Vedat Türkali 13 Mayıs 1919’da Samsun’da doğdu. Liseyi Samsun Lisesi’nde okuduktan sonra 1942 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun oldu. Aynı yıl eşi Merih Pirhasan’la evlendi. Maltepe Askeri Lisesi ve Kuleli Askeri Lisesi’nde edebiyat öğretmenliği yaptıktan sonra 1951’de tutuklandı. 9 yıl ceza aldı. 7 yıl yattıktan sonra serbest kaldı.

Rıfat Ilgaz ile Gar Yayınları’nı kuran Türkali, 1965’te Karanlıkta Uyananlar filmiyle Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Senaryo Ödülü’nü kazandı.

Türkali, romancılıkta ise çığır açan bir isimdi. Bir Gün Tek Başına, Mavi Karanlık, Tek Kişilik Ölüm, Güven, Yeşilçam Dedikleri Türkiye, Kayıp Romanlar, Yalancı Tanıklar Kahvesi, Bitti Bitti Bitmedi gibi unutulmaz romanlara imza attı. 1974’te Milliyet Yayınları Roman Yarışması’nda birincilik ödülünü, 1976’da Orhan Kemal Roman Armağanı’nı kazandı.

Biz de bu büyük ustanın, bu iflah olmaz komünistin, bu yüce barış ve özgürlük sevdalısının anısına sizler için Türkali’nin akıllarda yer eden 10 cümlesini derledik:

1- Düşündüğünü söylemekten korkmaya başlarsa bir kişi, düşünmekten de korkmaya başlar.

2-Yaşaması kolay değil ki anlatması kolay olsun.

Nasıl bir şey bu aşk? dedi. Bana da bir anlatsana! Gözlerini umursamazlıkla dikti doktora: Yaşaması kolay değil ki, anlatması kolay olsun.
Kayıp Romanlar kitabından

3- Güçlük onurlu yürümekte

Bir yere ulaşmanın çeşitli yolları var; onursuzunu seçmek de yürek işidir. Kafasına yükselmeyi koymuşsa etini de sunar, beynini de. Güçlük onurlu yürümekte.
Tek Kişilik Ölüm – Komünist kitabından

4-En güzel dünya çocuklarla delilerin dünyası

Kural kaygısından arınmadıkça ortada olanı yineler durarsın
Tek Kişilik Ölüm kitabından

5-Tek bir günün sırası gelsin diye yaşam boyu bekliyoruz.

6- Zulmün olduğu yerde direniş de olacaktır

Taksim’de yaşanan Gezi Direnişi’ni ve Türkiye’nin birçok yerindeki olayları takip ettim. Sağlığım nedeniyle bu insanların aralarında olamadım. Ama onları izledikçe, geleceğimizin güvence altında olduğunu gördüm. Dünya tarihinde de Türkiye’de de şu çok açık olarak görülmüştür. Zulmün olduğu yerde direniş de olacaktır.
Agos Gazetesi’ndeki röportajından

7-Ben dünyaya talihli geldim

Samsun’un Kürkçüoğlu mahallesinde doğdum. O mahallede Kürtler, Türkler, Lazlar, Boşnaklar, Çerkesler biraradaydı.
OT Dergisi’ndeki röportajından

8- Sanat en güçlü muhalefet biçimidir

İktidar tehlike gördüğü her şeyi yasaklama yoluna gider. Sanatçı da edebiyatçı da sansürle karşılaşır. Türkiye’yi korku yönetiyor çünkü! İktidar muhalefetten korkuyor, muhalefet iktidardan. Halk işsizlikten, açlıktan da korkuyor, devletten de! Sanat en güçlü muhalefet biçimi.
Agos Gazetesi’ndeki röportajından

9- İnsana güvenmeden düşte bile yola çıkılmıyor

10- Haramilerin saltanatını yıkacağız, bekle bizi İstanbul, bekle zafer şarkılarıyla geçişimizi.

Gaia Dergi

Kaynak: Birgun.net