UMUT ORAN
Sosyalist Enternasyonal Başkan Yardımcısı, Eski CHP milletvekili

Sosyalist Enternasyonal üyelerimizin de bulunduğu demokrasileri melez olmayan birçok ülkede sınırlı da olsa milletvekillerinin kürsü dokunulmazlığı bulunmaktadır. Dokunulmazlık, siyasi ahlak ve etik yasası ile ilgili partimizin görüşü net ve açıktır. Ayrıca her milletvekili adayımız partiye başvururken gerektiğinde dokunulmazlıklarının kaldırılması taahhüdünü vermektedir. Geldiğimiz noktada ise dokunulmazlığı kalkan milletvekili arkadaşlarımızın yapmış oldukları iktidar eleştirileri, yani sadece sözleri nedeniyle haklarında hazırlanmış olan fezlekeler kendilerinin tek satır ifadesi dahi alınmadan bugün bazı savcılar tarafından doğrudan iddianameye dönüştürülmektedir.

Muhalefete kurulan tuzak

Bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti'nin hukuk tanımaz AKP eliyle dönüştürüldüğü bir dönemde ortaya atılan "dokunulmazlıkların kaldırılması" teklifi, muhalefet partilerine kurulan büyük bir tuzaktır. 14 yıldır kulağının üstüne yatan, daha dün aklama komisyonuna dönüşen soruşturmalarda dahi dosyayı milletvekillerinden kaçıran AKP neden birden dokunulmazlıkla yatıp kalkmaya başladı?

İktidara geldiği günden bu yana, meclisteki çoğunluğuna güvenerek baskıcı bir düzen kuran ve her fırsatta hukuku ayak bağı olarak gördüğünü ifade eden bir zihniyetin "dokunulmazlıklar" konusunu da "hesap verilebilirlik" temelinde ele almadığı açıktır.

AKP isterse bugün dokunulmazlıklar kalkar

AKP; siyasi hayatı kilitleyecek, kaos ortamını sürekli kılacak yeni bir tezgah peşindedir. Öne sürülenin aksine kaleme alınan değişiklik teklifinin tek hedefi "teröre destek veren HDP'li milletvekilleri" değildir. Şehirlerin bombalarla doldurulmasına göz yumanların "terörle mücadele ediyoruz" iddiaları da samimiyetten uzaktır. Üstelik sandalye çoğunluğunu elinde tutan AKP’nin, fezlekesi olan herhangi bir milletvekilinin dokunulmazlığını hemen bugün kaldırmasının önünde tek bir engel dahi bulunmamaktadır.

Yeni Silivri süreci yaratılacak

Şüphesiz ki PKK bir terör örgütüdür ve teröre destek veren herkes, tıpkı terör örgütleriyle pazarlık masaları kuranlar gibi, mutlaka cezalandırılmalıdır. Ancak AKP, HDP'yi örtü olarak kullanıp CHP'li ve MHP'li milletvekillerinden bir kısmını da "hapse atarak" yeni bir "Silivri" süreci yaratmak istemektedir.

AKP'nin teklifi kabul edildiği takdirde "Yasama da bizim, yürütme de bizim, yargı da bizim!" diyen anlayış yeni bir mevzi kazanmış ve CHP'yi de hapishane önlerinde siyaset yapmaya mahkum etmiş olacaktır.

Daha birkaç yıl öncesine kadar düzmece gerekçelerle cezaevine konulan CHP'li milletvekilleri örneği ortadayken "Bedel ödemeye hazırız!" açıklamaları yapmak, tarihten ders almamakta ısrar etmek demektir.

Rakibe odaklı siyaset olmaz

14 yıllık AKP iktidarında muhalefet milletvekillerini, partileri ve kişileri hedef alan, yalana ve iftiraya dayalı propagandanın her türüne şahit olan bizler için "Eğer kabul etmezsek AKP bizi suçlu ilan eder!" gibi cümleler büyük bir yanılgı demektir. Zira bir şey yapmak ya da yapmamak AKP zihniyetinin kara propaganda faaliyetlerini engellememiştir. Rahmetli Kuddusi Okkır'ı hiç bir suçu yokken "Ergenekon'un Kasası" diye ölüme gönderenlerin CHP'yi hedef alan tüm sözleri de kategorik olarak "yok hükmünde" sayılmalıdır. Rakibin ne dediğine odaklanarak, rakibim beni suçlamasın denilerek siyaset yapmak mümkün değildir. Siyasi partiler ilkelerine, akıla, bilime ve kendi seçmenlerine göre karar vermeli, rakibin iddialarını asla ciddiye almamalıdır.

CHP'nin ve MHP'nin, inandıkları için değil de sırf AKP onları zora sokar düşüncesiyle dokunulmazlıkların kaldırılması için "Evet" oyu kullanması, tam anlamıyla rakibin kurallarını kabul etmek anlamına gelecektir.

Evet, “İnsan yalnızca söylediklerinden değil, sustuklarından da sorumludur” diyen Aziz Nesin çok haklıdır. Sorumlu bir siyasetçi olarak uyarmak zorundayım ki AKP'nin yarattığı hukuksuzluk ortamında, "Bizim verilemeyecek hesabımız yok!" şeklindeki meydan okumalar yerine "Bizim AKP'nin zindanlarına atılacak tek bir milletvekilimiz yok!" denilmesini gerekli görüyorum.

Bu anlamda, muhalefetteki tüm siyasi parti liderlerini, AKP'nin neyi hedeflediğini kesin olarak bilmedikleri her konuda tedbirli davranmaya ve tek başlarına karar almak yerine partilerinin yetkili kurullarını toplayarak ortak aklı egemen kılmaya davet ediyorum.

Kaynak: Birgun.net