Yarın yürürlüğe girmesi beklenen Suriye’deki ateşkesin Türkiye’yi nasıl etkileyeceği merak konusu. Bu merak aslında Türkiye’nin ateşkes karşısındaki tutumunun ne olacağına yönelik bir merak. Çünkü Recep Tayyip Erdoğan ateşkes kapsamı dışında tutulan Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) ile El Nusra’nın yanı sıra PYD ile silahlı kanadı “Yipici”nin de (Erdoğan İngilizcesinde YPG demek, malum) kapsam dışı bırakılmasını istemişti. Buradan da anlaşıldığı üzere Rusya ile ABD’nin bırakın kapsam dışı bırakmayı, aksine sıkı bir müttefik olarak görmeye devam edecekleri PYD’nin iyice sağlamlaşan konumu Türkiye’nin ateşkesten memnun olmayışının en önemli gerekçesi.

MÜLTECİ KRİZİ GEÇERSİZ
Diğer bir gerekçe de Türkiye’nin “teröristtir” diyerek PYD’yi vurma şansının hemen hemen kalmamasıdır. Vurması halinde hem ateşkesi bozan bir ülke olacak hem de Rusya ile ABD’nin bu kez gerçek anlamda ciddi tepkisini çekecek. Suriye’deki insani/siyasi krizin en önde gelen sorumlularından olan Türkiye’nin bölgede mezhepçi kaygılarla sorun yaratmaya devam etmesi uluslararası kamuoyunun Türkiye’ye baskısına da yol açabilir. Batının mülteci krizi yüzünden Türkiye’ye muhtaç olduğu inancı da artık geçerli değil. Geri Kabul Anlaşması’yla Türkiye üzerinden gelen binlerce mülteciyi yeniden Türkiye’ye göndermeyi garanti altına almış bir batının mülteci krizi uzun sürecek değil. Ama yine de, gerçekleşmesi halinde, her şeye rağmen batıya sızma ihtimali olan hızı kesilmiş mülteci akışını da en düşük seviyeye indirecek bir ateşkes durumu batının istediği bir çözüm. Buna engel bir Türkiye, batı kaynaklı çok sorunla karşılaşabilir.

KÜRTLER ÖNEMLİ AKTÖR
Türkiye artık şunu kabul etmeli. Bölgenin en önemli aktörü artık Kürtlerdir. “Önemli” olmasaydı kendisi de Irak’ta Kürtler aracılığıyla ya da Kürtler üzerinden bölgeye yönelik politikalar üretmezdi bunca yıl. Ama Irak’ta memnun olduğu Kürtlerden Suriye’de pek hoşnut değil Türkiye. Türkiye’nin bu memnuniyetsizliği, hastalıklı Esad karşıtlığı yüzünden Suriye Kürdü’nün siyasi bir varlık olarak Türkiye sınırına yakın bölgelerde “erken doğmasına” yol açmış olmasından kaynaklanıyor belli ki. Suriye Kürdü yüzünden, onun Kobani’deki kalıcı varlığı nedeniyle, “kendi Kürdü’yle de bozuşan, Kürt sürecini bu yüzden sonlandıran Türkiye şimdi kendi sınırları içindeki “savaşı” mevcut ateşkes yüzünden sürdürmekte zorlanmış olacak. O nedenle Ahmet Davutoğlu’nun “ateşkes Suriye’de geçerli Türkiye’de değil” demesi bu açıdan anlamlı. “Kendi sınırlarımız içinde her şeyi yaparız” demektir bu. İyi de Rusya’nın BM Güvenlik Konseyi’ni Türkiye Kürtler için toplantıya çağıracağına yönelik açıklamaları, Türkiye’nin bugün Suriye’nin karşılaştığı sorunun tam da aynısıyla karşılaşacağının işareti değil mi?
Yani ateşkese destek vermesi her açıdan Türkiye’nin işine yarayacak. Ayrıca geçen yıl kaçıp giden yabancı sermaye yeniden ülkeye gelebilecek. Türkiye burjuvazisi buna sevinmez mi?

TÜRKİYE KAYBETTİ
Türkiye kaybetti, lamı cimi yok. Sadece Rusya desteklediği için değil, Esad beş yıldır emperyal saldırılarına karşı direndiği ABD’ye, Batı’ya “Esad’lı çözüm” dedirttiği için kaybetti Türkiye. İkinci kez kaybettiği an Recep Tayyip’in “El Nusra da IŞİD’e karşı savaşıyor, neden o kötü olsun” dediği andır. Çünkü PYD sadece IŞİD’e karşı savaştığı için destekleniyor değil, bölgede Esad’ın da desteğini alarak bir oyun kurucu haline geldiğinden, “Esad’lı geçiş”te PYD önemseniyor.
Bu önemseme sınıra yakın yerlerde Kürt kantonlarının birleşmesiyle daha da artacak. Türkiye, Rusya ile Suriye’nin IŞİD’İ, El Nusra’yı vururken sınırı ihlal ettikleri gerekçesiyle şu meşhur “angajman kurallarını” uygulayıp müdahale ederse askeri anlamda da kendisini bitirir. Rus uçağını düşürdükten sonra kendi sınırlarında denetim uçuşu bile yapamayan bir Türkiye var ortada.
Davutoğlu istediği kadar “ateşkes Suriye’de geçerli Türkiye’de değil” diyerek ülkedeki (varsa) PYD ile “Yipici”yi vurmayı planlasın, “PKK’nin uzantısıdır” diyerek PYD’yi (özellikle Suriye sınırları içinde) hedef alma hesapları yapsın tüm bunlar ateşkesin Türkiye tarafından ihlali anlamına gelir. Bu da “Suriye yönetimi bizim sayemizde ülkede kontrolü kaybetti” diyen şaşkın Başbakanı’nı sayesinde zaten alay konusu olmuş Türkiye’nin başının ağrıması demektir.
“Ateşkes” Suriye’de çatışan taraflar için iyidir kuşkusuz. Ama sürekli hatalar yapan, hataları gittikçe suça dönüşen AKP iktidarı için çok çok daha iyidir.
“Fetih” rüyasından uyansalar bir, belki fark edecekler.

Kaynak: Birgun.net