İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, ‘Bu suça ortak olmayacağız’ bildirisine imza attığı için tutuklanan Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı hakkında “Terör örgütü propagandası yapmak” suçundan 1,5 yıldan 7,5 yıla kadar hapis istemiyle iddianame düzenledi.

“Bu suça ortak olmayacağız” bildirisinin imzacıları ve sonrasında aynı bildirinin arkasında olduğunu açıklayanlar arasında bulunan Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı hakkında “Terör örgütü propagandası yapmak” suçundan 7,5 yıla kadar hapis istemiyle iddianame düzenlendi.

Savcılık, tutuklu Meral Camcı hakkındaki dosyanın daha önce tutuklanarak haklarında dava açılan üç akademisyenin dosyasıyla birleştirilmesini talep etti.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Savcılığı, Meral Camcı hakkında “Terör örgütü propagandası yapmak” suçundan 1,5 yıldan 7,5 yıla kadar hapis istemiyle iddianame düzenledi.

Camcı hakkındaki dosyanın, daha önce haklarında dava açılan tutuklu akademisyenler Muzaffer Kaya, Esra Mungan ve Kıvanç Ersoy’un dosyasıyla birleştirilmesi talep edildi.

Savcılık, iddianameyi İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Hadi Salihoğlu’nun onayına sundu. İddianame onaylanırsa Camcı hakkındaki dosya İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilecek.

Barış İçin Akademisyenleri’in “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine imza verdiği için Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya, Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan ile Doç. Dr. Kıvanç Ersoy ve Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı hakkında yakalama kararı çıkarılmıştı.Üç akademisyen 15 Mart’ta tutuklanırken, Camcı yurt dışında olması sebebiyle ifadesi alınamamıştı.

Camcı, Türkiye’ye döneceğini duyuran bir mektup yazarak, “Barış sözümün arkasında duracağım, mücadeleye devam edeceğim” demişti.

Türkiye’ye döndükten sonra ifadesi alınan Camcı, 31 Mart’ta tutuklanarak Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’ne gönderilmişti.

Camcı ‘Bu suça ortak olmayacağız’ başlıklı bildiriye imza attığı için İngilizce Mütercim Tercümanlık Bölümü’nde görev yaptığı İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi’ndeki işinden de atılmıştı.

Meral Camcı mahkemedeki ifadesinde, “Benim için her iki metnin de tek amacı barış sürecinin tesisinin ivedilikle sağlanmasıdır. Vatandaş ve akademisyen olarak bana düşen söz söyleme görevini ve sözümün arkasında durma ve takip görevini yapacağımı söylerim, bu bir suç değildir. Eleştirileri dile getirmek suç değildir. İfade özgürlüğümü kullandığımı düşünüyorum” diyerek suçlamayı reddetmişti. (/imc)

Kaynak: Birgun.net