BEKİR ÖZGÜR AYBAR / [email protected]

Uçsuz bucaksız şeritler arasında gezinen bir yol albümü bu. İlk dakikadan itibaren Özgür Yılmaz imzalı Ora’nın bendeki etkisi böyle oldu ve bu etki ilerleyen dakikalarda da değişmedi. Albüm dinleyenini doğaya, kalabalıklardan uzak bir noktaya doğru çekiyor. Hem de her parçada yapıyor bunu. Tam olarak nereye gidildiğinin ise hiçbir önemi yok. Belki de var, bilmiyorum. Ama tamamı enstrümantal şarkılardan oluşan Ora’ya kulak verirken bunu düşünmüyorsunuz bile.

Derdini anlatmak için sözlere ihtiyaç duymayıp yoğun enstrüman geçişlerine kapı aralayan bir albüme tanık olmak iyi bir filmin, vurucu bir romanın içinde dolaşmak gibidir. Islak Çimen, Karıncalar, Değirmen ve albümden çıkan ilk video klip olan Kuzgun Leşi gibi şarkılar Ora’nın da güçlü bir hikâyeye sahip olduğunu kanıtlıyor. Ayyuka ve Kırıka gruplarıyla birlikte çalışan Özgür Yılmaz’ın sirayet gücü yüksek bu ilk solo çalışmasını dinlerken dünyanın tüm anlamsızlıkları milyonlarca kilometre uzakta kalıyor.

Zaten Ora’nın çıkış noktasında da her şeyden uzaklaşan, bu hayalini iki teker üstünde gerçekleştiren bir insanın yaşamı var. Bu albüm aslında 1970'li yıllarda 150 cc vespa motoruyla dünyayı defalarca dolaşan Osman Gürsoy'un anlatılacağı bir belgesel projesine dayanıyor. İşin ilginç tarafı belgeselin yönetmenliğini üstlenen Tolga Başol da proje üzerine yoğunlaştıkça Osman Gürsoy’la aynı ilhama kapılıyor ve motoruna atlayıp dünya turuna çıkıyor. Böylece belgesel yarım kalıyor kalmasına, ama Özgür Yılmaz 2013 tarihli proje için kaydettiği parçaları bir albüm konseptinde tekrar elden geçirip değerlendirmeyi başarıyor.

Evrenin büyüklüğüne kıyasla küçük, hem de çok küçük olan bir gezegende kaybolmak ve her şeyden kaçmak isteği var Ora’da. Geçen ay Shalgam Records aracılığıyla dijital platformlar üzerinden yayımlanan albüm ne zamana, ne de herhangi bir mekâna ihtiyaç duyuyor. Salt yolda olmanın özgürlüğüyle ses veriyor.

Kaynak: Birgun.net