Hükümetin ‘FETÖ ile mücadele’ adı altında 1 Eylül’de çıkardığı 674 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin (KHK) 49’uncu maddesiyle, Öğretim Üyesi Yetiştirme Programı (ÖYP) kapsamındaki yaklaşık 15 bin araştırma görevlisi, 50/d kadrosuna geçirildi. Araştırma görevlileri ve sendikalar düzenlemenin hukuka ve Anayasa’ya aykırı olduğunu vurgularken, uygulama aşamasında karşılaşılabilecek sorunlar da halen belirsizliğini koruyor. Eğitim Sen, geçen günlerde bir açıklama yaparak, bu belirsizlikler dışında düzenlemeyle ilgili merak edilen sorunları yanıtladı.

Bu soru ve yanıtlardan bazıları şöyle:

1- Yapılan yasal düzenlemenin amacı nedir?

Düzenlemenin amacı, ÖYP’nin sunduğu çeşitli güvenceleri ortadan kaldırmak ve on binlerce ÖYP’li araştırma görevlisini güvencesizliğe mahkûm etmek. Bu değişiklikle güvenceli öğretim elemanı istihdamı ortadan kalkmış, bir nevi güvence unsuru olan mecburi hizmet sözleşmeleri kaldırılarak çalışma süreleri lisansüstü eğitim ile sınırlandırılmış durumdadır. Lisansüstü eğitim olmayan üniversitelerde kadroları bulunan ÖYP araştırma görevlilerinin buralarda çalışma imkânı olmadığından, bu kişiler hem görev güvencesinden yoksun kalacak hem de eğitim öğretim haklarını fiilen kullanamaz duruma gelecek.

Bilindiği üzere ÖYP’lilerin kadro iadelerinin yapılmasını amaçlayan YÖK düzenlemesini sendikamız yargıya taşımış ve Danıştay 8. Daire’den ve bireysel davalardan “yürütmeyi durdurma” kararları almıştır. Ancak bu yargı kararları söz konusu KHK hükmü doğrultusunda anlamsızlaştırılmış, yargı kararlarının uygulanmaması amaçlı bir düzenleme yapılmış, YÖK’ün yapmak istediğinden daha beter bir düzenleme gerçekleştirilmiştir. Böylelikle ÖYP’liler kadrolarının bulunduğu üniversitelere gitmek zorunda bırakılmıştır. Sonuç olarak hükümetin ve YÖK’ün uzun zamandır arzuladığı, güvencesiz istihdamın çalışma yaşamına egemen kılınması önündeki engel(!) de kaldırılmıştır.

2- KHK’deki düzenlemenin yürürlüğe girdiği 1 Eylül tarihi itibarıyla, araştırma görevlilerinin 15 gün içerisinde kadrolarının bulunduğu üniversitelere doğrudan gitmeleri mi gerekecek?

Hayır. KHK’deki düzenleme şunu ifade etmektedir:“35. madde uyarınca başka bir üniversitede ve yurtdışında eğitimde bulunanlar, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üniversitenin talebi üzerine on beş gün içinde kendi üniversitelerine dönmek zorundadırlar.” Yani, kadrosunun bulunduğu üniversite araştırma görevlisini talep etmeli, bu talep de kendisine resmi olarak tebliğ edilmeli. Bu tebligat yapıldıktan sonra on beş gün içerisinde kadrosunun bulunduğu üniversitede göreve başlaması gerekiyor. Ancak bir sorunla karşılaşmamak için araştırma görevlilerinin kadrolarının bulunduğu üniversiteyle iletişime geçmesinde ve talepte bulunup bulunmayacaklarını öğrenmesinde yarar var.

3- Yüksek lisans tez jüri aşamasında olanlar/doktora eğitimi başvuru sürecinde olanlar için nasıl bir süreç izlenebilir? Yüksek lisans eğitiminin sona ermesiyle kadro ile ilişik kesilmesi mümkün mü?

Böylesi bir uygulamaya gidilmesi mümkün olabilecektir, çünkü şu anda tüm ÖYP’lilerin kadrosu 50/d olmuştur. Dolayısıyla sözleşmenin yapılıp yapılmayacağı ya da uzatılıp uzatılmayacağı tamamıyla ilgili üniversitenin kararına bağlıdır. Burada temel sorun KHK ile yasanın 35. maddesine aykırı bir düzenleme yapıldığıdır.

4- Kadroların ait olduğu üniversitelerde lisansüstü eğitim olmaksızın 50/d kadrosu ile çalışmak mümkün mü? Bu durumda lisansüstü eğitim nasıl devam ettirilebilir? 50/d kapsamında çalışan bir araştırma görevlisi bir başka üniversitede lisansüstü eğitim yapılabilir mi?

Eğitim Sen, verilen mücadeleler ve elde edilen kazanımlar neticesinde 50/d ile istihdam edilenlerin statüsünün “burslu öğrenci” değil, araştırma görevlisi olduğunu yargı kararlarıyla sabitlemiş ve 50/d’li araştırma görevlilerinin koşulsuz biçimde 33/a’ya geçirilmesini savunmuştur. Dolayısıyla 50/d’li de olsa bir araştırma görevlisinin mesleğini icra edebilmesinin ön koşulu, akademik öğrenimini ve gelişimini yapabilmesinin üniversite yönetimlerince sağlanmasıdır.

Lisansüstü öğrenimi sürerken KHK nedeniyle kadrosunun bulunduğu üniversiteye gitmek zorunda kalan 50/d’li bir araştırma görevlisinin, bu üniversitedeki görevine devam ettiği sürece, diğer üniversitedeki öğrenimini sürdürebilmesi fiilen engellenecek. Böylesi bir durumda, eğitim öğretim hakkı açıkça engellenmiş olacak ve yargıya başvurma hakkı doğacak. Bu durumdaki araştırma görevlilerinin uygulamada ne ile karşılaşacağı belirsizliğini koruyor.

5- OHAL KHK’si kapsamında yapılan bu yasal düzenleme ile ilgili yargı yolu kapalı mıdır? Hukuken ne yapılabilir?

Eğitim Sen’in konuya dair yaptığı açıklamada da belirtildiği üzere, KHK’nin ilgili maddesinin iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne ana muhalefet partisi başvurabiliyor. Bu başvurunun olması için de Eğitim Sen’in girişimleri sürüyor.

Bunun dışında Eğitim Sen üyeleri, kadrolarının bulunduğu üniversitelerde göreve çağrıldıklarına dair tebligatı aldıklarında, üyesi oldukları şubeye başvurarak hukuki yardım talebinde bulunabilir ve sendika aracılığıyla bu işlemin iptali istemiyle İdare Mahkemesi’ne dava açabilirler. Ancak OHAL nedeniyle mahkemelerin yürütmeyi durdurma talebini görüşmediği/bu konuda olumsuz eğilim içinde olduğu unutulmamalıdır. Sadece işlemin iptali konusu mahkeme tarafından dikkate alınacaktır.

Kaynak: Birgun.net