2 Şubat 2016 tarihli Ankara Büyükşehir Belediyesi, Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME) kararı ile 4 Şubat 2016 tarihinde yürürlüğe giren zamlı toplu ulaşım tarifesi, sadece vatandaşların değil aynı zamanda çeşitli sivil toplum örgütlerinin de tepkisini çekmeye devam ediyor. Son olarak Ankara’da birçok avukat, akademisyen ve alanında uzman kişilerin bir araya gelerek kurduğu Hukuksal Eğitim ve Araştırma Derneği (HEAD) söz konusu idari işleme karşı Ankara 9. İdare Mahkemesi’nde yürütmeyi durdurma istemli iptal davası açtı. Dernek Başkanı Av. Recai Görgülü konu ile ilgili yaptığı açıklamada şu sözlere yer verdi; “2014 Haziran ayında toplu ulaşıma zam yapan Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin ve UKOME’nin bu kararının hakkaniyete aykırı olduğunu düşünüyoruz. Ankara; memurların, işçilerin ve özellikle de öğrencilerin yoğun olduğu bir kent. Bu insanlar işlerine, okullarına giderken toplu ulaşım araçlarını kullanıyorlar. İşverenler veya Devlet bu vatandaşlarımızın toplu ulaşım masraflarını karşılamıyor.

İnsanlar 3-5 kuruş kazandıkları işlerine giderken ulaşım bedellerini ceplerinden ödüyor ve ellerine hiçbir şey kalmıyor. Belediyelerin bu konuya daha büyük hassasiyetle yaklaşmasını istiyoruz. İdarenin vatandaşa karşı sadece mali değil aynı zamanda toplumsal yükümlülükleri de bulunmaktadır. Ulaşım bir hak ve zorunluluktur. Bu hakkı insanlar için erişilmesi güç hale getirmemek gerekir. Dünya’da petrol fiyatları düşerken Türkiye’de ne yazık ki ulaşıma zam geliyor. Bunun için asgari ücretin artırılmasını bahane eden idareciler var. Asgari ücret arttı artalı bu bahane ile her şeye zam yapıldı. Vatandaşa kaşıkla verip kepçeyle alıyorlar. Aynı sorunu biz avukatlar olarak SGK prim borçlarımızdaki artış nedeniyle yaşıyoruz. Dernek olarak bu probleme ilişkin olarak da girişimlerimiz olacak. Yola çıkış amacımız meslektaşlarımızın ve toplumun haklarını görünür kılmak, yaşanan hak ihlallerini mümkün oldukça uzlaşmacı bir tavırla ortadan kaldırmaktır.”



ANKARA NÖBETÇİ İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NA

 

 

 

                                                                                  Yürütmenin durdurulması istemlidir.

 

DAVACILAR                                  : 1- Emrah ŞAHİN

                                                          

                                                           2- Recai Rahim GÖRGÜLÜ

                                                           3- Bahar Didem SAĞIN KARAMAN

                                                           4-Ayça MÜHÜRDAROĞLU TUÇ

5- Damla Esen ERDAĞ (T.C. 44329318880)

                                                          

                                                          

DAVALI                               :           Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı                                                                       Hipodrom Cad. No:5 Yenimahalle / ANKARA

 

KONU                                   :           Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı’nın Ulaşım Koordinasyon Merkezi’nin 02.02.2016 günlü kararı ile Ankara ilinde 04.02.2016 tarihinden itibaren geçerli olan toplu taşıma ücreti zammına ilişkin düzenleyici işlemin öncelikle yürütmesinin durdurulması ve yargılama sonucunda işlemin iptali talebimizin sunulmasıdır.

 

AÇIKLAMALAR               :

 

            Davalı Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME)’nin 02.02.2016 günlü kararı ile, Ankara ili için toplu taşımaya zam yapıldığı açıklanmıştır. Yapılan zam sonrasında hazırlanan yeni ücret tarifesini Ankara Büyükşehir Belediyesi resmi internet sitesinden ilan etmiştir. (Ek) İdarenin bu düzenleyici işlemi hukuka ve hakkaniyete aykırı olup iptali gerekmektedir.

