İSTANBUL

Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Yönetim Kurulu Başkanı Hadi Karasu, TGSD'nin Kimtex Tekstil sponsorluğunda düzenlediği "5. Satın Alma Stratejileri ve Beklentileri" panelinde yaptığı konuşmada, dernek olarak, sektöre ışık tutmak ve geleceğe ilişkin öngörülerde bulunmak adına çalıştıklarını söyledi.

"Ufuk 2030" projesi kapsamında bu çalışmaları yürüttüklerini dile getiren Karasu, gelecek hedeflerini 5'er yıllık dönemlere böldüklerini, belirledikleri strateji eylem planı çerçevesinde yürüttükleri çalışmalar hakkında bilgi verdi.

"İhracatımızı 25 milyar dolar seviyesine çıkarma hedefimiz var"

Karasu, hazır giyim sektörünün hedeflerine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"5 yıllık yol haritamızda 17 milyar dolarlık hazır giyim ihracatımızı 25 milyar dolar seviyesine çıkarma hedefimiz var. 5 yıl içinde 17 milyar dolardan 25 milyar dolara çıkmak istiyoruz. Bu yıl hep beraber 18 milyar dolar ihracatın üzerine çıkarız, sonra da 25 milyar doları yaparız. Türkiye'yi diğer ülkelerden farklı yapan, tekstili, hazır giyimi, derisi, ayakkabısı ile bir bütün olmasıdır. Bu bütünlüğü vurgulamamız lazım ve kenetlenmemiz gerek.

Nereye gidersek gidelim resmi, özellikle hazır giyim ve tekstil olarak birlikte vermeye gayret ediyoruz. Bu çok önemli... Yurt dışında bu vurguyu özellikle yapıyoruz. İhracat hedefine ulaşmak için üzerinde çalışmamız gereken en önemli konulardan biri sürdürülebilirlik... İkincisi yeni pazarlara giderken, elimizde mevcut bulunan pazarlara arkamızı dönüp yeni pazara gidiyoruz. Yapmamız gereken elimizdeki pazarı sağlama alıp ondan sonra yeni pazara gitmek."

Bu nedenle ülke pazarları ile yakın temas kurulması gerektiğini vurgulayan Karasu, dernek olarak bu anlamda gerçekleştirdikleri ziyaretler kapsamında ilk toplantıyı Almanya ile yaptıklarını, toplantı sonunda da eğitim ve Ar-Ge, inovasyon alanlarında 2 protokol imzaladıklarını bildirdi.

"ABD'nin yeni pazar olarak yeniden gündeme gelmesini istiyoruz"

Hadi Karasu, Almanya'dan sonra şimdi İngiltere, İspanya ve Hollanda ziyaretleri yapacaklarını belirterek, "Önümüzdeki hafta dernek için ABD'ye gideceğiz, ABD'yi çok önemsiyoruz. Yeni dönemde ABD'nin yeni pazar olarak yeniden gündeme gelmesini istiyoruz." dedi.

Çin Hazır Giyim Başkanı ile bir toplantı yaptıklarını, kendisi ile yazılı görüşmeleri olduğunu anlatan Karasu, "Çin'le korkup birtakım koruma önlemleri ile köşemize çekilmek değil, ofansif hareket etmek istiyoruz. Neden korkalım Çin'den? Kendi yerlerine gidip '2 milyar nüfus var burada, biz buraya ne satarız?' diyeceğiz. Onlar bize ne satamaz diye uğraşacağımıza, gidip bizde onu rahatsız edelim, o görüşmeleri yaptık." şeklinde konuştu.

İhracat hedefine ulaşmak için katma değer artışı, inovasyon ve Ar-Ge gibi konuların da önemli olduğunu vurgulayan Karasu, yerinde teşvikler konusunun önem taşıdığını, bununla ilgili olarak bakan tarafından "Bizim size müjdemiz olacak" denildiğini, sektör olarak bu müjdeyi beklediklerini söyledi.

Kimtex Üst Yöneticisi (CEO) Tanzer Gözek, "Çin, tekstilde kapasite kaybetmeye başladı. Satıcı konumundan yavaş yavaş alıcı konumuna geçiyor. Bu durum Türkiye için yeni bir dinamik." dedi.

"Şu an yüzde 90 civarında Türkiye'den alım yapıyoruz"

LC Waikiki Tedarik Direktörü Şenol Dallı ise şu anda 870 dükkana ulaştıklarını, bunların 470'inin Türkiye'de bulunduğunu ifade ederek, bu yıl 16 milyar lira civarında ciro beklediklerini kaydetti.

