NURCAN GÖKDEMİR

Adalet Bakanlığı’nın 2015 yılı Faaliyet Raporu’nda, ‘yargıya güven’ konusundaki eleştirilere haklılık kazandıran tespitlere yer verildi. Raporda, ‘kamuoyunda yargıya güvenin istenilen düzeyde olmadığı’ ifade edilirken, ‘bağımsız ve tarafsız, halkın güvendiği’ adalet sistemi oluşturma konusundaki eksiklikler vurgulandı. Bakanlık ayrıca, ‘medya üzerinden yargı kurumları hakkında olumsuz algı oluşturulması’nı yargıya yönelik tehditler arasında sıraladı!

Raporda her yıl yinelenen ve giderek erozyona uğradığı resmi rakamlarla da ortaya konulan ‘hedefler’ yer aldı. OECD 2014 rakamlarına göre de yüzde 48 olan yargıya güven başta olmak üzere 2016 yılında Bakanlıkça yürütülecek planlama çalışmalarının öncelikleri şöyle sıralandı:

“Yargının bağımsızlık ve tarafsızlığının güçlendirilmesi, demokratik hesap verebilirlik, yargının etkinlik ve verimliliği, bilirkişilik kurumunun daha etkin hale getirilmesi, alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerinin yargılama sırasında veya öncesinde daha kullanılır hale getirilmesi, adalete erişimin güçlendirilmesi, gönüllü ücretsiz avukatlık uygulamalarının yaygınlaştırılması, hâkim ve savcı sayısının Avrupa ortalamalarına çıkarılması, adli zaman yönetimi.”

Adalet hizmetlerinin daha kaliteli ve verimli sunulmasını sağlamanın amaçlandığı belirtilen raporda, “Bu amaca ulaşmak için yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı ile yargının hesap verebilirliği arasında denge kuran güçlü ve etkili bir yargı yönetimi sisteminin tesisi de son derece önemlidir” denildi.

Bu nedenle temel öncelikler arasında yargı yönetiminde demokratik hesap verebilirliğe vurgu yapıldığına dikkat çekilerek, “Bu sayede temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınabileceği, hukukun üstünlüğünün gerçekleşebileceği öngörülmüştür” görüşü ifade edildi.

Medya ‘tehdit’miş

Raporda, medyanın da dahil edildiği, adalet sistemine yönelik ‘tehditler’ şöyle sıralandı: “Toplumda cezaların caydırıcı olmadığı inancının yaygın olması, UYAP’a yönelik siber saldırılar, kamuoyunda yargıya güvenin istenilen düzeyde olmaması, siber suçlar ve terör suçları konusunda uluslararası işbirliğinin yetersiz olması, hukuk eğitiminde sorunların bulunması, uzlaşı kültürünün yetersiz olması, yargının iş yükünü azaltıcı yöntemlerin etkin bir şekilde kullanılmaması.”


Kaynak: Birgun.net