Yeni çıkacak torba yasayla birlikte Yargıtay’dan kamuda ve özel sektörde çalışan 1 milyonu aşkın taşeron işçiyi sevinç kapladı. Taşeron işcileri sevindiren Kararda, alt işveren tarafından sigortası ve maaşı yatırılan taşeron işçinin, aynı işi yapan ve kendisinden 3 kaat fazla maaş alan sendikalı işçilerle aynı statüde olduğu, sendikaya üye olmak istemesi nedeniyle iş akdinin feshedilmesinin kanunlara aykırı olduğu vurgulandı.


Hükümet kanadı bayram tatili ile ilgili net kararı açıklarken, Perşembe ve Cuma günlerinin mesai olarak değerlendirilmesine karar verildi. Tüm Türkiye genelinde Ramazan Ayı'nın son günleri ile birlikte bayram alış verişi hız kazanırken, taşeron işçi maaşlarına yönelik bir açıklama yapan KAŞİP Genel Başkanı Hakan Aydın, işçi ödemelerinin bayramdan öncesine yetiştirilmesini talep etti. Ayın birinden itibaren hesaplanan hak ediş çalışmalarının bayram dolayısıyla daha önceki bir güne alınması çağrısında bulunan Genel Başkan Aydın, "Ben özellikle Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dan bu konuda yardım bekliyorum. Tüm Türkiye genelindeki bir milyon 310 bin taşeron işçinin böyle bir beklentisi var. Eğer ödemeler bayramdan önce yapabilirse taşeron işçiler en azından bir nebze de olsun rahatlayacak ve kendi bütçesi çerçevesinde alış verişini yapabilecek" dedi.
 
Üyelerinin de bu yönde talepleri olduğunu da sözlerine ekleyen Aydın, "Taşeron işçi arkadaşlarımız son günlerde sürekli olarak bu konuya gündeme getiriyor. Aksi takdirde bırakın bayramlık alış veriş yapmayı, bayram esnasında çocuklarına harçlık dahi veremeyeceklerini bizlere 
 
söylüyorlar. Bizlerde hükümetten bu konuya daha duyarlı olunmasını ve bu konudaki talimatların bir an önce ülke geneline yaydırılmasını istiyoruz" diye konuştu.
 
'SOMA İŞÇİLERİ ÖNCELİKLİ OLMALI'
 
KAŞİP Başkanı Aydın, önceki günlerde bu yöndeki taleplerini Manisa'nın Soma İlçe Kaymakamı Bahattin Atçı'ya ilettiklerini de sözlerine ekledi. Kaymakam Atçı ile yaptığı telefon görüşmesinde başta maden işçileri olmak üzere ilçedeki tüm taşeron işçi maaşlarının bayramdan önce ödenmesini talep ettiklerini söyleyen Aydın, "Urfalı hemşerimiz Sayın Atçı ile yaptığımız görüşme gayet olumlu geçti. Sayın Atçı, taleplerimizin haklı olduğunu ve bu yönde çalışma yapacağını tarafımıza iletti" dedi.
 
'VALİ KÜÇÜK'E DE BENZER TALEPLER İLETTİK'
 
Aydın konuşmasının ilerleyen bölümlerinde benzer taleplerini Urfa Valisi İzzettin Küçük'e de ilettiklerini belirterek, "Sayın Valimiz ile geçtiğimiz günlerde bir programda bu konuyu değerlendirme imkanımız oldu. Biz Urfa'daki taşeron işçi kardeşlerimizin de maaşlarının bayramdan önce ödenmesini istiyoruz. Bu duyarlılık gösterilirse taşeron işçi çifte bayram yapacaktır" diye ifade etti.Hak İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan, taşeron işçi sisteminden yakındı! Basın mensupları ile iftar programında bir araya gelen Hak İş Başkanı, “Güya sorun çözmek için uygulanan taşeron işçi sistemi asıl kendisi sorun, canımızı acıtıyor” dedi.


“TAŞERON İŞÇİLER DEVLET KADROSUNA GEÇİRİLSİN”

Arslan, Yargıtay kararının yeni olmadığını hatırlatarak, “Bunlar, yeni kararlar değil. Daha önce benzer biçimde verilmiş kararlar vardı. Bu karar asıl işverenin iş yerindeki toplusözleşmeden yararlanma hakkını sağlamasına rağmen, çalışanların kadrolarında bir değişiklik getirmiyor. Bizim arzu ettiğimiz, hem asıl işverenin işçisi sayılsın, hem de bunlar asıl işverenin kadrosuna geçirilsin. Fakat yargı bu yönde karar vermiyor. Türkiye’nin 1961 yılında imzaladığı, 1988’de de yürürlüğe giren 94 sayılı İLO Sözleşmesi var. İLO Sözleşmesi tam da taşeron işçilerin ücretlerini düzenliyor. Dolayısıyla Yargıtay’ın verdiği bu karar, İLO Sözleşmesi’ne paralel bir karar ama bu işçilere toplusözleşme hakkını veriyor, asıl işverenin işçilerin haklarının ödenmesini söylüyor. Ama bu işçiler yine taşerona çalışmaya devam ediyor. Dolayısıyla çalışanların arzu ettikleri düzenleme Yargıtay kararıyla gerçek olmuyor” ifadelerini kullandı.

