Fehmi Özdemir

Tanrıça Themis.

Onunla yolumuz 1985 yılının Eylül ayında kesişti. Ankara-Cebeci, Hukuk Fakültesinde.
Ben Adıyamanlı.
O Yunan mitolojisinden. Uranüs ve Gaia’nın kızı.
Önce fark etmedik birbirimizi.
İlk yılımda da fark etmedim. Oysa önünden geçip A. Ü. Hukuk Fakültesi yazan tabelanın önünde fotoğraf çektirip anama, babama yollamış, rozetini alıp yakamda taşımıştım. Aha, ben bu okulda oku­yorum işte dercesine.
Rozette, tanrıça Themis’in resmi basılıymış oysa.
İkinci yıl fark ettim, oradaydı. Dekanlık binasına önce onun önünden geçip, merdivenleri tırmanarak giriyorsunuz.
Bir elinde terazi, diğerinde kılıç. Gözleri bağlı. Yarı çıplak.
Önce yarı çıplaklığını ayıpladım. O, aldırmadı. Ama kadınlar böyle yarı çıplak olmamalı dedim, ses çıkarmadı. Bizim oranın ka­dınları şalvarlı, basma fistanlı dedim, tınmadı.
Küstüm bir müddet. Geçmedim önünden, yanından.
Ama yiğitlik bende kalsın dedim, yine geçtim karşısına.
-Niye, gözlerin kapalı diye sordum. Cevap vermedi. Alışığım soğuk tavırlarına. Olsun verme cevap. Canın sağ olsun.
Yaz tatillerinde, gevezelik olsun diye,
“Ana, Themis’in selamı var” dedim.
Anam anlamadı. Kanlı canlı birisinden selam getirdiğimi san­dı

-Aleykümselam, sende selam söyleyesin oğlum benden.
Sonraki yıllarda da selamını getirdim götürdüm. Anam da alıştı tanrıça Themis’e, önce adını söyleyemedi, dili dönmedi, sonra kendi diline geldiği gibi adını dillendirdi;
-Temiz kadın.
Ankara da benimle ilgilenen, yarı annelik, yarı ablalık yapan bir kadın sandı. Sonraları her okul başlayacağı zaman.
-Oğlum Temiz kadına, bulgur, salça, tarhana, Besni üzümü koysak mı?
-Ana temiz kadın yaşlı. Dişleri kesmez. Ben bir şeyler alırım ona.
Ama, anam yine de oğlu ile ilgilenen temiz kadına bir şeyler koydu. Yazma, eşarp, boncuk falan.
Yalan söyledim tanrıça Themis, anama.
Gönderdiği yazmaları veremedim sana.
Küçümsedin mi beni, gökyüzünün ve yeryüzü tanrılarının yal­nız kızı!
Küçümseme beni. Bak sende yalnızsın burada. Farkeden var mı seni benden başka?
Kim konuşuyor seninle? Ankara’nın soğuk ayaz gecelerinde kim düşünüyor seni?
Ben düşünüyorum sıcacık yurt köşesinde, biliyor musun?
Yarı çıplaklığın üşütmüyor mu?
Hayır takmadım çıplaklığına. Sadece üşürsün diye üzülüyorum. Oysa anam yazma da göndermişti, eşarp da. Hayır, asla kapanmanı istemiyorum. Üşüme diyorum sadece, üşüme.
Seni tanıyalı üç yıl geçti. İlk yıl tanışamamıştık çünkü.
Aha gidiyorum. Üç yıl oldu tanışalı. Bir çift söz etmedin. Şim­di kim göz ucuyla bakacak, soğuk kış gecelerinde kim düşünecek seni?
Kim anasından yazma, selam getirecek?

Hadi hadi, sende beni özleyeceksin biliyorum!
Elveda.
Ben, geldiğim yere gidiyorum.
Adıyaman’a, oradan da Anadolu ya.
Sende Olympos’a dön. Homeros’a da selam söyle. Hera ile Ze­usla muhabbetine dön.
Adalet’in, düzenin, tarafsızlığın, bağımsızlığın sembolü, gözle­ri bağlı, bakire, yarı çıplak;
TEMİZ KADIN.
Tanrıça THEMİS.


http://hukukmedeniyeti.org/haber/6800/temiz-kadin-tanrica-themis-fehmi-ozdemir/