AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Avrupa Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu AB Komisyonu Üyesi Johannes Hahn, Göç İçişleri ve Vatandaşlıktan Sorumlu AB Komisyonu Üyesi Dimitris Avramopoulos ile görüştü.

Brüksel'deki görüşmelerin ardından kameralar karşısına geçen Çelik, değerlendirmelerde bulundu.

Mülteci krizi karşısında Türkiye ile AB'nin ortak eylemler üreterek krizin yönetilebilir duruma getirildiğini ifade eden Çelik, özetle şunları kaydetti:

"Ekim 2015'te 1 ayda 7 bin kişi Avrupa'ya geçerken yürürlüğe konulan mekanizmalar sayesinde ikili rakamlara inildi. Bu mekanizma AB ile türkiye arasında ortak bir akılla hareket edildiği zaman ne tür başarılara imza atıldığını göstermiştir.

AK Parti hükümetlerinin reform hükümeti olması sürece destek verdi. Reform süreci Türkiye'den kaynaklanan bir eksiklik değil. Bizim reform irademizde bir eksiklik yok. Bunu biz kendi vatandaşımızın yüksek standartlarda yaşaması için istiyoruz. Uzun bir aradan sonra göç krizinden dolayı yeni bir mekanizmanın oluşması ve yeni gelişmelerin oluşması için ciddi bir zemin oluştu.

Geri kabul anlaşmasının yürürlüğe girmesi, vize serbestisi, gönüllü yerleştirme bir pakettir. Her biri bağlı elementtir. Bunlardan birini diğerinden ayırırsanız kimyasal özelliğini bozarsınız. Türkiye'nin talep ettiği vize serbestisinin hayata geçmesi çok önemlidir.

Bu sürecin bozulmaması gerekir. Bunu kimse bir tehdit gibi algılamamalıdır. Biz iyi işleyen mekanizmaların iyi işlemeye devam etmesini istiyoruz. Bu çerçevede herhangi bir aksama olsun istemiyoruz. AB projesi bizim için bir devlet politikası olmuştur.

Söz konusu olan terörle mücadele yasasının yeniden ele alınmasıyla ilgili... Biz terörle mücadele yasasında değişiklik yapılamayacağını belirttik. Biz çok yönlü terör saldırısıyla karşı karşıyayız. PKK, DEAŞ; DHKP/C gibi örgütler saldırı gerçekleştiriyor. Bu saldırılar altındayken, bu terörle mücadele yasasında değişiklik yapmamızın beklenmemesi gerekiyor. Bu şartlarda yasa değişimi beklemek reel, gerçekçi olmaz.

Her ülke kendi ihtiyaçlarına göre bu yasayı güncellemiş. Farklı ülkeler bu yasada değişiklikler yapmış, yerel unsurlar bu yasanın şekillenmesine yol açabiliyor. Önemli olan güvenlik ihtiyaçlarının demokrasiyi boğacak duruma düşürmemesidir.

Türkiye'nin güvenlik ihtiyaçlarının karşılanması olmazsa olmazdır. Türkiye milyonlarca göçmeni misafir ediyor. Avrupa Birliği'nden gelecek mali yardımın dolaylı yollardan gelmesi süreci geciktirmekten başka bir şey yapmaz."

Kaynak: Birgun.net