‘Karardan kuşkuluyum’ Prof. Sami Selçuk, milyonlarca sayfalık Ergenekon dosyasının hukuksal olarak çözümlenmesinin insan beyninin gücünü aştığına işaret ederek kararlardan “kuşkulu” olduğunu söyledi. Gerekçeyi görmeden eleştirmenin yanlış olduğunu belirten Selçuk “Fakültelerde öğrencilere okutulur, Bazı suçlar teşebbüse elverişli değildir diye. Bu da onlardan biri” dedi.

Ceza Genel Kurulu önerisi Selçuk, kanıtların hukuka uygun olup olmadığının da ayrı bir sorun olduğunu ifade ederek “Dosya Ceza Genel Kurulu’nun önüne getirilmeli. Ancak Yargıtayın da bu konuda sağlıklı bir karar verme olanağı olmadığı kanısındayım” yorumunu yaptı. Prof. Selçuk dosyanın ancak genel kutuplaşmayı da ortadan kaldıracak afla “temizlenebileceğini” kaydetti. İLHAN TAŞCI

Eski Yargıtay Başkanı Sami Selçuk, Ergenekon kararını ve bu aşamadan sonra yapılması gerekenleri değerlendirdi

‘Ergenekon afla temizlenir’

İLHAN TAŞCI

ANKARA - Eski Yargıtay Başkanı Sami Selçuk, milyonlarca sayfalık Ergenekon dosyasının hukuksal olarak çözümlenmesinin insan beyninin gücünü aştığına işaret ederek “Kararlardan kuşkuluyum. Böyle bir davada yanlış yapmamak hemen hemen olanaksız” değerlendirmesini yaptı. Selçuk, bu dosyanın ancak afla “temizlenebileceğine” dikkat çekerek “Ben bunu, sanıklar için, yargılananlar için istemiyorum. Hem kutuplaşmayı ortadan kaldırmak, hem de barış ortamını yaratmak için bir af yasasıyla bu işi bitirmeli. Böylece yargının da yükünü kaldırmış olursunuz. Yargıtay’ın da bu konuda sağlıklı bir karar verme olanağı olmadığı kanısındayım” yorumunu yaptı.
Eski Yargıtay Başkanı, Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sami Selçuk’un Ergenekon davası kararı ve bu karardan sonra yapılması gerekenlere ilişkin değerlendirmeleri şöyle:

* Bu suç oluşmamış: Gerekçeyi görmeden eleştirmek yanlış. Basına yansıyan kadarıyla bu suçlara teşebbüs olmaz. Fakültelerde öğrencilere okutulur, “bazı suçlar teşebbüse elşverişli değildir” diye. Bu da onlardan biri.
Niye öne alınmış, teşebbüste kalan suç daima eksik bir suçtur. Suçun adı hükümeti yıkmaya teşebbüstür. Bunların literatürdeki adı oluşumu öne alınmış suçtur. Dolayısıyla bu suçlara teşebbüs olanaksızdır. Eksik, tam teşebbüs yapılmış. Yeni Ceza Yasası’nın kaldırdığı ayrım bunlar.
Kanıtları hukuka uygun mu, değil mi ayrı bir sorun. Bunu Yargıtay tartışacak. Diyecek ki,
“Bu dosyaya yansıyan bilgilere göre bu kanıt hukuka aykırı elde edilmiş ya da edilmemiştir”. Deniyor ki, bazı hazırlıklar yapılmış, şu yapılmış, bu yapılmış. Hayır bunların hiçbirisi bu suçun maddi öğesini oluşturamaz. Çünkü ya maddi ya manevi açıdan, dış dünyaya yansıyan somut bir zor olacak, şiddet olacak. Bu olmadıkça bu suç oluşmaz.
Bazı yerlerde gömülen silahlar olmuş. Her zaman fail suçu işlemekten vazgeçebilir. Onun dışında o hazırlıkta belki bir örgüt suçu olabilir, hükümeti devirmeye teşebbüsle ilgili değil de bir suç işlemek için eylem olabilir. TCY’nin 314. maddesini ilgilendiren bir durum ortaya çıkar. Ama bunun da cezalandırılması için hazırlık davranışlarının o suçu işlemeye elverişli olması gerekiyor. Bu bakımdan kararlardan kuşkuluyum.

* Af kutuplaşmayı kaldırır: Benim kanımca tek yapılacak olan bir af yasasıyla bu işleri temizlemek. Af kutuplaşmayı da ortadan kaldıracaktır. Ben bunu, sanıklar için, yargılananlar için istemiyorum. Hukukun durumuna bakarak, yargılamanın durumuna bakarak bir yurttaş olarak siyasi bir değerlendirme yapıyorum.
Hem kutuplaşmayı ortadan kaldırmak hem de barış ortamını yaratmak için bir af yasasıyla bu işi bitirmeli... Böylece yargının da yükünü kaldırmış olursunuz. Yargıtay’ın da bu konuda sağlıklı bir karar verme olanağı olmadığı kanısındayım.
Milyonlarca sayfalık bu davanın içinden çıkabilir misiniz? 100, bilemediniz 200 sayfalık davalar gördük; onlarda bile çok bocaladık. Böyle bir dava insanın beyin gücünü, yeteneğini aşıyor, bunu temizlemek lazım.

Cumhuriyet

Rahmi Ofluoğlu'nun  "Ergenekon davasının savunma stratejisi yanlıştı" yazısını okumak için tıklayınız.