Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği (TÜRMOB) Genel Başkanı Nail Sanlı, 6552 sayılı Torba Yasa hakkında değerlendirmelerde bulunarak “Af ve af niteliğindeki yasaların hepsi TÜRMOB açısından kabul görmeyen eleştirel olarak baktığımız düzenlemelerdir. 54 yıl içinde toplam 35 tane af ve af niteliğinde yeniden yapılanmaya yönelik düzenlemeler çıkmış durumda. Bu da 1,5 yılda bir af niteliğinde af çıkmış durumdadır. Son yıllarda küresel krizlerin getirdiği piyasaların ihtiyacı olmasına karşılık bu kadar iyi niyetli olmayan insanlar tarafından alışkanlık haline getirildiğini görüyoruz.” dedi.

Sanlı, Ekonomi Muhabirleri Derneği’nin (EMD) binasında kahvaltılı basın toplantısı düzenledi. Sanlı, Vergi mükellefiyetlerini yerine getirmemek için bir teşvik olarak lehine getirildiğini gördüklerini ifade eden Sanlı, “Af ve af niteliğindeki yasalara temkinli yaklaşıyoruz. Af niteliğindeki yasalar aslında mali tabloları bozan kanunlardır.” açıklamasında bulundu.
Düzgün çalışmayan ve zamanında kayıt tutmayan kesimi teşvik ettiğini ve bunun piyasada alışkanlık ve beklenti haline geldiğini kaydeden Sanlı, “6552’li yasa yaklaşık 65 yasada değişiklik yapıyor ama vergisel açıdan düzenlemeler getirdiği düzenlemeler vardır. 1 Aralık’a kadar başvurulması lazım. 31 Aralık’a kadar da ilk taksiti yatırmanız gerekiyor. Bunun değişik oranlarda taksit talebinde bulunabiliyorsunuz. Aftan yararlanmak istiyorsanız. 18 taksite kadar vergi borçlarınızı ödeme imkanına sahip olacaksınız.” diye konuştu.

Sanlı, şöyle devam etti:
“Müracat eden ile finale ulaşan arasında makas giderek açılıyor. İlk müracat eden kişi sayısı çok önemli ama 18 taksiti ödeyen ve borcunu ödeyen kişi sayısı az. 6552 çıkma nedenlerinden birisi de aslında budur. Bu taksitler ödenebilecek mi bence başvuran kişi sayısından daha çok önemli olan budur.”

“TÜRKİYE’DE DÜZGÜNCE ÇALIŞAN ETİK SİSTEMİ YOK”

Dürüst mükellef hakkında açıklamalarda bulunan Nail Sanlı, cezalandırmanın alışagelmiş bir yöntem olduğunu kaydederek “Suç işlendiği ve tespit edildiği zaman bunun cezası veriliyor. İhtiyacınız olan biraz daha etik olmak için ihtiyacınız olan bir ödüllendirme sistemi ülke olarak. Düzgünce çalışan bir etik sistemimiz yok.” diye konuştu. Amaç etik kuralların oluşması için ödüllendirme sistemini devreye alacaksınız diyerek hatırlatmada bulunan Sanlı, “Etik çalışan mensubu koruyan bir sistem yok. Bunun oluşması lazım. Buradan yola çıkarak ödüllendirme sistemine teşvik açısından büyük bir ihtiyaç var.” ifadesinde bulundu.

“7 BİN 500 KİŞİ DEĞİL, 3 BİN 500 KİŞİ DENETLENİR HALE GELDİ”

Nail Sanlı, Yeni Türk Ticaret Kanunu hakkında değerlendirme yaparak “10,5 yıllık bir çalışma idi. Dünya markası oluşturması için çok ciddi bir reform niteliğinde bir düzenleme idi. Ancak yayınlandıktan sonra kısa bir süre sonra veryansınlar yükseldi. Türk Ticaret Kanunu temel kaşıyıcıları yok edildi. Bağımsız denetim bunlardan birisi idi. Türk Ticaret Kanunu’nu baktığımızda 700 bin şirketin denetimi öngörmüyordu.” şeklinde konuştu. Sanlı, konuşmasını şöyle sürdürdü: “150 milyar aktif kıymet. 250 milyar ciro. 250 çalışan ile bu değerleri aşanlar denetime tabi olacak denildi. Bu da ancak 3 bin 500 firma denetlenebilecek. Ama zaten fazlası vardı. Eskisi murakıplık tekrardan sistem revize edilebilirdi. Desteklediğimiz ama ana taşıyıcı yok edildi. 7 bin 500 kişi değil 3 bin 500 kişi denetlenir hale geldi.”
Bunun kültür olduğunu ve yıllar içinde oturacak bir yapı olduğuna değinen Sanlı, “Önümüzdeki 10 yıl içinde Türk Ticaret Kanunu’nda önemli olumlu değişiklikler yapacağına inanıyoruz. Ama denetim ayağı güçlendirilmeli.” açıklamasında bulundu.

“VERGİ KAÇAKÇILIĞINI YÜZDE YÜZ ÖNELEMEK MÜMKÜL DEĞİL”

Mevcut sistemde vergi kaçakçılığının devam edeceğini ifade eden Sanlı, “Bunu yüzde yüz önlemek mümkün değil. Neden? Çünkü biz kazanç üzerinden vergi alan bir toplumuz.” dedi.
Otokontrollerin olması gerektiğinin altını çizen Sanlı, şunları söyledi:
“Servet beyanı diye 1983 yılından önce vardı. Gelir vergisinden doldurmaktan daha değerli idi bu beyannameyi doldurmak. Kazancı ile servetinin paralel olmasını öngörüyordu. Nereden buldunuz yapısı Türkiye’nin ihtiyacıdır. Nereden buldun sorusunu usturuplu günümüz koşullarına uygun olarak sorulması gerekiyor. Servet beyannamesinin mutlaka gelmeli. Servetin kaynağı mutlaka sorulmalı.”



CİHAN