 

            5216 Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun 7. Maddesinin 1. Fıkrasının f bendine göre; “Büyükşehir ulaşım ana planını yapmak veya yaptırmak ve uygulamak; ulaşım ve toplu taşıma hizmetlerini planlamak ve koordinasyonu sağlamak; kara, deniz, su ve demiryolu üzerinde işletilen her türlü servis ve toplu taşıma araçları ile taksi sayılarını, bilet ücret ve tarifelerini, zaman ve güzergahlarını belirlemek; durak yerleri ile karayolu, yol, cadde, sokak, meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerlerini tespit etmek ve işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek; kanunların belediyelere verdiği trafik düzenlemesinin gerektirdiği bütün işleri yürütmek” görev ve yetkilerine sahiptir. Ancak bu yetki kullanılırken korunması gereken menfaat toplumun menfaatidir. Belediye tacir gibi hareket ederek, kar gütme amacıyla toplu taşıma ücret tarifesi belirleyemez. Hizmet amacı esas olmalıdır.

             

İptali talep edilen zamlı tarifeler aşağıdaki gibidir;

 

“EGO otobüsleri, Metro ve Ankaray’da 2 TL olan tam biniş 2,35 TL’ye, 1,50 olan indirimli (öğrenci, öğretmen vs.) biniş ise 1,75 TL’ye çıkarıldı. Bu ulaşım araçlarındaki transfer (aktarım) ücretlerinin de 0,67 Kuruş’tan, 0,80 Kuruş’a çıkartılmasına karar verildi.

UKOME tarafından belirlenen yeni tarifelere göre özel halk otobüslerinde de tam biniş ücreti 2,40 TL’den, 2,55 TL’ye çıkartılırken, indirimli biniş ücretinin de 1,50 TL’den 1,75 TL’ye çıkartılması kararlaştırıldı.

Kısa mesafe minibüs seferleri 2,40 TL’den 2,55 TL’ye, uzun mesafe minibüs seferleri de 2,75 TL’den 2,90 TL’ye çıkartıldı.”

 

Davalı Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından bu yapılan zamma herhangi bir haklı gerekçe dahi belirtilmemiştir. Ve sadece Davalı Belediye 19 aydan bu yana (16 Haziran 2014) herhangi bir ulaşım zammı yapmamış olmasını gerekçe olarak göstermiştir. Bu pek tabii ki haklı bir gerekçe değildir. Şöyle ki; 19 ay sonra yeniden ulaşıma zam yapılması olağan akışa aykırıdır. 19 ay kısa bir zaman dilimidir. Bu zammın gerekçelerinin ayrıntılı bir şekilde açıklanması gerekirken açıklanmamış ve bu şekliyle keyfi bir zam olduğu da barizdir. Görüldüğü üzere Davalı Belediye’nin herhangi bir haklı gerekçesi yoktur. Özellikle yetki sınırları T.C. Anayasası ile çizilmiş bir belediye Sosyal Devlet ilkesine aykırı bir biçimde hiçbir haklı gerekçe olmaksızın ve/veya hiçbir geçerli açıklama yapmaksızın idari bir işlem yapamaz. Bu işlemin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğu aşikardır.


Dev bir bütçeye sahip davalı belediye; ulaşım zammına muhtaç değildir. Ve bu zamlar Sosyal Devlet ilkesine aykırı bir biçimde sadece kar amaçlı olarak yapılmıştır. Şöyle ki 2014 senesinde yapılan zamdan bu yana 19 ay gibi çok az bir zaman geçmiştir. Ayrıca o tarihteki petrol fiyatları il işbu dava konusu zamların yapıldığı tarihteki petrol fiyatları karşılaştırılacak olur ise petrol fiyatlarının geçen zaman diliminde daha da düştüğü gözlemlenecektir. Bu durum idarenin ulaşım hizmetlerinden daha fazla kar ettiğini ya da daha az zarar ettiğini ortaya koymaktadır. Hal böyle iken davalı idarenin toplu ulaşım tarifelerinde fiyat artışına gitmesi tamamen keyfi ve kar amaçlıdır.

