On gündür 15 Temmuz gecesi ne olduğunu anlamaya çalışıyoruz ama…

Olay giderek eski bir Hümeyra şarkısında olduğu gibi…

Çözdükçe dolanıyor!..

Şimdilik bildiğimiz tek bir şey var…

Darbe girişimini Fethullah Gülen Cemaati organize etmiş.

Onu da nasıl biliyoruz?

Çünkü hükümet darbe girişiminin yaşandığı daha ilk saatlerden başlayarak böyle söyledi…

Ve de on gündür bütün bilgi akışı bu yönde.

Bir de…

Darbe girişiminin adresi olarak başka bir odağı gösteren kimse yok.

Böyle olunca…

En keskin AKP muhalifleri bile konuşmasına başlarken kendini darbe girişiminin FETÖ/PDY’nin işi olduğunu kabul etmek zorunda hissediyor.

Aksi yöndeki en küçük şüphe ise AKP’lilerin şiddetli saldırısıyla karşılaşıyor…

Tıpkı Ergenekon, Balyoz sürecinde olduğu gibi…

Şüpheyi ağzına alan anında FETÖ/PDY yandaşı olmakla suçlanıyor.

Bu durumda konu hakkında fikir beyan eden muhalif konuşmasına ikinci cümleden başlamak zorunda kalıyor.

Ama yıllarca Cemaat ile işbirliği yapan, ne istedilerse veren sizdiniz!

***

AKP’lilerin bu eleştiriye standart cevabı…

Kandırıldık!..

Bazılarının durumu ise daha zor.

O nedenle savunma için el yükseltmek zorundalar.

Bana ahmak diyebilirsiniz!

İşin bu yönü de Ergenekon, Balyoz sürecinde izlediklerimize benziyor.

O davaların kumpas olduğunun kabulünden sonra özellikle liberaller de aynı taktiğe sığınmıştı.

Gerçi çoğu AKP’lilerin şimdi yaptığı gibi açıkça itiraf etmemişlerdi ama…

Üzerlerine yapıştırılan “kullanışlı aptal”, “faydalı salak” aşağılamalarına karşı çıkmamışlardı.

Hatta o tayfanın en pervasızlarından Yıldıray Oğur, “kullanışlı aptal”ın hemen üzerine atlamış…

Bu arada Ertuğrul Özkök bile kendisinin de kullanışlı aptal olduğunu, 28 Şubat’ta o nedenle bazı kötülükler yaptığını yazmıştı.

Neticede, bu ahmaklık, salaklık, aptallık durumu bugünlerde bayağı kullanışlı bir malzemeye dönüşmüş durumda.

Siyasette istediğin hatayı, istediğin kötülüğü yap, istediğin suçu işle…

Sıra hesabı ödemeye gelince bahane hazır.

***

Burada tabii ki siyasi anlamda kullanıyoruz da…

Bu aptallık meselesi tıbbı, özellikle de adli psikiyatriyi yakından ilgilendirir.

Eğer hakkında dava açılan bir suçlu zeka geriliğine dûçar ise ya ceza ehliyeti olmadığına karar verilir ve ceza almaz ya da cezasında indirim yapılır.

İşte bu imkândan yararlanmak isteyen normal suçlular da kendisini adli tıbba sevk ettirip geri zekalı raporu almaya çalışırlar.

Oysa aptal numarası yapmak aslında sanıldığının aksine hayli zordur.

Sorulan sorulara ne kadar saçma cevaplar verse de tecrübeli hekimlerden oluşan muayene heyeti çoğunlukla hızla kararını verir…

Simulasyon!..

Numara, yani.

Görseniz; numaracının düştüğü durum çok komiktir.

Ama daha da komiği vardır.

Şahıs zaten geri zekalıdır…

Üstüne bir de geri zekalı numarası yapmaya kalkar.

Adli psikiyatride onun da bir adı vardır…

Sürsimulasyon!..

***

Şimdi tekrar şu AKP-Cemaat meselesine dönecek olursak…

AKP’liler açısından ortada politik bir aptallık olduğu açık.

Memleketi yıllarca birlikte yönettikleri Cemaat baştan itibaren günün birinde AKP’yi devirmek üzere istihkâm yaparken, AKP’liler bu ihtimali akıllarından bile geçirmemişler.

Ama mesele sadece bundan ibaret değil.

Aynı zamanda, ortak suçları ortaya döküldükçe özellikle aptal numarasına yatıyorlar.

Adli psikiyatriye muayeneye göndersen, teşhisi anında koyarlar.

Sürsimulasyon!..

Kaynak: Birgun.net