MUSTAFA K. ERDEMOL / [email protected]

Bugün 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü. Beş gün önce Honduras’da evinde uğradığı saldırıda yaşamını yitiren Berta Caceres, bugüne adını veren emekçi, mücadeleci kadınlardan biriydi. Ölmeseydi lideri olduğu Lenca’lı yerli kadınlar için her yıl olduğu gibi bu yıl da herkesin kulak kabarttığı bir konuşma yapacaktı. Ama olmadı.

Honduras toprak ve çevre hakları savunucuları için en ölümcül ülke olarak biliniyor. 2010-2014 yılları arasında 101 çevreci öldürüldü ki çok ama çok yüksek bir rakamdır bu. Berta Caceres de yıllarca ölüm tehditleri alan bir çevreci, bir toprak savunucusuydu. Bu alandaki çabaları ona geçen yıl Goldman Çevre Ödülü’nü kazandırmıştı. Caceres, 2012’de Eichstätt - Ingolstadt Katolik Üniversitesi Adalet ve Barış Topluluğu’ndan Shalom Ödülü’nü almış, 2014’te de Cephe Savunucuları Ödülü’ne aday gösterilmişti. Küresel Gözlemciler ÖrgütüCaceres’i Honduras’da riskle karşılaşan çevrecilerin sembolü sayıyordu.

Dünyanın, verdiği mücadeleyle bildiği, adını saygıyla andığı Caceres’i öldürdüler. Resmi açıklamaya göre evine giren hırsızlarca öldürülmüştü. Ama buna kimse inanmadı. Adının 2013’te ordunun suikast yapacağı 18 kişilik listenin en başında yer aldığını bilen hiç kimse inanmadı.

Caceres, doğayı katleden, yerli halkların geleneksel yaşam tarzlarını ortadan kaldıran barajlara karşı verdiği mücadele yüzünden ölüm tehditleri alan bir halk önderiydi. Honduras’ın yerli halklarından Lenca’ların lideri olmanın yanı sıra kararlı bir çevreci, mücadeleci bir feministti de. Dört çocuğu ve kurucularından olduğu Honduras Yerli Halkları Konseyi (HYHK) liderlerinden olan eski eşi Salvador Zuniga ile birlikte yaşıyordu.

​Rol modeli annesi

Berta İsabel Caceres Flores 4 Mart 1973 doğumlu. Orta Amerika’nın şiddet dolu yıllarında büyüdü. Rol modeli ise El Salvador’dan kaçan mültecilere kucak açıp onları koruyup kollayan, kendisi gibi mücadeleci bir aktivist olan annesiydi.

Üniversitede eğitim alanında öğrenim gören Caceres kurucularından olduğu HYHK ile sadece kendi halkının haklarını korumakla kalmadı aynı zamanda halkına ait toprakları da savundu. Yasadışı ağaç kesimine karşı mücadeleler verdi örneğin. Bölgedeki Lenca toprakları arasında kurulan Amerikan üssüne de karşı çıktı.

2006’da Lenca’lara ait topraklara iş makinelerini yığan şirketin kim olduğunu araştırdığında bunun Dünya Bankası destekli ve Honduras firması Desarrollos ortaklı bir Çin firması olan Sinohydro’ya ait olduğunu ortaya çıkardı. Firmalar Gualcarque nehri üzerine barajlar yapmayı planlıyorlardı.

Durum bölge sakinlerinin görüşüne başvurulmadığı için uluslararası hukuka aykırıydı. Lenca halkı barajların yapılmasıyla, kolayca elde edebildikleri suya, yiyeceğe ulaşmalarının engelleneceğini düşünüyorlardı. Bir başka tehlike daha vardı ki o daha da vahimdi: Geleneksel yaşam tarzları tehdit altındaydı. Caceres halkla birlikte örgütlendi. Projeye karşı yasal bir mücadeleye girişti, bitmez tükenmez halk toplantıları yaptı. Sonunda sorunu Amerikalararası İnsan Hakları Komisyonu’na götürmeyi başardı.

Başarı geldi

2013’ün sonunda Sinohydro ile Dünya Bankası projeden çekildiler HYHK sayesinde. Ancak Honduraslı şirket bölgede çalışmalarını sürdürdü. Diğer yerel liderler projeye destek vermekle kalmayıp, Caceres ile iki yoldaşı hakkında suç duyurusunda da bulundular. “Gasp”, “tehdit”, “mülke hasar verme” suçlamalarıyla.

HYHK ve yerli halkla birlikte topraklarında faaliyet gösteren firmalara karşı bir yıl boyunca protesto eylemleri gerçekleştirdi. Protestocuların her defasında güvenlik güçlerinin saldırısına uğradığını söylemeye gerek yok. Öyle ki bir keresinde askerler protestoculara ateş açmış, HYHK’nin bir üyesi öldürülmüş, üç üyesi de yaralanmıştı. Protestocular firma çalışanlarınca sürekli tehdit ediliyor, tacizle karşılaşıyorlardı. 2014’te HYHK üyeleri yine iki ayrı saldırı sonucu iki üyelerini yitirdiler. Askerler tarafından sürekli tehdit ediliyordu Caceres ile arkadaşları. Bir gün Rio Blanco’ya giderlerken durduruldular askerlerce. Arabasında silah bulundurulduğu iddiasıyla (askerlerce konulmuştu) tutuklandılar. Mahkeme önleyici tedbir kapsamında Caceres’i her hafta imzaya tabii tuttu, yurtdışına çıkma yasağı koydu.

Koruma altındaydı…

Amerikalararası İnsan Halkları Komisyonu’nun kararı uyarınca Honduras hükümeti Caceres’i korumak zorundaydı. Ancak Honduras İçişleri Bakanlığı, Caceres’in yaşamını yitirdiği, Meksikalı çevre aktivisti Gustavo Castro Soto’nun da yaralandığı o saldırının gerçekleştiği evin, Caceres’in verdiği adres olmadığını iddia ederek bu nedenle koruma göndermediklerini açıkladı.

Caseres ölümden korkmuyordu ama öleceğini biliyordu. “Ben çok zayıf ve korumasızım. İstiyorlarsa beni kolayca öldürürler” diyordu. Oysa yaşamak istiyordu Berta Caceres. Bu cümleler onun: “Yaşamak istiyorum. Çünkü yapacağım çok şey var bu dünya için. Topraklarımız uğruna mücadeleden asla vazgeçmeyeceğim. Benim için onurlu yaşam budur. Mücadelemiz hem meşru hem de yasal”.

8 Mart Emekçi Kadınlar Günü’nde, kadın ve çevre mücadelesinin bu büyük kahramanını saygıyla, sevgiyle anıyoruz.


Kaynak: Birgun.net