YAŞAR AYDIN / [email protected]
@yasaraydinnn

Siyaset arenası hiç olmadığı kadar hareketli. Meclis'te grubu bulanan dört partide de sular ısınmış durumda. İktidar partisi AKP ve MHP kongre sancıları yaşarken, ana muhalefet partisi CHP’de de muhalifler sahaya inme hazırlığında. HDP ise 7 Haziran seçimlerinin çok gerisine düştüğünün farkında ve yeni cephe kurma arayışında.

Erdoğan’ın işi o kadar kolay değil

Erdoğan AKP’de önemli bir adım atarak Davutoğlu dönemini sonlandırdı. Bu hem parti içine hem Türkiye siyasetine hem de uluslararası güçlere “Ben buradayım” mesajıydı. İç politikada ve Batı ülkelerinde homurdanmalara yol açsa da parti, bu kararı ‘’içeride rahatsızlık’’ olsa da sessizlikle karşıladı. Bu sessizlik başta ‘’Erdoğan’ın gücü’’ olarak okunabilir. Ama daha iki gün önce dokunulmazlıkların görüşülme takvimine ilişkin AKP Grubu’nun önerisini Meclis’ten geçirememesi o tarafta da kafaların karışık olduğunu gösteriyor.

Erdoğan tek başına tüm süreci göğüsleme iradesi gösterdi. Ama daha ilk günden Meclis’te ciddi bir otorite boşluğunun oluştuğu görüldü.

17 Mayıs günü AKP Genel Başkanı ve Başbakan’ın ismi açıklanacak. Bundan sonra gözler 22 Mayıs’taki kongreye çevrilecek. Önce yeni parti yönetimi sonra da Bakanlar Kurulu şekillenecek. Bu aynı zamanda yeni ‘’küskünler’’ anlamın da geliyor. Çünkü Erdoğan artık denge değil mutlak itaat istiyor. Bu anlamı ile Bahçeli’nin “hukuksal destek” teklifine AKP’nin ihtiyaç duyması bugün için zor ama imkansız değil. Medya üzerinden devam eden kavga da AKP’de suların durulmayacağını gösteriyor.

CHP’de Kılıçdaroğlu sıkıntısı

Ana muhalefet partisi etkin bir muhalefet çizgisi izlemeye çalışsa da parti içinin çok rahat olduğunu söyleyemeyiz. Özellikle olağanüstü kurultaydan sonra oluşan MYK’nın Meclis Grubu ve Parti Meclisinde rahatsızlık yarattığı biliniyor. Örgüt gücü ile gelen isimlerin partinin karar organlarının dışında tutulmaya çalışıldığı ve partinin danışmanlarla yönetildiği eleştirisi çok daha yüksek sesle dillendirilmeye başlandı.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun başta dokunulmazlıklar olmak üzere kritik konularda PM ve Meclis Grubu’nun çoğunluğundan farklı noktalara düşmesi sıkıntıyı daha da artırdı.

CHP’de parti içi muhalefette ilk adımı yine Muharrem İnce attı. İnce bölgesinden başlayarak sahaya inmeye hazırlanıyor. Üstelik sadece parti içi bir konu ile değil tüm toplumun yakından ilgilendiği laiklik merkezli çalışma ile başlıyor. İnce, bir yandan partinin çizgisini eleştirirken diğer yandan da başkan olduğunda izleyeceği hattı da ortaya koyuyor.

CHP’de sol ne yapacak?

En merak edilen konu da CHP’de sol kanadın bir varlık olarak ortaya çıkıp çıkamayacağı. Kılıçdaroğlu’na dair eleştirileri bilinen sol kanat, İnce’nin politik çizgisine de uzak duruyor. Olağanüstü Kurultay’da PM’de ortak tavır almayı başaran sol kanadın bu dönem parti yönetimine de aday olması bekleniyor. Türkiye’nin her önemli konusunda aktif tavır alan “sol’’un eylül ayında yapılması planlanan Tüzük Kurultayı’nda da görüşlerini ortak ifade etmesi bekleniyor.

HDP Batı’da cephe hazırlığında

7 Haziran seçimleri ile birlikte ülkenin neredeyse tamamında destek bulan HDP, bir yıldır devam eden çatışmayla yeniden doğal sınırlarına geriledi. Özellikle ülkenin batısında etkisini yitirdi. HDP yaptığı toplantılarda 7 Haziran sonrası izledikleri çizgiyi masaya yatırdı. Yeterli etkiyi yaratamadıklarını kabul eden parti yönetimi, HDP’yi de aşan cephesel yan yana gelişlerle krizi aşmaya çalışıyor. “Demokratik kamuoyu” olarak adlandırdıkları siyasal çevrelerle başlattıkları “Barış Bloku” şimdi de dokunulmazlıkların kaldırılmasına karşı “Hayır” kampanyası bu yönelimin parçaları olarak duruyor.

HDP içinde son dönem yaşanan bir başka gelişme de yeniden HDK’nın canlandırılması konusunda yaşanan tartışma.

MHP’de işler karışık

En ilginç ve önemli gelişme hiç kuşkusuz MHP’de yaşanıyor. MHP’de 15 Mayıs tarihinde olağanüstü Tüzük Kurultayı’nın toplanma ihtimalinin güçlenmesi ile süreçte bir eşik daha geçilmiş oldu. MHP’de muhalefet, tüzükte değişiklik yapmayı başarırsa bu aynı zamanda yönetimi de değiştirme gücüne ulaştığı anlamına gelecek.

MHP’de Devlet Bahçeli yönetimi ile Meral Akşener’in başkanlığı arasında önemli farklılıkların olacağını söylemek kehanet sayılmaz. Bu, özellikle AKP ile ilişkilerde yeni bir dönem anlamına gelecek. Bu durum Erdoğan’ın başta erken seçim olmak üzere atacağı adımları da etkileyecektir.

Sonuç:

Ankara’da olağanüstü günler, haftalar yaşıyor. Her gelişme bir sonrasını doğrudan etkiliyor ve farklılaştırıyor. Mecliste yer alan partilerin mayıs ayı performansı partilerin kısa ve orta vadede kaderlerini belirleyecek. Tüm Türkiye bu gelişmelerden etkilenecek. Buna rağmen toplumun önemli kesimi “ratingi” yüksek bir dizi izler rolünde.

Kaynak: Birgun.net