Yüce Meclisin bu yasa teklifini kabul etmesi -ne yazık ki- çok ciddi bir anti-demokratik gelişmedir.  Neden Anti-Demokratik gelişmedir.

 

1-     Damıtılmış sansür getiriyor!.. “Erişim Sağlayıcılar Birliği” (ESB)  adıyla kurulan sözüm

ona  “sivil” bir kurula içerikleri kontrol yetkisi veriliyor.

Bu hileyi şeriye dir. Hukuka karşı dolandır!.. Sözüm ona Devlet sansür yapmıyor  ama ESB sözüm ona “özgür iradesiyle” engelleme yani sansür yapabilecek.  ESB nin siyasal-ekonomik-toplumsal v.s anlayışı… Yada dış baskı… Yada bizzat ESB nin Siyasal  İktidar yada başka bir "muktedirden"  korkusu… Engelleme/Sansür nedeni olabilir.  Ve hep görüldüğü gibi olacaktır.

Sansür gerçeğine "perdeleme" yine “Sivil insiyatif” kavramıyla  geliyor. Teklifin 4. Maddesinde "böylece sivil inisiyatif etkin kılınmış ve gelişmiş ülkelerdeki uygulamalara paralellik sağlanmıştır"  deniyor

Bu nasıl “Sivil toplum örgütü” dür ki  ? Kurulması kanunen zorunlu… Tüzüğünün Bilgi Teknolojileri ve iletişim Kurumunca (BTK) onaylanması da, zorunlu. ESB Merkezi Ankara'da olacak   Oysa ISS'ler İstanbul'da. Bunun adı Telekom sektörünün devletleşmesidir. “Sivil inisiyatif” kavramı illizyondur  

Ayrıca ; Hapis cezalarını kaldırdık diyorlar ama ESB ile getirilen denetim ve para cezaları ise en etkin sansür , “oto sansür” yaratacak ölçektedir

2-     Sürekli gözetim ve fişleme getiriyor!... Herkesin internette yaptığı her türlü

haberleşmesinin kayıt altına alınacağı... Sonsuza kadar saklanabileceği... Yeri geldiğinde filtreleme ile  yeniden ortaya çıkarılabileceği... Bir veri tabanı kurulmasına yasal dayanak sağlanıyor. (*)Zaten Cep telefonlarınızla her an izleniyorsunuz, her türlü ilişkiniz kayıt altında …Şimdi bu,  İnternette gerçekleşiyor. Kısaca Hepimiz fişleneceğiz.

           Bu teklif ile Küresel Sermayenin ve işbirlikçilerinin  Tekno-politik baskısına  yeni araçlar ve yeni olanaklar ekleniyordu.   İşbirlikçi-Gerici Diktatörlük üç şeyi kontrol peşindedir. “Silahlı güçler sistemini”, “Mali sistemi” “Haberleşme ve İletişim Sistemi”.  Yapılmak istenen işte budur. Kamuoyunu uyarıyoruz: İnternet yasası i.. Türkiye için bir karabasandır. Milletin yaşamını cehenneme çevirecek bir girişimdir.

3-      Cendere “Bilgi Mahşerinin dört atlısı”nın sırtında gelecek:   Bunu illüzyonla/”gözbağıyla”

yapıyorlar. Despotik düzenlemelerin gerekçelerine , İnternetin özgür dünyasında; “Bilgi Mahşerinin dört atlısı” deniliyor, “Kara para aklanması+Terörizm+Uyuşturucu+ Çocuk Pornosu” …  Bu gerekçeleri  "göz bağı" olarak kullanıyorlar. Sözüm ona bunlara engel olmak için; her gün hepimiz gözetleneceğiz, izleneceğiz , bilgi ve haber alışverişimize sansür uygulanacak ve uslu olmazsak  onca  ceza gelecek... Hukuk devletine son vermek isteyenler işte bu “dört atlının sırtında” özgürlüklerimize saldıracaklar.

                Madem ki Kanun yapıyorsun yani “Devlet”sin;  ne işe yararsın?..  Suç varsa, Suçlu varsa; Suçu engelle, Suçluyu yakala… Özgürlüklerimizi yasaklamak, hepimizin; hareketlerini+ilişkilerini+ haberleşmesini/ iletişimini gözaltına almak hakkında değil, haddin de değil.

 

(*) Teklifde saklama süresi 2 sene olarak gösterilmiş. Gözboyama.."Devlet sırrı" kapsamındaki depolamanın  önüne nasıl geçilecek?  Depolama maliyetleri son derece ucuz. Almanyanın bütün kişi ve kurumlarının bir yıllık her türlü iletişiminin depolanması On Milyon Dolarlık bir makine ile mümkün oldu.

 
4-      Yasa önerisi hiçbir demokratik katılım olmadan gündeme geldi ve yasalaştı.

