İzmir'deki Gediz Üniversitesi'nin Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Vural Seven, sosyal medyanın bilinmeyen yüzüne işaret etti. Doç. Dr. Seven, Twitter, Youtube ve Facebook gibi Türkiye'de milyonlarca takipçisi bulunan paylaşım sitelerinin kayıt dışı ekonomiye ve haksız rekabete neden olduğunu öne sürdü. Ticaret hukuku uzmanı Doç. Dr. Savan, bu kuruluşların Türkiye'de ciddi tutarlarda reklam geliri elde etmelerine rağmen büyük ölçüde vergi ödemediklerini dile getirdi. Doç. Dr. Savan, şunları söyledi: 'Sosyal paylaşım siteleri olarak tanınmış olsalar bile özünde reklam yapan ticaret şirketleridir. İnternet ve bilişim teknolojisinin verdiği imkânları kullanarak, Türkiye'de yerleşik kullanıcılarına Türk şirketlerinin reklamlarını yapmaktadır. Ancak bu reklamları yapıp maddi kazanç sağlarken, bir Türk reklam şirketinin uyması gereken kurallara uymadan bunu gerçekleştiriyorlar. Türk reklam şirketleri, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun hükümlerine tabi olduğu halde, onlar yurtdışı merkezli oldukları için bu kanun hükümlerine tabi olmadan ticari faaliyet yürütüyorlar. Türk hukukunun ticaret, vergi, ceza ve diğer mevzuat ve kurallarına uyulmadan yurtdışından yayın yapılarak reklam faaliyetinde bulunulması haksız rekabet olarak karşımıza çıkıyor.

'DAVA AÇILABİLİR 

Doç. Dr. Vural Seven, bu durumun hem vergi gelirinden olan Maliye Bakanlığı hem de Türk reklam kuruluşlarının aleyhine olduğunu kaydetti, uyarılarını şöyle sürdürdü: 'Bir Türk reklam şirketi, Türk Ticaret Kanunu'nun, haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, haksız rekabetin önlenmesine, yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesine ilişkin 56'ncı maddesi uyarınca dava açabilir. Bu davalar, ticaret ve sanayi odaları, esnaf odaları, borsalar ve tüzüklerine göre üyelerinin ekonomik menfaatlerini korumaya yetkili bulunan diğer mesleki ve ekonomik birlikler ile tüzüklerine göre tüketicilerin ekonomik menfaatlerini koruyan sivil toplum kuruluşları ya da kamusal nitelikteki kurumlar tarafından da açılabilir. Sosyal paylaşım sitelerinin yurtdışında yerleşik olmaları, bu şirketler hakkında Türkiye'de hukuku girişimde bulunulmasına ve Türk hukukunun uygulanmasına engel teşkil etmemektedir.'

Kaynak: DHA