Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, 1915 olaylarında yaşamını yitiren Ermenilere “taziye” mesajının planlamasının ABD ile birlikte yapıldığı öğrenildi.

Aydınlık’ın diplomatik kaynaklardan ulaştığı bilgilere göre, mesajın içeriğine ilişkin Ankara, Washington yönetimini daha önceden bilgilendirdi. Nihai metnin, ABD’ nin beklentileri doğrultusunda şekillendirildiği ortaya çıktı.

Karşılığında tasarının kadük olmasını sağladılar

Metin hazırlanırken, Ankara, konuya ilişkin olarak Washington yönetimimi bilgilendirdi. ABD’nin hassasiyetlerine bağlı olarak metnin belli bölümlerinde düzeltmeler yapıldı. Washington yönetimi de AKP’nin bu çabalarını karşılıksız bırakmadı ve sözde soykırım tasarısının Senato’nun gündemine alınmasını engelleyip tasarının kadük olmasını sağladı. Dışişleri Bakanlığı metne nihai şeklini verdikten sonra, geçen pazartesi günü Başbakanlık’a gönderdi. Erdoğan’ın onay vermesinden sonra da 23 Nisan’da açıklandı.

ABD ile ilişkileri gözeten yol haritası

AKP hükümetinin, sözde soykırım iddialarının 99. yılında yaptığı mesaj açılımına ilişkin perde arkası bilgiler netleşmeye başladı. Edinilen bilgilere göre, Ermeni diasporasının, 1915 olaylarının 100. yılı için yaptığı hazırlıkları yakın takibe alan Dışişleri Bakanlığı, geçen seneden “Türkiye’nin alması gereken karşı önlemleri” değerlendirmeye başladı.

Bu çerçevede, atılması öngörülen adımlar geniş bir yelpaze içinde ele alınırken, Türkiye’nin bu konudaki pozisyonu gerek ABD’deki gelişmeler bağlamında, gerekse Ermeni diasporasının dünyanın diğer ülkelerindeki faaliyetleri anlamında yeniden masaya yatırıldı.

Sözde soykırım iddialarının 100. yılı için bir yol haritası belirlenmeye çalışıldı. Protokollerin yeniden canlandırılması için Ermenistan’ın ikna edilmesi eş zamanlı olarak Karabağ sorunun çözümü için Minsk sürecinin hızlandırılması ve kamu diplomasisi aracılığı ile Türkiye’nin tezlerinin etkin biçimde tekrarlanması temelinde bir yol haritası üzerinde değerlendirmeler yapıldı.

Ermenistan’la imzalanan protokollerin canlandırılması

Ermeni iddialarının “hukuk, siyasi ve kamuoyu yönlendirmesi” olarak üç koldan ilerlemesine karşı oluşturulan bu yol haritası üzerinde nihai bir karar verilmeden önce Ankara, ABD’nin bu konudaki baskısı ile karşı karşıya kaldı.

Özellikle geçen Haziran ayından sonra giderek soğuk rüzgarların hissedilmeye başlandığı Türkiye-ABD ilişkileri kriz sinyalleri vermeye başladı. Washington yönetimi, İsrail ile yürütülen tazminat görüşmeleri ve Ermeni sorunu konularında Türkiye’nin artık daha somut adımlar atmasını isteyip, sözde soykırımın 100. yılı için AKP’ye aba altından sopa gösterdi.

İlerleyen aylarda hem yürütülen siyasi istişarelerde hem de ABD’den gelen çeşitli açıklamalarda sözde soykırım konusu ağırlık kazanmaya başlayınca Ankara’da yeni değerlendirmeler gündeme geldi.

AİHM kararı yerine ABD’yi tatmin edecek formül

Bu aşamada AİHM’in Perinçek kararı çıktı ve Türkiye’nin Ermeni iddialarına karşı uluslararası düzlemde eli çok önemli ölçüde güçlendi. Ancak, AKP, bunu Türkiye’nin tezlerinde temel unsur olarak kullanmak yerine, konuyu siyasi açıdan ele almayı ve ABD yönetimini tatmin edecek bir formül arayışına girmeyi tercih etti.

Dışişleri Bakanlığı’nda yürütülen çalışmayla, Türkiye’nin Ermeni sorununa yönelik tezlerine ABD’nin Ermeni diasporasının beklentileri doğrultusunda “ince bir ayar” yapıldı.

Açıklamanın ABD’yi tatmin edebilmek amacıyla 24 Nisan için yapılması kararlaştırıldı. Barack Obama’nın Başkanlık açıklamasından bir gün önce yayınlanması planlanan mesajla, “gündem” oluşturulması öngörüldü. 1915 yılında yaşamını yitiren Ermenilere “taziye” sunulurken, 24 Nisan gününe vurgu öne çıkarıldı. “Ortak coğrafya”, “ortak acı” ifadelerine yer verildi.

ABD: Açıklamadan memnunuz

ABD, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, 1915 olaylarına yönelik açıklamalarından memnuniyet duyduğunu söyledi. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın açıklamasını tarihi ve olumlu bir adım olarak değerlendirdi. Psaki, “Başbakan Erdoğan’ın, Ermenilerin 1915 yılında yaşadığı acıları kamuoyu önünde tarihi kabulünden memnuniyet duyuyoruz. Bunun, gerçeklerin tam, dürüst ve adil olarak kabul edilebileceğine yönelik olumlu bir işaret olduğuna inanıyor, Türkler ve Ermeniler arasındaki uzlaşı sürecini ileriye götüreceğini umuyoruz” diye konuştu.

Deniz Kahraman/ Aydınlık haber