İşte bu açıkladığımız nedenlerle dir ki : İnternet yasa teklifi : Aniden,  adeta topluma

duyurulmadan, yangından mal kaçırır gibi.. ” Aile ve  Sosyal  Politikalar  Bakanlığı’nın Teşkilat ve  Görevleriyle“ ilgili  torba yasanın içinde gündeme geldi…Hiçbir ilgiliye/paydaşa danışılmadı. Türkiyede bunca iletişim/bilişim örgütü var. bilimsel platform var, uygulayıcılar ve bilim insanları var.. Kimseye düşüncesi+önerisi  sorulmadı. Teklif,  teklif olmadan hiçbir tartışma yapılamadı. Teklif ortaya çıktıktan sonrada hiçbir empati yapılmadı. eleştirenler "uyduruyorsunuz" denilerek susturuldu...  Zorunlu durumlarda "boş laflarla" cevap yetiştirildi... Ve yasa Meclisten geçirildi.

            Bilinen taktik... Konuyu tartışma olmaktan çıkart, "horoz dövüşüne" çevir... Sonra "o kadar tartıştık, az daha kavga bile ediyorduk" gibi laflarla bildiğini oku.. Yani hak ve özgürlükleri budama-gömme  faaliyetine devam et... Gözetleme-Denetleme-Sansürleme yasasını çıkar; Göreceksiniz olmayacak... İlk anda başarmış gibi görünseniz bile olmayacak... Ülkeyi kararttıkça daha da yükseldiğinizi sanıyorsunuz. Düşüş kaçınılmaz ise  daha yükseğe çıkmakla ancak yüksekten düşme "imkanına" sahip olursunuz.

            6- Cumhurbaşkanı İnternet Yasasını geri çevrimelidir.

      Yasanın; Anayasaya (Özellikle 2,5,11,17,71,20,22,25,26,27,31,38/10,c.1 ve 40. maddelerine) aykırı olduğu açıktır. Cumhurbaşkanının görevlerini düzenleyen 104. maddenin 1. fıkrası " Anayasanın uygulanmasını ...gözetmek" görevi yüklemiştir. Anayasaya aykırı bulduğu "Kanunları tekrar görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisine geri göndermek" ve İkinci kez aynen önüne geldiğinde " Kanunların, .., tümünün veya belirli hükümlerinin Anayasaya şekil veya esas bakımından aykırı oldukları gerekçesi ile Anayasa Mahkemesinde iptal davası açmak, " bu kapsamdadır.

            Yasa Sayın Cumhurbaşkanın önündedir. Geri çevirmelidir.

            Sayın Cumhurbaşkanını göreve çağırıyoruz.. Kendileri "Görevde değil miyim?" diyor. Görevdedir. Ancak onaylarsa "..mış gibi" görevde olduğu anlamına gelir.

 

5-      Güç odaklarının şeffaflaşması-Kişilerin mahremiyetinin korunması: Demokrasi

şeffaflıktır da… Bu yasa ..Sürekli ve sınırsız izleme ile Kişilerin mahremiyetine tecavüzün yasal temeli olurken…Kişiler arası haberleşmenin, bilgi alışverişinin, birbirimiz aydınlatmanın engellenmesini/sansürünü getiriyor. Ülkeyi karartıyor...Bu karartma  Yönetici Güç Odaklarına şeffaflıktan korunmanın imkanlarını “armağan” ediyor.

           

            Tüm yurttaşlarımıza sesleniyoruz… Hem interneti hem akıllı telefonları kullanacağız… Bunlar Bilimsel-Teknolojik devrimin İnsanlığa armağanları. Bunlardan uzak kalmak özgür insanı etkisiz kılar. Bilimsel ve Teknolojik devrimin olanaklarından yararlanmak, araçlarını kullanmak bizim hakkımız.. “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir,fendir”  Bilgi ve Sevgi; paylaşıldıkça çoğalan şeylerdir… Sevgiyi ve Bilgiyi denetleyemezler. Sevgiyi de Bilgiyi de paylaşmaya devam edeceğiz… İnsan yenilmez!.

            "Elbette sabah olacaktır/  Geceler kıyamete kadar sürmez".. Özgürlük; insan onuru, insan aklı, insan enerjisi üzerinden yoluna devam eder... Edeceğiz... İçimizdeki İnsan karanlıklarda çürütülemez. İnternetin özgür savaşçılarının sloganını hatırlayalım.  "Muktedirler için şeffaflık bireyler için mahremiyet" Demokrasi budur.. Özgürlük budur!...

 

            Amerikanın ve İnsanlığın büyük evladı 4. ABD Cumhurbaşkanı, Bilim İnsanı, Devlet adamı  Benjamin Franklin diyor ki: "Güvenlik kaygısıyla hak ve özgürlüklerinizden geçici bir süre için bile, kısmen dahi olsa vazgeçerseniz sonunda ikisini de kaybedersiniz"...

 

            Yurttaşlarımızın Hukukunu savunmaya devam edeceğiz.

            Saygılarımızla.

 

                                                                                              Muğla Baro Bşk           

                                                                                              Av. Mustafa İlker GÜRKAN