edeceğiz. Şu anda yaşadığımız dijital çağdan sonra transhümanizm, yani insanlığın dönüşümü çağına gireceğiz. Bu, şu demek: Bu yüzyıl insanı, saf insan olarak yaşayan son insan nesli olacak. Bundan sonra yola insana benzeyen, insansı ya da insansı olmadığı halde insani fonksiyonlar içeren yapay zeka gibi şeylerle devam edeceğiz. Yapay zekâyla iç içe geçmiş olacağız. Vücudumuza girecek parçalarla biz de biraz robotlaşacağız. Şu anda bu çağ başladı, ilk ilkel uygulamaları yapılıyor, bir sürü insana cihaz takılı vaziyette. Bunların zirvesinin 2050’lerde olabileceği düşünülüyor. Fiziksel güç gerektiren aşağı yukarı bütün işleri, ayrıca rutin hesaplama işlerini robotlar yapacak. İnsanlar daha yaratıcılık gerektiren işler yapacaklar. Kısacası; alın teri değil, akıl teri dönemine geçiyoruz. İnsanlar işlerini zamandan, mekândan, her şeyden bağımsız yapacaklar. Beynimiz bir anlamda ofisimiz olacak. Beyni olan ve kendini güncelleyebilmiş herkesin bir işi olacak.

Alphan Manas - Robotlar önce asgari ücretle çalışacak, sonra sofistike işlere girecek

Fabrikalar mikro-fabrikalara dönüşecek. Kocaman fabrikalar olmayacak. Her şeyin üretimi bölgeselleşecek. Ancak dünyada işsizlik hiçbir zaman ortalama yüzde 6’nın altına inmeyecek. Buradaki temel sorun şu: İnsanların işini üstlenen robotlar önce asgari ücretle yapılan işlere, mesela inşaata yönlendirilecek. İnşaat yapım teknolojileri değişeceği için süreç hızlanacak. Robotlar daha sonra sofistike işlere de sokulacak.

Gelecekten bahseden en saygın isimlerden biri. Ürettiği projeler, toplumların kendine yeni bir yön çizmesini sağlıyor. Örneğin yeni bir toplum modeli sunan ‘Venüs Projesi’ bu konuda düşünen herkese ilham veriyor. Günümüzün Leonardo Da Vinci’si olarak kabul edilen, 100 yaşındaki Amerikalı fütürist, endüstri mühendisi, mimari tasarımcı ve düşünür Jacque Fresco, geleceğin resmini çizdi.

Gelecekte çok ses getirmesini beklediğiniz teknolojik gelişmeler neler?

Teknoloji, her geçen gün daha da kusursuzlaşıyor. Gelecekte en çok büyüyeceğini düşündüğümüz trend şu: Akıllı ve interaktif bir ortam yaratmak amacıyla her şeyin içine sensörler (alıcılar) yerleştirilecek ve bunların sayısı sürekli artacak. Yaşadığınız ortamın ne kadar akıllı olmasını istiyorsunuz? Bu, ortamınıza kaç tane alıcı yerleştirdiğinize bağlı olacak. Dünya çapında bir sensörler ağı olacak. Canlı-cansız her şey birbiriyle bağlantılı hale gelecek. Bunları, tüm insanoğluna ulaşması amacıyla yaşayan tek bir ağ olarak organize ettiğimizde, gelecekteki medeniyetin başlangıcını göreceğiz. Önümüzdeki 10 ila 15 yıl içinde bunun gerçekleşmesini umuyoruz.

İletişimdeki teknolojik gelişmeler sosyal ilişkileri nasıl etkileyecek?

- Herkes tarafından kullanılan ortak dil olacak. Bu hedefe en çok yaklaşan, bilim toplumunun kullandığı dil.

Gelecekte nasıl bir yönetim şekli olacağını hayal ediyorsunuz?

- Biz tüm toplumsal sorunlara bilimsel metotlarla yaklaşmayı öneriyoruz. Sorunları para, kredi kartı vs. olmadan doğrudan insan ve kaynakla çözmeyi hedefliyoruz. Üretimde, malın ve hizmetin dağıtımında makineleşmeyi savunuyoruz. Örneğin tasarladığımız gelecekte temel ihtiyaçlar için her yerde erişim merkezleri olacak ve herkes erişim merkezlerine gidip ihtiyacı olan neyse onu alabilecek. Bunu, bugünkü devlet kütüphanelerine benzetmek mümkün. ‘Kaynağa dayalı ekonomi’dir bu. Gelecekte dünyadaki tüm kaynakların, dünyadaki bütün insanların ortak mirası olacağını öngörüyoruz. Aslında dünyada herkes için çok yüksek yaşam standardı oluşturabilecek kaynağımız var; ancak şu anda insanlara bedava sağlık hizmeti vermek için bile para ayıramıyoruz.

Geleceğin yönetim şekillerine örnek oluşturması amacıyla ‘Venüs Projesi’ni yarattınız. Nasıl bir proje bu?

- Venüs Projesi, küresel çapta barışçıl ve sürdürülebilir bir medeniyete ulaşmak için çalışan bir sosyo-ekonomik sistem ve sosyal değişim hareketi. Kısa vadede paranın, siyasetin, kişisel çıkarların aşama aşama ortadan kalktığı bir geleceğe işaret ediyor.

Kaynak: Birgun.net