Açıklamada; 

"Bu yıl 1 Mayıs İşçi Bayramı etkinlikleri sırasında basından izleyebildiğimiz görüntüler açık alanda olsa bilse yoğun göz yaşartıcı gaz bulutlarının İstanbul’un Avrupa yakasında (Beşiktaş, Gümüşsuyu, Nişantaşı) hakim hale geldiği yönündedir. Bu ölçüde ve pervasızca kullanılan biber gazına bağlı halk sağlığı sorunlarından (yalnızca kutlamaya katılanları değil, bölge sakinlerini de etkileyen) ortaya çıkacak sorumluluk da büyüktür. Yapılan bilimsel araştırmaların sonuçlarına kesin olarak uyulması dernek olarak beklentimizdir.

 

Türk Toraks Derneği olarak olaylar sonucunda biber gazına maruz kalmış tüm bireyleri İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı’nda kontrole çağırmaktayız." denildi.

Türk Toraks Derneği, 2012 yılındaki bildirisinde ise biber gazının insan sağlığı üzerinde ölüme kadar uzanan ciddi sonuçlara yol açabileceğinin dikkatini çekmişti. Yine aynı tarihte gaz sayısı arttıkça hışıltılı solunum, nefes darlığı, öksürük gibi tıkayıcı solunum hastalıkları belirtilerinin arttığı, kronik bronşit oranının arttığı ve kalıcı solunum fonksiyonu kısıtlanmasının geliştiği vurgulanmıştı.

 

ORADA BULUNAN DA HAVAYI SOLUYAN DA DİKKAT!


Göğüs hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Levent Tabak da özellikle astım, tiroid ve kalp hastalığı gibi hastalıkları olanları en yakın sağlık kuruluşuna başvurmaları konusunda uyardı. Prof. Dr. Tabak hürriyet.com.tr'ye şunları söyledi:  

"Bu gazların içinde iritan yani tahriş edici gazlar var. Bronşiti olan, astımı olan, bronş aşırı duyarlılığı olan ya da bronşu daha hassas hale getiren tiroid kalp hastlaığı gibi hastalığı olanlarda bu gazlar solunulduğunda kuru öksürük, hırıltı, hışırtı, göğüste sıkışıklık hissi, boğazda yanma batma, vücutta yaygın eklem ağrıları şeklinde belirtiler ortaya çıkabiliyor. Böyle bir gaza maruz kalındıktan sonra bu belirtiler varsa, en yakın sağlık kuruluşuna bir göğüs hastalıklarına başvurmanızda fayda var."

hürriyet