 

Zam Türkiye’de yerleştirilmiş yanlış algının aksine olağan bir uygulama değildir. Toplu taşım araçlarına yapılan zamlar, toplu taşım araçlarının kullanılmasını teşvik etmez aksine özel araçların kullanımını daha da arttırır. Oysa ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti Sosyal Devlettir. Belediyelerin de T.C. Anayasamızda da yer alan Sosyal Devlet ilkesine uygun bir biçimde halka güvenli, nitelikli, mümkün mertebe ucuz ve hatta ücretsiz ulaşım hizmeti vermesi gerekmektedir. Şöyle ki; ulaşım hakkı temel bir haktır ve sosyal devlet ilkesini benimsemiş bir ülkenin belediyesinin ulaşıma ilişkin olarak önceliği bu olmalıdır. Ulaşım Hizmeti bir belediye tarafından ticari faaliyet olarak görülemez.

 

Bu ülkede ve Ankara’da yaşayan vatandaşlarımızın çoğu düşük gelir seviyesine sahiptir ve toplu taşım araçlarını da çoğunlukla bu vatandaşlarımız kullanmaktadır. Ankara öğrenci, memur, işçi ve diğer alt gelir sahibi grupların yoğunlukta bulunduğu bir şehirdir. Üst gelir seviyesindeki bireyler çoğunlukla özel araçları kullanmayı tercih ederken Ankara’nın nüfusunun büyük bölümü toplu taşım araçlarını kullanmaktadır. Öğrenciler okullarına, çalışanlar da işlerine toplu taşım araçlarını kullanarak gittikleri için bu şahısların ulaşım giderleri zaruridir. Bu nedenle bu giderlerde sıklıkla yapılan zamlar, fiyat artışları bizlerin de dahil olduğu milyonlarca kişiyi olumsuz etkilemektedir.

 

10.07.2003 tarihinde Türkiye’nin taraf olduğu Birleşmiş Milletler Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin 11’nci maddesinin birinci fıkrasına göre; “Bu Sözleşme'ye Taraf Devletler, herkesin, yeterli beslenme, giyim ve konut da dahil olmak üzere, kendisi ve ailesi için yeterli bir yaşam düzeyine sahip olma ve yaşam koşullarını sürekli geliştirme hakkına sahip olduğunu kabul ederler. Taraf Devletler bu hususta hür rızaya dayalı uluslararası işbirliğinin temel önemini kabul ederek, bu hakkın gerçekleşmesini güvence altına almak için uygun tedbirler alacaklardır.”

 

Anayasa’nın 5. Maddesi; “Devletin temel amaç ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.” şeklinde düzenlenmiştir.

 

Türkiye Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devletidir. Sosyal Devlet, devletin sosyal barışı ve sosyal adaleti sağlamak amacıyla sosyal ve ekonomik hayata aktif müdahalesini gerekli ve meşru gören bir anlayış olarak tanımlanmaktadır. Diğer bir ifadeyle sosyal devlet, herkese insan onuruna yaraşır asgarî bir hayat seviyesi sağlamayı amaçlayan bir devlet anlayışı olarak tanımlanabilir. Kurumun yapmış olduğu bu zam sosyal devlet anlayışına aykırıdır.

