Ameliyatının gerçekleştiği hastaneye ve kendisine geçmiş olsun dileklerini iletenlere teşekkür ederek konuşmasına başlayan Bahçeli'nin yorgun ve sesinin kısık olduğu gözlendi. Bir koltuğa oturarak konuşan Bahçeli, "Her şeyin başı sağlık" diyerek Kanuni Sultan Süleyman'ın, "Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi" dizesini okudu.

Bahçeli'nin konuşmasından satırbaşları şöyle:

"Bugünkü toplantımızın ne mutlu bizlere ki MHP'nin 47'nci kuruluş yıldönümüne tesadüf etmesi ayrıca değerlidir. 47 yıllık emaneti omuzlayarak bu günlere geldik. Acze düşmedik, gevşemedik. MHP Türkiye'nin ruh kökünden, Türklüğün binlerce yıllık engin tarihinden doğmuştur.

8-9 Şubat 1969 tarihinde milliyetçilik bir hareket almış ve Türk siyasetine milli bir yorum gelmiştir. Bu yolun Türk milletini özüne ve öz benliğine kavuşturmuştur.

Ülkülerimiz hem önümüzü, hem kalbimizi aydınlattı. Biz çamurluğu sürekli reddettik. Hep daha ilerisini hedef olarak ortaya koyduk. Ülkümüzü göklerde parlayan yıldız gibi gördük. İşte MHP 47 yıldır aşkla milletine hizmet etmektedir. Yarım asra yaklaşan hareketimiz tarihsel yolculuğunu sürdürmektedir.

Yol doğru, yolcu inanmış, yolculuk da mübarektir. Bu yolculukta vatan, millet kavramı vardır. Bu kavramlarla ters düşenler bizim gibi gözükse de, bizim gibi asla olamazlar. 47 yıldır yalanla mücadele ediyoruz. 47 yıldır adaletsizlikle, yolsuzlukla mücadele ediyoruz.

Yıldığımızı düşünenler bizi kendine benzeten korkaklardır. Bir an olsun karamsar olmadık. Kötümserlik seline kapılmadık. Başaracağımıza inandık. Yaralarımızı sara sara, omuz verdiğimiz şehit tabutları altında bu aziz davanın hedeflerine varacağını izledik.

Sofrasına oturup, ekmeğini yediğimiz bu aziz vatanın yeri geldi kefensiz toprağına girdik. Ne öngördüysek gerçekleşti. Allah'a şükür olsun ki yanılıp, yitirip mahcubiyet yaşamdık. Milletimiz 47 yıl bize kol, kanat gerdi. Bundan dolayı şükran borçluyuz.

Artık haklı çıkmak yetmiyor, kafi gelmiyor. Hakkımızı söke söke almasını bileceğiz. Ecdadımızın beklentisi budur. Kızgın ateşte dövülür gibi dövülen, yok sayılan, küçümsenen, erimesi beklenen Türklüğün vicdanı bunu hedeflemektedir.

Milliyetçi Hareket, Türk milletinindir. Milliyetçi Hareket, Türklüğün bekaası, devletin devamlılığı konusunda onurlu duruştur.

Terörle mücadele

Maalesef Türkiye'de siyaset alabora olmuştur. Hükümetin aklı karışıktır. Doğru olan hiçbir şey yoktur. Türkiye'de yönetim boşluğu vardır. Milli güvenliğimiz alarm vermektedir. Hergün şehit haberleri gelmektedir. Çözüm sürecinden istifade eden terör örgütü silah ve bomba depolamıştır. Düşman vatanımıza tahkimat yapıp, her yere konuşlanırken bu hükümet ne yapmıştır? Yabancı ajanlar, kan tutkunu provataktörler cinayet planları yaparken bu ülkeyi yönetenler nereye gitmiştir? PKK'nın vatan toprakları üzerine terör kampları kurulduğu söyleniyor. Hendekler kazıp, pusu kurmaları... Cizre'de bodrum katında yaralı olduğu gerekçesiyle teröristleri kaçırma hedefinde olan HDP'liler kin kusuyorlar.

Bunlar oluyorken AKP hükümeti neredeydi? Cumhurbaşkanı ne yapıyordu? Cumhurbaşkanı keyfi ve totoliter yönetim bina etmek için çırpınıyor, milleti birbirine düşürmek için hazırlık yapıyor. Dünyevi makam için başkanlık çetelesi tutuyor. PKK kan dökerken, Erdoğan saltanat sürüyor, gezip tozuyordu. Hiçbir demokratik ülkede yaşanmayacak rezalet Türkiye'de normalleşmişti. Vatanı teröristlerin açık saldırısına uğramış Cumhurbaşkanı'na bakın. Yaşananlar adeta şaka gibi. Böylesi sefa, sefalet ve hezimet ne olmuş, ne olacaktır.

20 Temmuz'dan bu yana toplam 291 evladımızı şehit verdik. 1 Kasım'dan bu yana 102 kahramanımızı şehit verdik. Ocak'tan bu yana 56 kardeşimiz şehit düştü. Şehitlerimize Allah'tan rahmet, milletimize sabır ve başsağlığı diliyorum. Türkiye yanıyor, yıkılıyor. Terörle mücadele devam etsin diyoruz, hükümetin kafasında karışıklık görüyoruz.

Bugünkü ortamda Sur ve Cizre başta olmak üzere sokak savaşı çıkmışsa, bunun arkasında Oslo görüşmeleri, İmralı pazarlıkları vardır. Dolmabahçe'de AKP-PKK mutabakatının kanlı sonuçları görülmüştür. AKP'li bakanlarla PKK temsilcilerinin anlaşmasına işler sarpa sarınca tepki gösteriyordu.

