Av. Selahattin Sarıoğlu, TÜRKİYEM Tv.de, Nazlı Güzel’in hazırlayıp sunduğu ‘90. Yılında Cumhuriyetimiz’ konulu programın konuğu oldu.

Konuşmasını, daha çok, ‘Atatürk ve Cumhuriyet’ konusunda düşünce ve duyguları soğutulmuş yurttaşlara yönelik yaptığı gözlemlenen Sarıoğlu programda özetle şunları söyledi:

“Dün akşam yeni Hac’dan dönen bir yakınımın ziyaretine gitmiştik. Dedi ki, ‘Kabe’de, düzeniyle, tertibiyle, oturması, kalkmasıyla, lavaboyu kullanmasıyla en medeni, en temiz, en düzenli olanlar Türklerdi. Ben orada olan Türk hacıların içinde, Türkiye’deki bu medeniyete bakarak Atatürk’e dua etmeyen hacımızın olmayacağını tahmin ediyorum.’dedi.”

Sarıoğlu, Cumhuriyetin, doksanıncı yılındaki durumuyla ilgili olarak: “Atatürk, Kurtuluş Savaşı öncesi ve sırasında hiçbir arkadaşına Zafer’den sonra kurulacak devletin yönetiminin cumhuriyet olacağını söylemedi. Söyleseydi belki de hiçbir arkadaşı yanında kalmayacaktı; padişahlık öylesine insanların kanına işlemişti. 28 Ekim günü yakın arkadaşlarını topladı ve ‘Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz.’ dedi. Bugün gelinen aşamada Türkiye’de hiçbir yurttaşımızın padişahlığın geri gelmesini isteyebileceğini düşünmek olası değil.
Vatandaş ayrıca diğer İslam ülkelerine bakarak Türkiye değerlendiriyor ve ülkesindeki yönetimi kuranlara teşekkür ediyor.
Mehmet Akif de cumhuriyet devrimlerine karşı çıkarak gittiği Mısır’dan uzun yıllar sonra dönmüş ve Türkiye’ye ayak basar basmaz yeri öpmüş ve ‘Allah benim ömrümden alsın Atatürk’ün ömrüne versin.’ demiştir. Çünkü İslamiyet’in en iyi şekilde yaşandığı ülke kuşkusuz Türkiye. Diyanet İşleri Başkanı’nın söylemiyle diğer İslam ülkelerinde bugün, Müslümanlar birbirini tekbir getirerek boğazlıyor. Okuma yazma bilenlerin ancak yüzde iki-üç olduğu yıllardan yüzde yüz aşamasına geldik. Sayın Başbakan bile demokratikleşme paketi açıklamasına ‘Atatürk, Türkiye’yi muasır medeniyetler seviyesine çıkarmak için ileri adımlar attı,  bu demokratikleşme paketi Türkiye’nin gelişmişliğinin bir tezahürüdür.’ diyerek başladı” dedi.

Sarıoğlu
, sunucunun, ‘Atatürk şimdi gelse, Cumhuriyetin bugünkü durumuna bakarak ne der acaba?’ diye sorması üzerine, “Bunu kestirmek zor elbette. Espri olsun diye söyleyeyim rahmetli Erbakan, ‘Atatürk yaşasaydı bize oy verirdi.’ demişti. Atatürk yaşasaydı eğer  bugünkü durumumuza bakarak yöneticileri eleştirir ve, ‘Yeterince çalışmamışsınız, bağımsızlığımızı korumamışsınız.’ derdi herhalde.” dedi.

Sarıoğlu, ‘Başbakan Tayyip Erdoğan Bayram mesajındaki, ‘Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesinde bu topraklarda yaşayan hiç kimseyi ötekileştirmek yoktur. Bu Cumhuriyet hepimizindir.’ sözleriyle ilgili olarak sorulan soru üzerine,“Sayın Başbakan doğru söylüyor. Atatürk, Dolmabahçe önünde demirleyen düşman gemilerine bakıp ‘Geldikleri gibi giderler.’ derken Türk Milleti’nin birikiminden aldığı ışıkla nasıl geleceği görmüşse, inanıyorum ki bize çağdaş uygarlık düzeyinin üzerini hedef gösterirken de, ‘ Benim değersiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır ama Türkiye Cumhuriyeti sonsuza dek yaşayacaktır.’ derken de yine ulusuna ve kurduğu Cumhuriyetin sağlam temellerine bakarak bunu söylemiştir. Atatürk’ün kurduğu devletin felsefesinde eğer bu topraklarda yaşayan farklı etnik kökenden, mezhepten, inanıştan olan kimi kesimleri dışlamak düşüncesinin kırıntısı dahi olsaydı, Atatürk geleceğe yönelik bu sözlerini kesinlikle söylemezdi. Eğer böyle bir dışlama felsefesi olsaydı Cumhuriyet adaletsiz temellere üzerine kurulmuş olurdu ki o taktirde kurduğu Cumhuriyet değil ilelebet, on yıl dahi yaşayamazdı.” dedi.

Sarıoğlu, konuşmasında Atatürk’le ilgili olarak; “Atatürk bu ulusun tüm bireylerinin kalbindeki kahramandır. Çünkü Türk ulusu köklü bir ulustur. Değerbilir. Yurdunu kurtaran, kendisine pırıl pırıl bir Cumhuriyet bırakan bir ‘insanına’ vefasızlık etmez. Onun için Atatürk’le ilgili etkinliklere tüm siyasal partilerden insanların katılımını sağlayacak çalışmalar, çağrılar yapılmalıdır. Atatürk’ü sahiplenmek elbette ki takdir edilir ama başkalarının da sahiplenmesinin önünü kapatacak tutumlardan uzak durmak gerekir.” dedi.

Av. Selahattin Sarıoğlu
Cumhuriyetin nitelikleriyle ilgili olarak da, “Cumhuriyetimizin nasıl bir cumhuriyet olduğu Anayasamızın Başlangıç bölümünde ve ilk üç maddesinde belirlenmiştir. Bunlar çok güzel ilkeler. Bu ilkelerin yaşam bulacağı, kökleşeceği koşulların sağlanması gerekir. Türkiye’nin her şeyden önce ekonomik üretkenliğinin artırılması, ekonomik özgürlüğüne kavuşturulması gerekir. Bunun için çalışılmalıdır. Vatandaş açken, işsizken, köylünün üretim gücü düşükken bu ilkelerin topallamadan yürümesi olur şey değildir.” dedi.

TÜRAVAK Başkan Yardımcısı ve Malatya Barosu Önceki Başkanı Av. Selahattin Sarıoğlu
konuşmasının son bölümünde, “Ulusal bayramlarımızdaki coşku giderek azalıyor, sönükleşiyor. Bayramlar biçimsel olarak kutlanmaya başlandı. Hatta resmi kutlamalar sınırlandı. Bu durum milli duyguların zayıflamasına neden olur. Birileri, bunu  dayatıyor sanki Türkiye’ye. Kimileri de içte destek veriyor buna, ‘Ne gerek var bu kadar kutlamaya…’ der gibi
Oysa, ben inanıyorum ki ‘o güçler’ milli bayramlarımızı ‘hallederlerse’ eğer sıra dini bayramlara gelecektir. Çünkü bu dini ve milli değerler bizi birbirimize bağlayan değerlerimizdir.” dedi. 29.10.13