• Yargı kesinleşinceye kadar tahliye: Geçen yılki konuşmamda bu Meclisin siyasetin tüm renk ve eğilimlerini temsil ettiğini ve bu nedenle çok güçlü olduğunu vurgulamıştım. Bu vesileyle, seçildikleri halde bu yasama yılında da Mecliste olamayan milletvekillerinin bu tablo içinde bir noksanlık oluşturduğunu belirtmek isterim. Seçimlere yasal olarak katılmış, halkın oyunu almış, milletvekili sıfatını taşımaya hak kazanmış herkesin, haklarında kesin yargı kararları ortaya çıkana kadar yasama faaliyetine katılması gerektiğini düşünüyorum.

• Dokunulmazlık mesajıÜlkemiz ve milletimizin karşılaştığı bütün sorunların çözüm yeri yüce Meclistir. Ülkemizdeki bütün fikir ve renklerin burada temsili önemlidir. Mühim olan bu yüce kurumun kapsayıcı olması ve çoğunluktan farklı düşünenlerin bu çatı altında kendilerine güvenli bir yer bulmasıdır. Meclis kompozisyonunda meydana gelebilecek her türlü noksanlık, geçmişte yapılanları tekrar etmekten ve çok ihtiyacımız olan çözümleri daha da ötelemekten başka bir işe yaramayacaktır.

• Bölgemizdeki değişimler: Arap dünyasındaki bu köklü dönüşüm hareketi tamamen yerli olan bir hak, hukuk ve onur mücadelesidir. Soğuk Savaş dönemi çoktan bitti. Ancak, Ortadoğuda bugün bile Soğuk Savaş mantalitesi ve yöntemleriyle stratejik ve taktik hamleler sürdürülüyor. Bu nedenle, her zamankinden daha dikkatli ve ihtiyatlı olmakta yarar bulunuyor.

• Tuzağa dikkat: Geçtiğimiz günlerde yaşanan ve etkisini şimdi bile hissettiren “film kışkırtması” bu girişimlerin son örneğidir. Bu tarz provokasyonlar bundan sonra da olacaktır. İslam âleminin bu tuzağa düşmeden demokrasi ve kalkınma yolundaki çabalarını sürdürmesi gerekir.

• Suriye için uluslararası topluma çağrıSuriyede akan kanın durması hepimizin ortak sorumluluğudur. Yakın tarih, uluslararası camianın üzerine düşeni yapmadığı durumlarda, bu tür olayların nasıl büyük kıyımlara dönüştüğünü göstermektedir. Olaylara Soğuk Savaş mentalitesi ve kısır çıkarlar gözlüğüyle bakmamalı, insani sorumluluklarımızı dikkate alan, hak ve adaleti gözeten, cesur tutum sergilenmeli.

• Teröre karşı zafiyet yok: Terör odaklarına karşı herhangi bir müsamaha gösterilmesi ve teröre karşı mücadelede en ufak bir zafiyet içine girilmesi asla söz konusu olmayacaktır. TSK ve güvenlik güçleri teröre karşı yürüttüğü mücadeleyi büyük fedakârlıkla ve yeni şartlara göre kendisini yeniden yapılandırarak sürdürmektedir. Terör ile demokrasi hiçbir ahvalde kol kola gezemez. Terörün kucaklanmasına, övülmesine ve meşru gösterilmesine müsamaha eden bir demokrasi de dünya üzerinde mevcut değildir.

• Kürt sorununda adımlar: Pek çok yasak sona erdirildi. Kimliklere müdahale anlamına gelen uygulamalar artık yok. Anadili üzerinde var olan baskılar kalktıİsteyene anadilini öğrenme bu yıldan itibaren eğitim sistemi içerisine alındı. Terör örgütü bu gelişmelerden çok rahatsız oldu.

• AB vurgusu: AB üyelik perspektifinin getirmiş olduğu ivmeyle Türkiyenin, ekonomisini ve demokrasisini güçlendiren ve vatandaşlarımızın hayat standardını yükselten pek çok reforma öncülük ettiği bir gerçektir. Çoğu kez karşı taraftan kaynaklanan nedenlerle süreç yavaşlasa da biz kendi işimize bakmalı ve AB müktesebatı çerçevesinde atılması gereken doğru adımları kararlılıkla atmalıyız. Bu nedenle, yüce Meclisten beklentim, AB uyum yasalarına ve reformlarına yönelik önceliğin yeniden tesis edilmesi ve bunların bütün vatandaşlarımız adına somut kazanımlara dönüştürülmesinin sağlanmasıdır.

• Hesap verebilirlik: Hukuk devleti, şeffaflık ve hesap verebilirlik gibi temel demokratik ilkeler her ülkeyi güçlü kılar. Bu davranış tarzı asla bir zafiyet olmadığı gibi, tam tersine ülkemizin ve kurumlarımızın gücüne güç katacaktır.

• Ekonomi uyarılarıEkonomi alanında bugüne kadar sağlanan başarıların önemli bir sebebinin mali ve parasal disiplin olduğu unutulmamalıdır. Bu alanda yaşanacak gevşemenin, tamiri imkânsız sonuçlara yol açacağı hatırda tutulmalıdır.

CUMHURİYET