Başbakan Davutoğlu’nun “Kamuda çalışan tüm taşeron işçilerine kadro verileceği, dışarıda tek bir taşeron işçinin kalmayacağı” şeklindeki sözlerinden birkaç saat sonra, düzenlemenin içeriğine ilişkin Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın yaptığı açıklamalar, işçilerin ve sendikaların tepkisini çekti. KESK: Maliye Bakanının açıklamaları, AKP iktidarının yeni bir alicengiz oyunu ile karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Kamu taşeron işçilerinin tamamının kadroya alınacağının koskoca bir yalandan ibaret olduğu tüm açıklığı ile ortaya çıktı.

Şart üstüne şart
Maliye Bakanı Ağbal, kamu idareleriyle belediyeler ve il özel idarelerinde asıl ve yardımcı işlerde çalışan yaklaşık 720 bin taşeron işçisinin kamuda ‘özel sözleşmeli personel’ statüsünde istihdam edileceğini, aynı işi yapacağını ve aynı ücreti alacağını, geçmişe dönük haklarından da feragat edeceğini söylemişti. Ağbal, kamu taşeron işçilerinin bu pozisyonda istihdam edilmesi için;
>> 1 Kasım 2015’ten önce işe girmesi ve halen çalışmaya devam etmesi
>> Emekli aylığı almaya hak kazanmamış olması
>> Tam zamanlı işlerde istihdam edilmiş olması
>> Yılda 12 ay boyunca görev yapıyor olması
>> Yapılacak olan ‘güvenlik araştırmaları’nda sorun yaşamaması
>> Personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı ihalelerinde çalışması, anahtar teslim götürü hizmetlerinde çalışmaması
>> Gerekli bilgi ve donanıma sahip olup olmadığını belirlemeye yönelik sınavı kazanması şartlarını karşılaması gerektiğini ifade etmişti.
KESK’ten yapılan yazılı açıklamada, “Bu şartlara genel olarak bakıldığında bile Başbakanın ‘dışarıda tek bir taşeron işçisi kalmayacak’ sözlerinin ne kadar abartılı olduğu ortaya çıkıyor. Getirilen bu ağır şartlar sonucunda kamu taşeron işçilerinin sınırlı bir kesiminin 'özel sözleşmeli personel' pozisyonunda istihdam edileceğini görmek için kahin olmaya gerek yok” denildi.

***

KESK: Koskoca bir yalan!

KESK’in açıklamasında, şu noktalara dikkat çekiliyor:

>> Sözleşmeler 10-11 aylık
“Türkiye’de taşeron firmaların, çalışanları ile 12 aylık değil, 10-11 aylık sözleşme yaptığını, sigorta primi ödememek için çalışmakta olan işçiyi işten çıkmış veya yıllardır çalışan işçiyi işe yeni girmiş gibi gösterdiğini, firma bünyesinde farklı işlere kaydırarak hizmet sürelerini az gösterdiğini bilmeyen yok.

>> Adil sınav?
Kayırmacılığın, torpilin hiçbir dönemde olmadığı kadar yaygınlaştığı bugünlerde kamu taşeron işçilerine getirilen sınavın ne kadar adil bir biçimde yapılacağı da ayrı bir tartışma konusu.

>> ‘Haklarından vazgeç’ dayatması
Düzenlemeye göre yüz binlerce kamu taşeron işçisine ‘özel sözleşmeli personel’ statüsünde çalışabilmek için geçmiş birikimlerinden, özellikle kıdem tazminatlarından vazgeçmeleri dayatılıyor. Mevcut uygulamaya göre bir kamu taşeron işçisi yapmakta olduğu işin asıl iş olduğunu dava sonucunda ispatlarsa, ilk işe başladığı tarihten itibaren asıl işçi gibi değerlendirilerek, başta kıdem hakkı olmak üzere geçmişe dönük bütün haklarını alabiliyor.

>> Ücretler değişmiyor
Maliye Bakanı’nın açıklamalarında yer alan tüm şartları taşıyan, sınavı da geçen kamu taşeron işçilerinin ne çalışma koşullarında ne de ücretlerinde bir değişiklik yapılacak. Bazı yönleri ile 4C istihdamından da daha geri olan ‘özel sözleşmeli personel’ pozisyonunda istihdam edilen kamu taşeron işçisine şu anda aldıkları aylık üzerinden maaş verilecek.

>> İş güvencesinden uzak
Tüm şartları taşıyıp, sınavı geçen ‘özel sözleşmeli personel’ pozisyonunda istihdam edilen kamu taşeron işçisi ile 3’er yıllık sözleşme yapılacak. Her 3 yılda bir sözleşmelerinin yenilenmesinin hangi şartlara bağlanacağı da belirsiz. Kamu taşeron işçileri gerçek bir iş güvencesinden uzak çalışmaya devam edecek.”

Kaynak: Birgun.net