Adana’da acil servis doktoru Atilla Silibolatlaz’ı, geçen yıl Tıp Bayramı’nda dövdükleri iddiasıyla yargılanan sanıklardan 26 yaşındaki Serdar Özcan 2 bin 240 TL para cezasına çarptırılıp hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilirken, diğer 6 sanık beraat etti. Verilen cezanın “caydırıcı olmaması” gözleri yeniden Sağlık Bakanlığı’na çevirdi.

FOTO:DHA – Atilla Silibolatlaz’a saldırdığı iddia edilen sanıklardan Serdar Özcan’a basit yaralama suçundan 2 bin 240 TL para cezası verildi. Diğerleri ise serbest bırakıldı.

14 Mart 2015′te trafik kazasında yaralanan bir kadın, Adana Devlet Hastanesi’ndeki ilk müdahalesinin ardından göğüs cerrahi uzmanının kontrolü için Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi. Yaralı kadının yakınları da ambulansın peşinden acil servise geldi. Yaralının genel durumunu kontrol eden acil serviste görevli Dr. Atilla Silibolatlaz yakınlarına, “Bu hastayı Göğüs Cerrahi uzmanının görmesi lazım, telefonla çağırdık, birazdan gelir” dedi. Ancak hasta yakınları, iddiaya göre müdahalenin geciktiğini öne sürerek Dr. Silibolatla’a saldırdı. Dr. Silibolatla başına aldığı darbelerle yaralandı. Doktorun şikayeti üzerine gözaltına alınan 7 şüpheli tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

‘DOKTOR YERE DÜŞTÜ’ SAVUNMASI

Ali Polatdemir (33), Ayhan Koyun (27) ile Haci (53), Selim (29), Erdal (33), Selahattin (28) ve Serdar Özcan ‘basit yaralama’ suçundan 1.5′ar yıl hapis cezası istemiyle 2′nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde karar duruşmasına çıktı. Suçlamaları kabul etmeyen sanıklar, tartışma sırasında doktorun Haci Özcan’ın üzerine atladığını bu sırada yere düşerek yaralandığını öne sürdü. Dr. Ali Silibolatlaz ise kimsenin üzerine atlamadığını bir kişinin kendisine arkadan vurduğunu söyledi.

Hakim, sanıklardan Serdar Özcan’a basit yaralama suçundan 2 bin 240 TL para cezası verip hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi. Diğer sanıklar ise beraat etti.

MAHKEMENİN KARARI TARTIŞMA KONUSU OLDU

Atilla Silibolatlaz’a yönelik saldırıya kesilen cezanın ‘düşüklüğü’ tartışmaları da beraberinde getirdi. Yıllardır, Türkiye’nin kanayan yarası olan sağlık çalışanlarına yönelik şiddet için caydırıcı önlemlerin bir türlü alınamaması gözleri yeniden ilgili yasalara çevirdi.

Konuyla ilgili şimdiye kadar ki en net raporu hazırlayan Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu “her iki sağlık çalışanından birisinin şiddete maruz kaldığını” vurgulamış ve hükümete gerekli yasal adımların atılması için çağrı yapmıştı.

Federasyonun raporunda “şiddetin nedenleri” ise şöyle sıralanmıştı;

1- Sık sık değişen sağlık mevzuatı, uygulama yönetmeliği ve sisteminin aksayan yanlarının hekimlere yansıması
2- Hasta haklarının çok ön plana çıkarılması, SABİM, 184 gibi hatların gerçek amacı dışında yanlış olarak şikâyet hattı gibi kullanılması. Buraya yapılan haklı haksız tüm şikâyetlerin ön plana çıkartılarak baskı unsuru olarak kullanılması
3- Hekim gelirlerinin sürekli yanlı ve yanlış olarak dile getirilmesi
4- Vatandaşa kendi sağlık sorumluluğunun yüklenmemesi. Bunun tek taraflı olarak hekimlerin üzerinden yürütülmeye çalışılması. Kanun ve yönetmeliklerin halka yeterince anlatılmaması
5- Şiddet uygulayan kişiler için caydırıcı yaptırımlar olmaması, Şiddetin görmezden gelinmesi, sözlü şiddetin önemsenmemesi, hasta psikolojisi denilerek hafifletilme eğiliminde olunması
6- Hekimlerin ve sağlık çalışanlarının artan iş yüklerinden dolayı oluşan İletişim sorunları
7-  Medyada sağlıkçıları hedef gösteren, bilinçsizce yapılmış haberlerin çokça yer alması

8- Fazla iş yükü, kapasitenin üstünde hizmet talebi. Hastaların aile hekimliğini tam anlayamamış olması ve sadece ilaç yazıcısı gibi görme eğilimi, Yetkililerin bu konudaki yanlış açıklamaları.
9- Geri ödeme kurumlarının uygulamalarından kaynaklanan sorunların vatandaş tarafından doktora mal edilmesi.

Sözcü