AKP’nin uzun süredir sinyalini verdiği, önceki gün de hayata geçirdiği çoğunluğu DBP’li 28 belediyenin yönetimine kayyum atanması Saray ve hükümet çevrelerinde ‘coşkuyla’ karşılanmaya devam ediyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Geç bile kalındı” yorumunu yaparken, Başbakan Binali Yıldırım da kararın 28 belediyeyle sınırlı kalmayacağını, ‘görevlendirmeler’in devam edebileceğini söyledi.

Hendek açmakla mükellef değilsiniz

Bayram namazı çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aslında bu yeni bir şey değil. Bana göre geç atılmış bir adımdır. Daha önce bu adımın atılması gerekirdi. Bu benim daha önce de temennimdi” diye konuştu.

Devletin koyduğu kurallara herkesin A’dan Z’ye kadar uyması gerektiğini savunan Erdoğan, şöyle devam etti; “Siz bir terör örgütüne destek veremezsiniz. Siz orada yaşayan vatandaşlara her türlü hizmeti vermekle mükellefsiniz. Hendek açmakla mükellef değilsiniz. Kalkıp da orada hayatı aksatmak için hendek açılır mı? Bunlar imkânları bu işler için kullandılar. Bu yetmedi, devletten gelen desteği dağa gönderdiler. Bu araçlarla neler yaptıkları hepsi tespit edildi. Bölgede devamlı tehdit unsuru oluşturdular. Bunu hangi belediye yapmışsa bunun bedelini ödemek durumundadır. En sonunda hükümetimiz bunun kararını aldı. Yargı kararını vermiştir. Bunların bir kısmı da tutukluydu. Çoğunda da biliyorsunuz valilerin üst koordinesinde buralarda yönetimler başlamış durumda. Temennim odur ki bugüne kadar orada halka verilmemiş hizmetler bundan sonra verilmiş olur.”

Kaynakları teröre aktardılar

Yine bayram namazı çıkışında değerlendirme yapan Başbakan Yıldırım da el konulan belediyelerin ‘terör örgütünün lojistik üstü’ hâline geldiğini savundu. “Devletin kaynaklarını, milletin vergilerini, şehrin, ilçenin, beldenin güzelleşmesi için harcayacaklarına öyle veya böyle bölücü terör örgütüne aktarmak gibi bir yasal olmayan faaliyet içine girmişlerdir” diyen Yıldırım, bunun kayyum atanan belediyelerin tümü için geçerli olduğunu savundu.

“Yeni atamalar tabii olabilir” diyen Yıldırım, şu ifadeleri kullandı; “Yerel yönetimlerdeki görev alan belediye başkanları, meclis üyeleri, bundan böyle devletin verdiği imkânları millet için, yaşadıkları yerlerin sakinleri için harcarlarsa, bütün gayretlerini daha güzel şehirler yapmak için kullanırlarsa endişe etmelerine gerek yok. Yasalarımız neyi emrediyorsa yapmak en temel görevimizdir.”

ABD’ye: Herkes işine baksın

ABD Büyükelçiliği’nden kayyum atanan belediyelerle ilgili yapılan “çatışmalardan endişeleniyoruz’’ ve “yeniden seçim ümit ediyoruz’’ yönündeki açıklamalara da değinen Yıldırım, “Herkes kendi işine baksın. Biz ülkemizde kuralların nasıl yürüyeceğini öğrenecek değiliz. Her şey yasalarla gayet net olarak ortaya konmuştur. Türkiye’nin kimseden ders almaya ihtiyacı yoktur’’ dedi.

Kayyum atanan 28 belediyeden 24’ü DBP’ye, üçü AKP’ye ve bir tanesi de MHP’ye aitti.

*****

Soylu: Ehliyetin kuralları belli

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, hem adli hem de idari soruşturmalarda ‘teröre destek verdiği’ kanıtlanan isimlerin yerine kayyum atandığını öne sürdü. Soylu, “Seçilmişlik hukukun ve demokrasinin gaspı anlamına gelmez. Tam tersi hukuku ve demokrasiyi, tam anlamıyla muhafaza etmek anlamına gelir. Eğer bunu yapmıyorsanız, hukuk ve mahkemeler devreye girer” dedi.

Bakan Soylu, Muş’ta partililerle bayramlaştı. “Seçilmişlik herkese istediğini yapabilme hakkını ve özgürlüğünü vermez” diyen Soylu, şöyle devam etti; “Ehliyetin kuralları bellidir. Kaynağı yerinde kullanmak. Hukukun içinde bir değerlendirmek yapmak. Bu ehliyeti farklı bir şekilde değerlendirenlere yine müdahale hukukun içerisinde olur. Hiç kimsenin bir endişesi olmasın. Hizmetler en üst seviyede görülecektir. Halkın kaynakları, milletimize ve halka aktarılacaktır.”

‘Teröre cesaret veriyorsunuz’

Bakan ayrıca, ABD’nin Türkiye Büyükelçiliği’nden gelen ‘yeni seçim olmasını ümit ediyoruz’ açıklamasını da eleştirdi.

“Bunu Türkiye’nin iç işlerine müdahale olarak kabul ederiz” diyen Soylu, şu ifadeleri kullandı; “Bu sorumluluktan uzak açıklamalar teröre cesaret verir. Buna hiç kimsenin hakkı yoktur. Özellikle dost ve müttefik olarak nitelendirdiğimiz ülkelerin elçileri, bu konuda bir değerlendirme yapma hakkına sahip değillerdir. Türkiye’yi bu tip süreçte tanımlandırmak, Türkiye’ye ve milletimize büyük bir haksızlıktır, tahrik unsuru içeren bir açıklamadır.”

Kaynak: Birgun.net