İddianın sahibi eski Cumhuriyet Savcısı olan CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz. “Kumpas”  itirafları ve Balyoz onamasına esas alınan Gölcük’te ele geçirilen 5 nolu hard diske müdahale edildiğinin ortaya çıkmasından sonra Yargıtay’ın nabzını tutan Özgündüz, şunları söyledi:

“Yargıtay üyeleri şimdi, ‘Ey hükümet, madem böyleydi zamanında niye söylemedin, bizleri bu vebal ve suça ortak ettin? Madem böyleydi Hava Kuvvetleri Komutanı olacak Bilgin Balanlı’yı 5 ay önce YAŞ kararıyla niye tasfiye ettin? Madem böyleydi, 2004’ten beri bu kadar subayı niye tasfiye ettin?’ diyor. Çok kızgınlar, kullanıldıklarını düşünüyorlar.”

Özgündüz, Yargıtay üyelerinin bundan sonra ne yapılması gerektiğine ilişkin düşüncelerini de şöyle anlattı:

“Hükme esas alınan delillerin sahteliğinin kesin olarak ortaya çıkarılması halinde bunun yeniden yargılama sebebi olacağını belirtiyorlar. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın sanıklar lehine karara itiraz ederek, davayı Ceza Genel Kurulu’na götürmesi gerektiğine, Kurulun da eksik soruşturmadan davayı bozacağına inanıyorlar. Bu yapılmasa bile yerel mahkemenin hard diskle ilgili bilirkişi raporundan sonra yeniden yargılama yoluna gitmesi gerektiğini savunuyorlar.” 

ERGENEKON MAHKEMESİNE AĞIR ELEŞTİRİ

CHP Milletvekili Ali Özgündüz, 5 ay bitmesine rağmen Ergenekon Mahkemesi’nin hâlâ gerekçeli kararı yazmamasını da ağır bir dille eleştirdi.

Yasaya göre gerekçeli kararın 15 günde yazılması gerektiğini hatırlatan Özgündüz, “Mahkeme de yasayı çiğnerse, kime ne söylenebilir?”  dedi. Özgündüz, gecikmeyle ilgili olarak şu yorumu yaptı:

“Besbelli işin içinden çıkamıyor, delilleri oturtamıyor, kararın altını dolduramıyorlar. Çünkü delillendirme konusunda sıkıntılar var. Veya bir hukukçu olarak bunu düşünmek istemiyorum, ama bu şekilde uzatarak yerlerini mi korumak istiyorlar? İnsanların özgürlüğü üzerinden keyfini mi sürüyorlar? Gerekçeli karar şimdiye kadar Yargıtay’a gitmiş olsa belki birileri tahliye olacaktı. Balyoz’da bunun örneğini gördük. Mahkemenin ihmalinden dolayı insanlar mağdur oluyor. Karar kesinleşse, belki Cumhurbaşkanı af yetkisini kullanacak. Gecikme yüzünden bu yol da denenemiyor. Tüm süreç sanıklar aleyhine çalışıyor.”

Ergenekon mahkemesinin işini gücünü bırakıp, gece-gündüz gerekçeli kararı yazması gerektiğini belirten Özgündüz, isyanını şöyle bir teklifle dile getirdi:

“Mahkeme heyetini Silivri’deki koğuşlara değil, duruşmanın yapıldığı salona kapatsalar, televizyon vs. herşeyleri olsa, her ihtiyaçları da karşılansa ve ‘Kararı yazmadan buradan çıkmayacaksınız’ dense, orada sadece 1 ay kalsalar acaba ne yaparlar, ne hissederlerdi?”

İşte bir milletvekilinin, bir eski Cumhuriyet Savcısının ağzından “paralel adaletsizliğin” özeti… Daha ne söylenir ki, bilmem!..

Silivri, Hasdal, Hadımköy, Maltepe, Sincan, Mamak ve Şirinyer’e kucak dolusu sevgiler
Odatv.com