İSTANBUL

Ortaköy'deki eğlence merkezi Reina'da yılbaşı gecesi düzenlenen ve 39 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısına ilişkin, aralarında saldırıyı gerçekleştiren Abdulkadir Masharipov'un da bulunduğu 45'i tutuklu 57 sanığın yargılandığı davanın yedinci duruşması başladı.

İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısındaki salonda yapılan duruşmaya, aralarında Masharipov'un da bulunduğu 4'ü kadın 42 tutuklu ve 6 tutuksuz sanık katıldı. Duruşmaya tutuklu sanıklar Masharipov'un eşi Zarina Nurullayeva, imam nikahlı eşi Fransız vatandaşı Tene Traore SEGBİS aracılığıyla bağlandı. Duruşmada 7 tercüman da hazır bulundu.

Müşteki olarak duruşmaya katılan Mehmet Koçarslan, Reina'nın kurucusu ve büyük ortağı olduğunu söyledi.

Koçarslan, saldırıda hayatını kaybedenlere rahmet, ruhen ve fiziken yaralı olanlara sağlık diledi.

"Reina turizmin göz bebeğiydi"

Mehmet Koçarslan, 12 Ocak 2016'da Sultanahmet'te bombalı saldırı olduğunu hatırlatarak, "Sultanahmet turizmin merkezlerinden biriydi. Reina da turizmin göz bebeği bir yerdi. 13 Ocak'ta Valilik ve emniyete saldırı ihtimali olabileceğine dair bir dilekçe verdim. Yaklaşık 1,5 ay sonra yeniden Valiliğe çağrıldım. Aynı dilekçeye ek yaparak bir başka dilekçe daha verdim. 'İşletme olarak biz ne yapabiliriz?' diye sordum" dedi.

Arnavutköy Polis Karakolu'nun orada "bombalı araç" iddiasının gündeme geldiğini öne süren Koçarsalan, Bebek-Ortaköy arasında bu tarihten itibaren polis ekiplerinin yoğun güvenlik önlemleri aldığını anlattı.

Kendisinin ve kızının da eğlence merkezine gittikleri her gün arandığını anlatan Koçarslan, "Polisin güvelik önlemleri bize güven verdi. Olağanüstü tedbirler alınmıştı. 50 senelik Bebekliyim, ben böyle tedbir görmedim. 23 Aralık'ta konsolosluklar kendi vatandaşlarını 'kalabalık ve yabancıların gittiği ortam' olarak nitelendirdiği yerlerden uzak durmalarını istedi. Türkiye'de böyle bir tane yer var; o da Reina'dır. Sadece mekanın ismini yazmamışlardı. Devlet gerekli tedbirleri almıştı. Hem biz hem devlet güvenliği 2 katına çıkarmıştık." diye konuştu.

"Ticari taksilerin aranmadığını öğrendim"

Özel araçların hepsinin polis tarafından arandığını aktaran Koçarslan, beyanlarına şöyle devam etti:

"Yabancı yaralıları ziyaretimde ticari taksilerin aranmadığını öğrendim. Maalesef sanık da taksiyle gelmişti. Bir zafiyet varsa devletin içinde gruplanmış örgütlerin bir payı vardır. Reina'ya yapılan saldırı, Türkiye'ye yapılmış bir saldırıydı. Saldırganın çıkarken kimlik göstermesi, saldırganın öylece çekip gitmesi. Orada o gece Türkiye Cumhuriyeti polisleri ile polislerin içinde yuvalanmış örgütlerin de mücadelesi vardı. Saldırıdaki görüntüleri izlemeye yürek dayanmıyordu, ama görüntüler hemen yayıldı."

Kendisinin koruması olmadığını söyleyen Koçarslan, yasal olarak eğlence mekanında silahlı koruma bulunduramadıklarını kaydetti.

Mahkeme Başkanı: Kırmızı çizgi olarak dosyada devletimizin dahlini gösteren bir şey yok

Mahkeme Başkanı Abdurrahman Orkun Dağ, "Dün siz burada yoktunuz. Sizin gıyabınızda birtakım söylemler oldu. Biz hiçbir şekilde bu davanın kendi mecrasından çıkarılmasını arzu etmiyoruz. Kırmızı çizgi olarak bu dosyada devletimizin dolaylı ya da doğrudan dahlini gösteren bir şey yok." ifadelerini kullandı.

Bunun üzerine Koçaralan, "Benim devleti suçladığım yok. Devletin içinde yuvalanmış örgütleri kastediyorum. Eğer biz bunları bulabilirsek, bu yönde açılan soruşturmalar sonuçlanırsa saldırıda hayatını kaybedenlerin ailelerinin acıları hafifler." dedi.

Olay yerine gittiğinde kendisinin içeri alınmadığını anlatan Koçarslan, "O gün orada bir keskin nişancı olsaydı, saldırganı 50 kere indirirdi. Güvenlik önlemlerinin alındığı iki nokta arasında 10'dan fazla eğlence merkezi var. Bizden daha küçük yerlerde özel harekatçılar vardı. Bizim orada 4 polis vardı. Biz özel güvenlik şirketiyle çalışıyoruz. O gün güvenlik sayısını ikiye katlamıştı." diye konuştu.

Duruşma müştekilerin dinlenilmesiyle devam ediyor.

Kaynak: AA