Ancak Sayın Arınç "Erdoğan'ın haberi vardı" diyerek malumun ilamını yapmıştır. Erdoğan da eski dostuna okyanusun öteki tarafından cevap vermiştir. Madem Dolmabahçe buluşması yanlıştır, o fotoğraftaki bakanlar hak ettikleri karşılığı niçin görmemiştir? Türk milleti bir kez daha aldatılmıştır. Nihayet bedeli ödeyen aziz milletin ta kendisidir. Yalancılar el üstünde tutuluyorsa, ihanete ortak olanlar görmezden geliniyorsa, büyük bir sorunumuz var demektir. Türk milleti gereğini yapmak için uygun zamanı beklemektedir.

Ortadoğu'daki gelişmeler

Ortadoğu'daki vekalet savaşı devam etmektedir. Koskoca bir tarih gözümüzün önünde infaz edilmektedir. Takvim geriye sarmaktadır. Radikal savaşçılar, terör örgütleri, kiralık çeteler emperyalizme tetikçilik yapmaktadır. Karşımızda kan, ölüm kapanına sıkışmış medeniyet kümesi vardır.

Dün Türkiye'ye gelen Merkel'in derdi de mülteci sağanağına Türkiye'yi kalkan yapmaktadır. Yeni bir mülteci akının sonuçları daha ağır olacaktır. AKP'nin dışpolitikası imha olmuştur. Böyle bir göç dalgasının huzurumuzu yok edeceği çok açıktır. Türkiye ne pahasına olursa olsun milli varlık ve güvenliği koruyacak bir tutum sergilemelidir. Sınırlarımızın dibinde silah zoruyla yeni bir dünya kurulmaktadır.

Ocak ayında Türkiye'ye gelerek çözüm sürecini diriltilmesini isteyen Biden'a yaptıkları sitem ve şikayetler inandırıcı değildir. Hedef Suriye'den sonra Türkiye'dir. Sur ve Cizre ise dış güçlerin yönelendirmesiyle bölünmenin test edildiği yerlerdir. ABD teröristlerle yanak yanağadır.

Mardin Süreci

Başbakan geçen hafta Londra'dan Mardin'e ayağının tozuyla gelerek, bir konuşma yapmıştır. Aklınca, kim hazırlayıp eline tutuşturduğu 10 maddelik güvenlik planını takdim etmiştir. Söz konusu eylem planının 10 temel esasa dayandığını söylemiştir. Bu 10 madde PKK'ya beyaz bayrak sallamaktan başka anlama gelmeyecektir. Mardin'deki ile Dolmabahçe'deki 10 madde aynıdır. Terörle amansız mücadele sürerken 10 madde kimleri mutlu etmek için açıklanmıştır. Bu skandaldır. Bu şahsın neresinden tutarsak elimizde kalacak. Davutoğlu Mardin'de PKK'ya zeytin dalı uzatmıştır. Davutoğlu, Alparslan'ın ordusunda bir Kürt olmak ile, Selahattin'in ordusunda bir Türk olmak arasında fark var mı diye soruyor. Elbette yoktu ama sizinle birlikte bu fark oluşmaya başladı. AKP'ye kadar bu hiç kimsenin aklına gelmemişti. Birleşik Krallık size talimat mı vermiştir? Arabistanlı Lawrence mezarından kalksa anca senin gibi konuşur.

Bu esef verici sözlerin sahibi Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'dır. Davutoğlu Anadolu kültürü diyor, Türk kültürünü yok sayıyor. Türk milletini inkar ediyor. Parçalayıcı ulus anlayışı yerine, birleştirici unsuru getireceklermiş, Davutoğlu senin dilin ne söylüyor? 14 yıldır aklınız neredeydi? Erdoğan aklını siz insan odaklı mı sanıyorsunuz?

Teröristle halk ayrılacakmış, aksini iddia eden mi var? Öcalan'ı sözde lider seviyesine çıkarmak sizin yaydığınız fitne sebebi değil miydi? Sayın Başbakan Ortadoğu'nun ruhu çalınmışken, bu hayal mahsulü palavrayı ağzına almaktan utanmıyor musun? Başbakan yerel yönetimlerin yetkilerini artıracağız diyor PKK da bunu istiyor. Zımnen PKK'yı başkente davet ediyor. Davutoğlu freni patlamış kamyon gibi konuşuyor, çukur kazacağınıza Anayasa Komisyonu'na gelin istediğizi söyleyin diyor. Kim diyor Serok Ahmet diyor, kime diyor terör örgütüne diyor.

AKP, PKK'ya ateşkes senedini getirmiştir. Mondros, Sevrciler AKP'yi ele geçirmiş, Davutoğlu'nu da vesayet altına almıştır. Bilesin ki bu vatan Türk vatanıdır. Türkiye Cumhuriyeti'ni nice badirelerden sonra Türk milleti kurmuştur. Alparslan Türk komutanıdır, bu toprakları Türkleştirmiştir. Bu topraklarda Mezopotamya çocukları değil, Türk çocukları vardır. Bu aziz vatan bileşkeyle değil, Türk milletinin 1000 yıllık tarihiyle kurulmuştur.

Sayın Davutoğlu yeni kitap yazdığını açıklamışken, millete ahlaken bir kez daha bakması, yeni okuma listesi çıkarması gerekmektedir." (RADİKAL)

Kaynak: Birgun.net