BEKİR ÖZGÜR AYBAR [email protected]

Los Angeles, California menşeli dünyaca ünlü rock topluluğu Red Hot Chili Peppers bir önceki uzunçaları I’m with You sonrasındaki beş yıllık ara dönemini sonlandırdı ve The Getaway adlı yeni stüdyo albümünü geçen günlerde servis etti.

Bu yeni RHCP çalışmasındaki en önemli yenilik yirmi beş yılı aşkın bir süredir grupla birlikte yol alan Rick Rubin’in prodüktör koltuğunda olmaması. Rubin, 1991 tarihli Blood Sugar Sex Magik’ten bu yana Red Hot Chili Peppers kayıtlarının arkasındaki isimdi ve Anthony Kiedis liderliğindeki topluluk funk etkileşimleriyle arena rock’ın zirvesine adım adım çıkarken bu başarıda o da pay sahibiydi. The Getaway’de onun boşluğunu Danger Mouse dolduruyor. Bu değişiklik Red Hot Chili Peppers için elbette tüm müzikal çizgiyi radikal anlamda değiştirmiyor, ancak grubun burada farklı bir bakış açısını hedeflediği muhakkak.

Birleşik Devletler’de kaydedilen The Getaway sound olarak kusursuz sekanslara sahip. Bunda da şaşırtıcı bir yan yok. Zira zengin prodüksiyon olanaklarına sahip bir ekibin en azından birbirini tamamlayan şarkı içi giriş-çıkışlara ulaşmasını beklersiniz. Red Hot Chili Peppers da yeni şarkılarında bu beklentiyi karşılıyor. Albümden dışarı sızan güçlü enstrüman kanallarının merkezinde Flea’nın bass vuruşlarının yanı sıra Chad Smith’in dinamik davul ritimleri bulunuyor. The Getaway’in özellikle başlangıcındaki bu tavır bana grubun 2006 çıkışlı double albümü Stadium Arcadium’u hatırlattı. Yalnızca ilk bölümü için bunu söyleyebilirim. Çünkü başından sonuna bu albümü Stadium Arcadium ile bir tutmak her şeyden önce Stadium Arcadium’a haksızlık olur. “Bence insan zirveyi yalnızca bir kez görebilir. Eğer şansı varsa iki.” der John Lennon. 1980’lerden başlayarak en az iki kez kendi zirvesini gördü Red Hot Chili Peppers.

Yine de garaj rock’tan funk temellerine yaptığı anlık geçişlerle ve insanı ilk anda yakalayan vokal tonuyla The Getaway vasatın üzerine kolaylıkla çıkabilen bir albüm. Goodbye Angels, Dark Necessities, Encore…

Kariyerinde otuz yılı geride bırakmış bir topluluğun hâlâ bu kadar güçlü şarkılar üretiyor olması muazzam bir şey.

Kaynak: Birgun.net