 

Anayasa Mahkemesinin 16-27 Eylül 1967 tarih ve K.1967/29  sayılı Kararında sosyal devleti şu şekilde tanımlanmıştır: “(Sosyal devlet) ferdin huzur ve refahını gerçekleştiren ve teminat altına alan, kişi ve toplum arasında denge kuran, emek ve sermaye ilişkilerini dengeli olarak düzenleyen, özel teşebbüsün güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayan, çalışanların insanca yaşaması ve çalışma hayatının kararlılık içinde gelişmesi için sosyal, iktisadî ve malî tedbirler alarak çalışanları koruyan, işsizliği önleyici ve millî gelirin adalete uygun biçimde dağılmasını sağlayıcı tedbirler alan adaletli bir hukuk düzeni kuran ve bunu devam ettirmeye kendini yükümlü sayan, hukuka bağlı kararlılık içinde ve gerçekçi bir özgürlük rejimini uygulayan devlet demektir.”

 

Anayasa Mahkemesi 26 Ekim 1988 tarih ve K.1988/33 sayılı kararında da sosyal devleti şöyle tanımlamıştır: “Sosyal hukuk devleti, güçsüzleri güçlüler karşısında koruyarak gerçek eşitliği yani sosyal adaleti ve toplumsal dengeyi sağlamakla yükümlü devlet demektir. Çağdaş devlet anlayışı, sosyal hukuk devletinin, tüm kurumlarıyla Anayasa’nın sözüne ve ruhuna uygun biçimde kurulmasını gerekli kılar. Hukuk devletinin amaç edindiği kişinin korunması, toplumda sosyal güvenliğin ve sosyal adaletin sağlanması yoluyla gerçekleştirilebilir. Anayasa’nın Cumhuriyetin nitelikleri arasında yer verdiği sosyal hukuk devletinin dayanaklarından birini oluşturan sosyal güvenlik kavramının içerdiği temel esas ve ilkeler uyarınca toplumda yoksul ve muhtaç insanlara Devletçe yardım edilerek onlara insan onuruna yaraşır asgarî yaşam düzeyi sağlanması, böylece, sosyal adaletin ve sosyal devlet ilkelerinin gerçekleşmesine elverişli ortamın yaratılması gerekir.”

 

            Açıklanan nedenlerle, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin   Ulaşım Koordinasyon

 Merkezi tarafından 02.02.2016 günlü alınan karar ile toplu taşıma ücretlerine yapılan zammın 04.02.2014 tarihinden itibaren uygulanmasına ilişkin düzenleyici işleminin öncelikle yürütmesinin durdurulmasına ve yapılan yargılama sonucunda işlemin iptaline karar verilmesini talep etme zorunluluğu doğmuştur.

 

HUKUKİ NEDENLER: Birleşmiş Milletler Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme, Anayasa, İYUK, Büyükşehir Belediyesi Kanunu ve tüm ilgili yasal mevzuat.

 

HUKUKİ DELİLLER: Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin resmi internet sitesinde yayınlanan, yapılan zamma ve gerekçesine ilişkin duyuru ve sair yasal deliller.

 

SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin Ulaşım Koordinasyon Merkezi tarafından 02.02.2016 tarihinde alınan karar ile toplu taşıma ücretlerine yapılan zammın 04.02.2016 tarihinden itibaren uygulanmasına ilişkin düzenleyici işleminin, öncelikle yürütmesinin durdurulmasına ve yapılan yargılama sonucunda işlemin iptaline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim. 04.02.2016

 

                 Davacılar

                                                                                                     

          Emrah ŞAHİN

 

 

 

Recai Rahim GÖRGÜLÜ

 

 

 

Bahar Didem SAĞIN KARAMAN

 

 

 

Ayça MÜHÜRDAROĞLU TUÇ

 

 

                                           

                                                                                           Damla Esen ERDAĞ                                    

 

 

 

EK: Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin resmi internet sitesinde yayınlanan, yapılan zamma ve gerekçesine ilişkin duyuru (Dava konusu 2016 ulaşım tarifesi ayrıca ilgili kurumdan müzekkere ile talep edilebilir)