Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da zaman zaman tatilini geçirdiği villaların bulunduğu Hacılar Koyu, birinci derece SİT alanından yapılaşmaya izin veren 3'üncü derece doğal SİT alanı statüsüne geçirildi. Bu duruma tepki gösteren çevreciler ile bölgedeki hak sahipleri, 1'inci Derece Doğal SİT alanı içerisinde bulunan 200 hektarlık alanın 'Sürdürebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı' olarak tescil değişikliği yapıldığını ve işlemin iptali istemiyle dava açtı. Davaya bakan İzmir 2'inci İdare Mahkemesi'nin belirlediği 3 kişilik bilirkişi heyeti de, bölgedeki incelemelerinden sonra hazırladığı 18 sayfalık raporda, bölgede bulunan bitkilerin ve bazı hayvan türlerinin genel tanıtımlarının yanı sıra ekolojik yapısı hakkında bilgi verdi. Bilirkişi raporundaki olumlu görüşe rağmen 2'nci İdare Mahkemesi, SİT derecesinin değiştirilmesine ilişkin karar için yürütmeyi durdurdu. Ancak, 2'nci İdare Mahkemesi'nin verdiği yürütmeyi durdurma kararına, hem SİT derecesi değişikliğini yapan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, hem de villa sahipleri, Bölge İdare Mahkemesi'ne itirazda bulundu. İtirazları görüşen Bölge İdare Mahkemesi, geçen Ağustos ayında yürütmenin durdurulması kararını kaldırdı.

BU KEZ İPTAL EDİLDİ

İptal başvurusunu esastan görüşen İzmir 2'inci İdare Mahkemesi, yapılaşmaya izin veren SİT değişikliğini iptal etti. Mahkeme kararının sonuç bölümünde, şu ifadeye yer verdi:

'Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporunun parseller yönünden Danıştay incelemesinden geçerek kesinleşmiş yargı kararının birlikte incelenmesi sonucu; ekolojik yaşam dengesinin sağlanabilmesi amacıyla dava konusu parseller ile çevresinin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği, bilirkişilerce 1. derece sit özelliğini yitirdiği tespiti yapılan parsellerin, insan müdahalesi sebebiyle bu özelliğini yitirmesi ve bu durumun (insan müdahalesinin) sit derecesini düşürme sebebi olamayacağı, aksi halde tüm tescilli alanlara insan müdahalesinin teşvik edilmiş olacağı, bunun da koruma hukukunun varlık sebebiyle bağdaşmayacağı, dolayısıyla uyuşmazlığa konu parsellerin içinde yer aldığı alanın bir bütün olarak sahip olduğu özellikler dikkate alındığında, anılan parsellerin doğal sit derecesinin düşürülmesi için hukuki bir sebep bulunmadığı, bu sebeple dava konusu taşınmazların sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı (3. derece doğal sit) olarak belirlenmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.'

Kaynak: DHA