SEBAHAT KARAKOYUN
[email protected]
@ssenyaprak


AKP’nin darbe girişimini fırsata çevirme yaklaşımı, 15 Temmuz gecesi bombalarla tahrip edilen Meclis’te de devam ediyor. Binadaki hasara yönelik onarım çalışması genişletilerek, 2014 yılına kadar 30 yıl boyunca ‘Halkla İlişkiler Binası’ olarak kullanılan iki binanın yıkımına başlandı. Yerine yapılacak proje ‘sır’ gibi saklanıyor. Kulislerde, ‘kültür varlığı olarak tescilli’ olduğu için şimdilik yıkım dışı tutulan 800 kişilik caminin yerine Beştepe’deki Saray’dakine benzer bir cami yapılmasının planlandığı konuşuluyor.

TBMM Başkanı seçildiği günden beri her fırsatta gelenekselleşmiş uygulamaların dışına çıkan ve Saray’a öykünerek basılı kağıtlarda ‘TBMM Külliyesi’ kalıbının kullanılmasında ısrarcı olan İsmail Kahraman, onarım çalışmalarını da Meclis yerleşkesinin çehresini bütünüyle değiştirecek nitelikte ve kapsamda bir tadilata dönüştürmeyi planlıyor.

İtiraza rağmen yıkım kararı

15 Temmuz’da zarar gören ana binadaki onarım çalışmaları başlatıldıktan bir süre sonra milletvekilleri, yerleşkenin genel dokusuna uymayan ve ‘AVM benzeri’ eleştirilerine neden olan yeni binaya taşınınca boş kalan iki bloktan oluşan 30 yıllık Halkla İlişkiler binasının yıkımı da sürpriz bir şekilde gündeme geldi.

Yıkımla ilgili karar, TBMM Başkanlık Divanı’nda muhalefetin itirazına rağmen alındı.

Ünlü Alman mimar Holzsmeister’ın projesine uygun olarak inşaatına 1939 yılında başlanan ve kaynak sıkıntıları nedeniyle verilen aralardan ötürü 1961 yılında hizmete açılan bina, TBMM ana binasıyla uyumlu olarak mimar Behruz Çinici ile eşi Altuğ Çinici tarafından tasarlandı. Bina, 1984-2014 yılları arasında kullanıldı.

Cami şimdilik yıkım dışı

Minaresi bulunmayan, sıradışı mimarisiyle uluslararası Ağa Han Mimarlık Ödülü alan 800 kişilik cami ise olası tepkiler dikkate alınarak ‘şimdilik’ yıkım kararı dışında tutuldu. Behruz Çinici ile mimar oğlu Can Çinici’nin imzasını taşıyan cami, ‘tescil’ kararı nedeniyle yıkılamıyor. Ancak Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, ‘tescilin kaldırılması’ amacıyla yargıya itiraz ettiği öğrenildi.

Özellikle AKP’li vekillerin ‘ihtiyacı karşılamadığı ve kullanışlı olmadığı’ gerekçesiyle daha büyük, minareli ve geniş bir cami yapılmasını talep ettikleri biliniyor.

Saray’daki cami mi örnek alınacak?

Yıkım kararı alınırken, TBMM Başkanlık Divanı’na yerine ne yapılacağına ilişkin bilgi verilmedi. Kulislerde, yeni binaların işgal edeceği alanın yapılan alanın çok üstünde olacağı konuşuluyor. Bu proje kesinleştiğinde Saray’daki 3 bin kişilik cami benzeri büyük ve görkemli bir cami yapılmasının da gündeme getirileceği belirtiliyor.

‘Belirsizlik var’

CHP’li TBMM Başkanvekili Akif Hamzaçebi, yıkım kararına karşı çıktıklarını belirterek, şunları söyledi: “Ana binayla uyumlu modern mimarinin güzel bir örneğini oluşturan bu iki blokun yıkılmasını doğru bulmadığımızı, tadilatla muhafaza edilebileceğini ısrarla savundum. Ancak biz onaylamadığımız halde yıkım kararı çıktı. Yapılacak yeni binanın ana binayla uyumlu olup olmayacağını bilmiyoruz. Milletvekilleri için yapılan yeni binayı da örnek göstererek bu konudaki endişelerimizi dile getirdim. Asıl yıkılması gereken ana binayla hiçbir uyumu bulunmayan yeni halkla ilişkiler binasıdır. İtirazlarımız üzerine ‘daha güzel bir bina yapılacak’ denildi ancak inandırıcı gelmiyor, güvenmiyorum. Çünkü milletvekilleri için yeni bina yapılırken de benzer şeyler söylenmişti. Sonuçta ana binayla hiçbir uyumu bulunmayan bir yapı ortaya çıktı. Caminin yıkılması ile ilgili bir önerileri olmadı. Mevcut cami ihtiyacı karşılıyor; son derece güzel, ödüllü bir mimari yapı. Eğer nihai hedefleri onu da yıkmaksa çok yanlış olur.”

Kaynak: Birgun.net