Durum vaziyeti tüm çıplaklığıyla görmek için önce size birtakım insan manzaraları anlatmam gerek. Çok karlı bir kış günü, İç Anadolu bölgesinde Allahın unuttuğu bir yerlerde arabamızla ilerlemeye çalışıyoruz, kar dört metre, bırakın ilerlemeyi sığınacak bir yer arıyoruz, sadece kar ve kar üstünde oynaşan kurtların sesi var. Birden uzaklardan bir ışık yanıp sönüyor, güç bela ışığa ulaşıyoruz, bu yarısı karlara batmış bir kahve ve tepedeki çanak anteni ayın da etkisiyle göz alıyor.

Apar topar içeri giriyoruz, kapıyı açtığımız anda kahvenin silme erkek ahalisi gözlerini diktikleri televizyondan başlarını çevirip bize bakıyorlar. Bir derin sessizlik oluyor, bu arada ben televizyona göz atıyorum ve şok geçiriyorum. En sertinden porno görüntüler birbiri ardından akıyor. Ahaliye bakıyorum, içersi her yaştan erkekle dolu, 12 yaş bile var.

Şimdi oldu mu ya, ben kadınım ya, böyle bir şeye tanık olmam herkesi rahatsız ediyor, kahveci gönülsüz televizyonu kapatıyor, ahali de söylene söylene kahveyi terk edip ayazda porno görüntüleri belleklerinde evlerine dağılıyorlar.

Yer Kadıköy, günlerden pazar, Hasanpaşada kurulan bir antika pazarı var, rahmetli kankam Rıfatla pazara gidiyoruz, amacımız ucuz bir şeyler düşürmek. Rıfat antikacılarla konuşurken ben dolaşıyorum, pazarın arkalarına doğru kocaman masalardan oluşmuş bir masalar yığını var ve üstlerinde binlerce CD duruyor, masalardan çok masanın etrafındaki erkek kalabalığı dikkatimi çekiyor. Her yaştan erkek bir ahali, birbirlerinin önüne geçerek canla başla CD seçmeye çalışıyorlar, bazen benim saflığım tutar, acaba CDlerde ne var diye masalara doğru ilerliyorum. Ahalide bir tedirginlik, hâlâ anlamıyorum ve birden bir el kolumdan tutuyor, Rıfat,Işıl ne yapıyorsundiye soruyor, buraya girilir mi?Sonunda anlıyorum, bu binlerce CD sert porno CDleri.

Bunları neden anlatıyorum, bilesiniz istedim, halkımız, dünyadaki pek çok halk gibi pornoya meraklı. Buna söylenecek hiçbir sözüm yok. Ama ahlak bekçiliği yapmaya soyunanlara bir çift sözüm var.

Örneğin bugünlerde aile koçu bir hanımefendi, çok samimi bir biçimde erkeklerin din gereği dört eş alabileceğini söylüyor ve manşetlere, televizyonlara konu oluyor.

Bravo, doğrusu bu bayanı çok takdir ettim. Mevcut ahlaki düzenimizi açık ve seçik ifade etti. Ve bana İranda rastladığım bir durumu anımsattı. Devrimin 11. yıldönümünde İrandayım, az önce Brechtin Kafkas Tebeşir Dairesi oyunundan çıkmışım, oyunun yönetmeni Amerikada eğitim görmüş gencecik bir İran kadını. Birlikte çay içiyoruz, sohbet ilerliyor ve genç kadına evli olup olmadığını soruyorum. Siga nikâhıyla bir genç adamla birlikteyimdiyor. Nedir bu siga nikâhı?” diye soruyorum,insanların birlikte olabilmek için din yetkililerinden aldıkları bir onay, siga bir saatliğine de yapılabilir, üç yıllığına da.

İnsanoğlu özellikle cinsellik söz konusu olduğunda, ne olduğu meçhul genel ahlaka uymak için mükemmel kılıflar bulmakta inanılmaz yeteneklidir, siga da, imam nikâhı da mevcut durumu kılıfına uydurma yöntemlerinden birkaçı. Bu yöntemle dört ya da beş kadın alınabilir. Sizin hiç aklınıza şöyle bir şüphe düştü mü? TOKİlerin yaptığı 1 artı 1 evleri en çok kimler satın alıyor? Nezih Meclisimizin çok ahlaklı ahalisinin de pek çok ev aldığını duydum, söyleyenlerin yalancısıyım. İmam nikâhlı kadınlar için de eve ihtiyaç var, öyle değil mi?

Neyse, şimdi bir başka porno rezalete geçelim. Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu çağımızın en önemli yazarlarından biri olan Chuck Palahniukun Snuff/Ölüm Pornosuadlı kitabını sakıncalı bulmuş. Bulur ya, ben de 1927 yılında çıkarılan bir yasayla kurulan bu kurulun üyeleri içinde hiçbir edebiyatçının, hiçbir dilbilimcinin olmamasını ve direkt Başbakanlıka bağlı olmasını sakıncalı buldum.

Hakikaten yetti artık, öncelikle her alanda insanı artık lanet olsun dedirten iki yüzlülüğümüzden sıyrılmanın zamanı geldi. Ben YÖK başkanının kadın bedenini çağrıştıran bir testi formundan tahrik olduğu bir ülkede yaşamak istemiyorum!

Işıl Özgentürk/Cumhuriyet