İSTANBUL-Mücahit Türetken

Hayvan besiciliği ve satıcılığı ile başladığı iş hayatını 1960'tan bu yana kasaplıkla sürdüren 80 yaşındaki Cihan Günal, mesleği öğrettiği 44 yaşındaki oğlu Veysel ve 23 yaşındaki torunu Serkan Günal ile çalışmaya devam ediyor.

İkisi hayatta olmayan 3 oğluna da kasaplığı öğreten Cihan Günal, oğlu ve torunuyla Esenler'de işlettiği aile kasabını her sabah kendisi açıyor.

Mesleğini çok seven ve hala ilk günkü heyecanı koruduğunu ifade eden Günal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yaklaşık 55 yıldır kasaplık yaptığını anlattı.

Günal, yıllardır aynı bölgede işini devam ettirmenin sırrını "dürüst olmak", "temiz, kaliteli et satmak", "iyi esnaf olmak" ve "sebat etmek" olarak sıraladı.

Afyonkarahisar'dan, Sinop'tan, Kars'tan ve Trakya'dan getirdikleri büyükbaş ve küçükbaş hayvanları kestiklerini belirten Günal, şöyle konuştu:

"500-600 kilogramlık danayı ayaklarını kimseye tutturmadan, tek başıma yatırıp keserim. Bir tonluk danayı da tek başıma kesmişliğim var. İthal ete ağzımı sürmem. Lezzetli olan bizim yerli etimizdir. Damak tadı da denilebilir ama ben kıyas kabul etmem. Etin lezzetlisi yağlı olanıdır. 'Ben yaşlıyım, bana dokunur.' diye bir şey yok. Sabah kahvaltıda da tereyağ, kaymak yerim. Bu yaşa geldim, zararını görmedim. Tabii yürüyüş yapıp, çalışmak da gerekiyor. Hayvanın en güzel yeri bonfile, antrikottur. En güzel kıyma da kaburgadan çekilen kıyma olur. Markette manavda beklemiş kıyma yerine taze çekilmişini tercih edin."

Cihan Günal, son dönemde popüler olan "steak house"lara ve sosyal medyadaki et kesme ve pişirme videolarına tepki göstererek, "Öyle kasaplık olmaz, onların yaptığı şov. Et bir nimettir. Allah'ın verdiği nimete öyle tokat atılmaz, havaya atılmaz. Biz mahalle kasaplarının böyle şeylerle işi olmaz. Besmeleyle eti keser vatandaşa veririz." dedi.

"Biz onun hızına yetişemiyoruz"

Cihan Günal'ın beraber çalıştığı 44 yaşındaki oğlu Veysel Günal ise babası ve oğluyla üç kuşak bir arada kasaplık yapmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, babasının tüm çocuklarını küçüklük çağlarından itibaren yanına alıp onlara mesleği öğrettiğini söyledi.

Babasının kendilerine kasaplığı öğrettiği dönemde, otoriter bir yaklaşımı olduğunu kaydeden Günal, "Biz çocukluğumuzu yaşamadık. Oyun oynadığımızı gördüğü zaman bizi yakalar kulağımızdan çeker işin başına getirirdi. O zamanlar kızsak da şimdi bunun kıymetini anlıyorum. Bugün bu sayede ev sahibiyiz ve çocuklarım üniversite okudu." diye konuştu.

Veysel Günal, babasının ilerleyen yaşına rağmen halen her sabah erken saatlerde dükkanı açtığını belirterek, şunları anlattı:

"Kesilecek et varsa onları keser, vitrini tezgahı düzeltir. Biz, onun hızına yetişemiyoruz. Kurban bayramından önce Kars'a, Sinop'a, Afyonkarahisar'a gider hayvanları seçer, getirir ve bayramda da çalışır. Bu yaşta bile büyükbaş hayvanları tek başına yatırıp kesebiliyor. Bugün gençleri köşe başlarında, kahvehanelerde işsiz, amaçsız görünce üzülüyorum. Gençler, 'İş yok.' diyor ama bizimki gibi çıraklıktan başlayarak ilerleyecekleri işlere burun kıvırıyorlar. Oysa bu meslekler ölmeyecek ve hayatlarını bu işlerden kazanabilirler."

Babasının ve dedesinin yanında mesleği öğrendi

Veysel Günal'ın 23 yaşındaki oğlu Serkan Günal ise küçük yaşlardan itibaren okul dışı zamanlarda dükkana gelerek, babasının ve dedesinin yanında mesleği öğrendiğini söyledi.

İletişim fakültesi mezunu olduğunu ancak henüz bölümüyle ilgili iş bir iş bulamadığını anlatan Günal, "Bu yüzden aile mesleğimiz olan kasaplığı yapıyorum. Üçüncü kuşak olarak aile mesleğini yaptığım için mutluyum." dedi.

Kaynak: AA