Türkiye Barolar Birliği Başkanı Avukat Coşar:

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Avukat Ahsen Coşar Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklu gazeteci Ahmet Şık'ın kitaplarının toplatılmasıyla ilgili olarak, "Henüz basılmamış bir kitaba el konulması veya kitabın taslaklarının toplatılması basın özgürlüğ

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Avukat Ahsen Coşar Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklu gazeteci Ahmet Şık'ın kitaplarının toplatılmasıyla ilgili olarak, "Henüz basılmamış bir kitaba el konulması veya kitabın taslaklarının toplatılması basın özgürlüğüne, ifade özgürlüğüne, düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğüne bilim ve sanat özgürlüğüne karşı çok ağır bir saldırıdır" dedi.
Türkiye Barolar Birliği'nde düzenlediği basın toplantısında Şık'ın kitaplarının toplatılmasının suç olduğunu savunan Coşar, benzeri diğer soruşturma ve kovuşturmalarda yaşanan hukuk dışı uygulamaların kaynağının çok büyük ölçüde özel yetkili ağır ceza mahkemeler olduğuna değinerek, "O nedenle demokratik düzenlerin normal zamanlarının normal mahkemeleri olmayan özel soruşturma ve yargılama usulleriyle savunma hakkının kısıtlanması niteliğindeki gizlilik kararlarıyla siyasi tehdit aracı gibi işleyen
tarzlarıyla mahkemeden daha çok devletin ideolojik aygıtı ve hatta ihtilal mahkemeleri gibi çalışan mahkemelerin ve yine bu mahkemeler için öngörülen öze usul hükümlerinin bir an önce kaldırılması gerekir" şeklinde konuştu.
Coşar, anayasanın 28/6 maddesi hükmü gereğince süreli veya süresiz yayınların belirli suçlar için toplatılması hakim kararıyla veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde yetkili mercinin emriyle mümkün olabileceğini ifade ederek şunları kaydetti:
"Bu bağlamda daha henüz basılmamış bir kitaba el konulması veya kitabın taslaklarının toplatılması basın özgürlüğüne, ifade özgürlüğüne, düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğüne bilim ve sanat özgürlüğüne karşı çok ağır bir saldırıdır. Daha henüz basılmamış bir kitabın bu kitaba ait bilgisayar kayıtlarının soruşturma aşamasında imha edilmesi ise hukuken hiç kimsenin yetkisinde olmadığı bu suçlamaların dayanağı olan belge, bilgi ve kanıtlar yok edilmiştir. Bu durumda kovuşturmayı yürütecek hakimin
kovuşturacağı ve karar vereceği bir husus kalmamıştır. Kaldırılan DGM'lerin yerine DGM'leri de aratan biçimde Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri getirilmiştir. İhtisas mahkemesi niteliğinde olmayan bu mahkemeler hem bu nedenle gereksiz ve hem de yeni Ceza Muhakemesi Kanunu ile getirilen insan odaklı yargılama modelinin ruhuna aykırıdır. Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemelerinin görev, yetki ve yargılama usulleri temel hak ve özgürlükler yönünden ciddi tehdit ve tehlike içermektedir."

Medya73