“Hakkınızı helal ediyor musunuz ?”
Cemaat gene bir ağızdan cevap verir :
“Helal olsun.”
Binde bir, bazen de bir kişi çıkar; “Ben hakkımı helal etmiyorum. Filan tarihte, feşmekan alacağım vardı.” der ve katılanların bir kısmı tarafından alandan uzaklaştırılır.
Benzetmek gibi olmasın, aynı şeyin yargı için yapıldığını düşünelim :
“Ey cemaat, yargıyı nasıl bilirsiniz ?”
“İyi bilmeyiz.”
“Hakkınızı helal ediyor musunuz ?”
“Hayııır.”
Yukarıdaki örneğin aksine binde bir de olsa, tek bir kişinin çıkıp da “Ben hakkımı helal ediyorum” diyeceğini tahmin etmiyoruz.
İşte böyle bir yargı…
Kimileri için işleyen, kimileri için işlemeyen.
Dava açılmadan aylarca süren tutukluluk,
Macera romanı gibi binlerce sayfa iddianame,
Dizi film gibi senaryolara dayalı CD’ler,
Sayısız duruşmalar, gidilip gelmeler, itilip kakılmalar,
Yıllarca süren tutukluluk,
Beklenen kararlar,
Verildikten sonra aylarca yazılmayan kararlar,
Yazıldıktan sonra, tebliğ edilmesi için, tebliğ edildikten sonra Yargıtay’a gitmesi için, gittikten sonra sıra gelmesi için, sıra geldikten sonra yazılması için aylarca, yıllarca beklenen kararlar; yıkılan güvenler ve ümitler.
Vatandaşa karşı acımasız ve sorumsuz olan yargı, siyasal iktidar karşısında boynu bükük.
Milletvekili olarak seçilen için uzun sayılan tutukluluk, milletvekilini seçen için kısa sayılıyor.
Uzun tutukluluğun önlenmesi ve yargılamadaki haksızlıkların giderilmesi bekleniyor. Beklentiden, vekillere yeni dokunulmazlıklar ve tartışmalı, kabul edilemez anayasa değişiklikleri çıkıyor.
Aslında, beklentinin amacından saptırılarak başka hedeflere yönlendirilmesi, beklenen ve alışılan bir şey.
Özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasına rağmen bu mahkemelerin bir kısım davalarda halen yargılama görevine devam etmesi her türlü hukuk kuralına ve yasalara aykırı bir durum.
Bu aykırılığın baştan beri ifade edilmesine rağmen, seneler boyunca göz yumulması ve bu gün aniden dönüş yapılarak haksızlığın ancak görülmüş gibi davranılmasının ardında başka nedenlerin yattığı açık.
Haydi, şimdi cevap verin :
“Ey cemaat, yargıyı nasıl bilirsiniz ?”
“……………”
Av.A.Erdem Akyüz
İLK KURŞUN