Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Şike yasasında değişiklik yapan ve cezaları azaltan yasayı kişiye özel bir düzenlemedir gerekçesi ile veto etti..Bu veto ister istemez akıllara bazı sorular getiriyor.

BİR BASİRET BAĞLANMASI MI?

Bu yasa TBMM’den AKP ve  hükümetin desteği ve oyları ile geçti.. Vetodan sonra yasanın meclise tekrar getirilemeyeciği iddiası neye dayanıyor? AKP ve hükümet bir basiret bağlanması sonucu mu bu yasayı meclisten geçirdi.. Muhalefet partilerinin desteği bunu açıklamya yetmez.. Şimdi de şöyle mi düşüneceğiz? Yasanın meclisten geçmesine verilen destek bir basiret bağlanması idi..Artık AKP ve hükümet hatayı anladı, yasa bir daha mecliste görüşülmez…

VETO SİYASİ TAKDİR YETKİSİNE MÜDAHELEDİR

Şike yasasını değişirmek, cezaları azaltmak hangi saike dayanırsa dayansın bir siyasi takdirdir.. Eğer egemenlik kayıtsız şartsız TBMM ne aitse Cumhurbaşkanının meclisin takdir yetkisine müdahele edememesi, etmemesi gerekir.. Cumhurbaşkanı topyekün yasaya karşı çıkmıştır,TBMM’ne,  ”böyle bir takdir yetkisi kullanamazsınız” demektedir. Cumhurbaşkanı yasayı anayasal gerekçelerle veya şurasına burasına bir daha bakılsın diye geri gönderseydi ortada bir sorun olmayacaktı. Cumhurbaşkanı TBMM ne “siz böyle bir yasa çıkaramazsınız” diyor.. Bu ne demektir?

AKP VESAYETTEN ŞİKAYET EDERKEN BİR BAŞKA VESAYETE TABİ OLUYOR

Şu soruların yanıtı verilmeli:

AKP ve hükümet hangi baskılar altında bu yasaya destek verdi?

 AKP ve hükümet bir yerlerden veya bir şeylerden korkarak mı bu yasaya destek verdi?

Vetodan sonra yasanın mecliste yeniden ele alınması Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına göre mümkünken neden yeniden ele alınmayacağı söyleniyor?

Hükümet ve başbakan hangi güçler arasında sıkışmış bulunuyor?

Bülent Arınç,  Recep Tayyip Erdoğan,  Abdullah Gül farklı güçlere mi dayanıyorlar? Nedir bu güçler? Okyanus ötesi kimi destekliyor..Hepsinden önemlisi Türkiye nereye gidiyor..Egemenlik hakkı kime ait? Egemenlik kayıtsız şartsız milletin ve onun seçtiği meclisin mi yoksa egemenlik hakkı başka bir derine mi geçiyor veya geçti?