Dallı, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Geçen sene Türkiye'den yüzde 83 civarında alım yapıyorduk, şimdi yüzde 90 civarında alım yapıyoruz. Bu oran 2018-2019 alımlarımızda yüzde 90'a kadar çıkacak. Bu seneki beklentimiz alım miktarlarımızı adet bazında yüzde 20, ciro bazında yüzde 25 artırmak. Özellikle ihracata katkı sağlamak amacıyla dükkan açılışlarımızı yüzde 70 civarında yurt dışında yapıyoruz. Bu seneki beklentimiz 120 civarında dükkan açılışı yapmak. Bunun 30 civarı Türkiye'de... 1 milyar dolar civarında bu sene net ihracat yapacağız. Beklentimiz o... Sektörün ihracat hedefine katkı sağlamak için elimizden geleni yapıyoruz. 2018-2019'da satışlarımızın yüzde 35-40'ını yurt dışından bekliyoruz."

Dallı, Türkiye'de kalite konusunda sıkıntı yaşadıklarını ve ciddi tedbirler aldıklarını, sektörün genel yapısında kalite beklentisinin istenen seviyede olmadığını vurguladı.

"Şu an Türkiye, kalitede diğer rakip ülkelerin önünde değil, daha geride"

Tanka, "Türkiye'de özellikle yeni çıkardığımız markalarda büyümeyi düşünüyoruz. Türkiye'nin esnek bir üretim zincirinin olması lazım ve kalite çok önemli. Kalitede hep ön plandaydık ama şu an Türkiye, kalitede diğer rakip ülkelerin önünde değil, daha geride... Eskiden bir mağazaya gittiğimiz zaman orada en kaliteli ürünler Türk ürünleri olurdu, şu an öyle değil." şeklinde konuştu.

Kaliteli üretim ve üretim hızı gibi konuların Türkiye için önemli olduğunu, bu konularda ihracat hedeflerine ulaşmak için firmaların ciddi çabalar göstermesi gerektiğini kaydeden Tanka, bu konularda çaba gösterilmesi halinde Türkiye'nin lider olabileceğini söyledi.

"Tüm alımlarımızın yüzde 80'ini Türkiye'den yapıyoruz"

De Facto Stratejik Tedarik Yönetimi Direktörü Ferit Arseven de Mayıs 2018 itibarıyla 475 mağazaya ulaştıklarını belirterek, şunları kaydetti:

"Her yıl yaklaşık yüzde 30 büyüdük. Bu şekilde de büyümeye devam ediyoruz. 2019 hedeflerimizde de şu an yüzde 25 adetsel büyüme öngörüyoruz. Bir Türk markası olarak tüm alımlarımızın yüzde 80'ini Türkiye'den yapıyoruz. Bu rakam yükselerek devam ediyor. Türkiye bizim için çok önemli. Kalite ile ilgili bir noktaya değinmek gerek. Şu an tüm dünyada bir fiyat baskısı almış başını gidiyor.

Müşterilerin cebindeki paranın giyime ayrılan kısmı çok azalmaya başladı. Dolayısıyla fiyat baskısı oluşuyor. Bununla birlikte de maalesef kalitenin üzerine büyük bir baskı geliyor. Bu baskı tüm dünyada var ama Türkiye, maalesef bu baskıya üretimde biraz fazla reaksiyon verdi."

Sürdürülebilirliğin önemine dikkati çeken Arseven, hazır giyim sektöründe işlerin ayakta kalması ve devam edebilmesi için sürdürülebilirlik ve eğitim konusunda yeterli çalışmaların yapılması gerektiğini söyledi.

Arseven, "Türkiye'de tekstili sürdürülebilir hale getirmemiz lazım. Türk tekstilinin PR'ının çok iyi yapılması, tekrar insan kaynağının kazanılması lazım. Son 2-3 yılda Suriyelilerin biraz Türkiye'de olmasıyla bazı kesim ayakta durmuş vaziyette. Bunun sonrasında ne olacak, nasıl ayakta duracağız? Bu bizim için çok önemli." diye konuştu.

"Türkiye'nin genelden aldığı payda bir artış var"

Norveç merkezli Varner'ın Türkiye Ülke Müdürü Cenk Yerlikaya ise Türkiye ofisinin 2002 yılında kurulduğunu, alımların o yıldan beri Türkiye, Kuzey Afrika ve Balkan ülkeleri dahil olmak üzere Türkiye'de organize edildiğini anlattı.

Son yıllarda yaklaşık 50-60 milyon avro civarında alım hacmi yarattıklarını ifade eden Yerlikaya, "2017 itibarıyla Türkiye ofisi, Pakistan ve Avrupa'nın geri kalanındaki üretimlerden de sorumlu hale geldi. Varner'ın bu yıl Türkiye alımlarında büyüme beklentisi yok ama bu globalde de böyle... Hatta globalde yüzde 5-10 arası bir azalma da bekliyoruz. Dolayısıyla Türkiye'nin genelden aldığı payda bir artış var. Bu pozitif bir gösterge... 2019'da bir artış olacağını da bekliyoruz." diye konuştu.

Hermes Otto Avrupa Bölge Direktörü Heiko Drews, "Günümüzde her konuda dijital düşünüyoruz. Türkiye'nin de dijitalleşme konusundaki altyapısını güçlendirerek dönüşümü tamamlaması hayati önem taşıyor." dedi.

Muhabir: Eda Fatma Topçu

Kaynak: AA