“KARAR YENİ DEĞİL”

Arslan, kararın sorunlarını çözmediğini belirtti. TBMM’de görüşülen taşeron işçilerle ilgili düzenlemenin karara yakın düzenleme getirmesine rağmen, tam olarak ihtiyacı karşılamadığını vurgulayan Arslan, yeni düzenlemenin alt işverenin işçilerine ayrı bir sendikal örgütlenme ve ayrı bir toplusözleşme imkânı getirdiğini, düzenlemenin Yargıtay’ın kararından geri bir düzenleme olduğunu söyledi. Ayrıca taşeron düzenlemesinde bazı asıl işlerin yardımcı işler olarak belirlenme yetkisinin Bakanlar Kurulu’na verilmesinden rahatsızlık duyduğunu belirten Arslan, “Yetkinin Bakanlar Kuruluna verilmesi, bizde kuşkular uyandırdı. Acaba Bakanlar Kurulu, bazı asıl işleri de yardımcı iş olarak kabul ederse… Yargıya gitme hakkı var ama yine de bu düzenlemeyi bizi sıkıntıya sokacak bir düzenleme olarak görüyoruz” diye konuştu.

Yargıtay’dan kamuda ve özel sektörde çalışan 1 milyonu aşkın taşeron işçiye iyi haber geldi.

Emsal niteliğindeki Yargıtay kararında, belediye tarafından, belediyeye işçi bulması için kurulan şirketin taşeron sayılamayacağına, burada çalışanların sendikaya üye olma ve asıl belediye işçisi kadar maaş alma haklarının olduğuna işaret edildi. Kararda, alt işveren tarafından sigortası ve maaşı yatırılan taşeron işçinin, aynı işi yapan ve kendisinden 3 kaat fazla maaş alan sendikalı işçilerle aynı statüde olduğu, sendikaya üye olmak istemesi nedeniyle iş akdinin feshedilmesinin kanunlara aykırı olduğu vurgulandı.

Aynı iş ama 3 katı fazla maaş
 
İstanbul’da bir belediyede taşeron işçi olarak çalışan davacı, işveren şirket tarafından işten çıkartıldıktan sonra avukatları Zeycan Balcı ve Bülent Şimşek aracılığıyla mahkemeye başvurdu. Taşeron işçi, dilekçesinde, işe başladığı günden iş akdinin feshedildiği Aralık 2011’e kadar aralıksız çalıştığını, sigortasının taşeron şirket tarafından yatırıldığını, kadrolu ve sendikalı işçilerle aynı işi yaptığını, buna rağmen bu işçilerin kendisinin 3 katı para kazandığını, kendilerine mesai ödenmediğini ve yıllık izinlerinin verilmediğini belirtti. Davalı işçi, bu nedenle belediyede örgütlü olan sendikaya üye olmak istediğini, bunun üzerine taşeron firmanın iş akdini feshettiğini kaydetti. Taşeron firmanın aslında belediyenin firması olduğunu kaydeden işçi, bu nedenle belediye işçisi sayılması gerektiğini, sözleşmesinin de sendikal nedenlerle feshedildiğini savundu. Taşeron firma ise işçinin işten çıkartılmadığını, sözleşmesinin bittiğini ve uzatılmasını talep etmediğini öne sürdü.
 
Dava belediyeye karşı açılmalı
 
Yerel mahkeme, söz konusu firmanın taşeron firma olarak geçmesine rağmen belediyenin kurduğu, belediyeye işçi temin eden bir firma olduğu, bu nedenle davanın belediyeye karşı açılması gerektiğine karar verdi. Mahkeme, yasalarda işçi teminine olanak sağlayan bir taşeronlaşmaya izin verilmediğine hükmetti. Davalı şirket aleyhine yapılan başvuru bu nedenle reddedilirken, bu başvurudan kaynaklı avukatlık masraflarının işçi tarafından ödenmesi kararlaştırıldı. Dosya Yargıtay’a taşındı.
 
Emsal niteliğinde karar
 
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi ise binlerce taşeron işçiyi, Türkiye genelindeki kamu kurumları ve belediyeleri ilgilendiren bir emsal karara imza attı. Kararda, davacı işçinin başından bu yana belediye işçisi sayılması gerektiği, feshin de sendikal nedene dayandığı vurgulandı. Yerel mahkemenin taşeron şirket aleyhine yapılan başvuruyu bu gerekçeyle geri çevirmesi de yerinde bulundu. Ancak işçinin bu konuda yanılsamaya düşerek hem belediye hem şirkete dava açabileceği, bu nedenle vekalet ücretinin işçiye yüklenmesinin yerinde olmadığı kararlaştırıldı.
 
Taşeron sistemine düzenleme getiren tasarı, Gelen haberler arasında sözleşmeli işçilere, belediyelerde çalışanlara kadro verildi fakat kamudaki geçici personele bir türlü çözüm bulunamamıştı. Çalışma Bakanlığı sendikalarla birlikte bu konuda bir çalışma başlatmıştı. 4/C'lilerin statüsüyle ilgili konular toplu sözleşme görüşmelerinin ardından yapılan Kamu Personeli Danışma Kurulu toplantılarında da gündeme gelmiş ve bir tasarı hazırlanarak Bakanlar Kurulu'na sunulmuştu. Peki Taşeron işçilere yapılacak kadro düzenlemesinde son durum ne? Taşeron yasasında yeni gelişmeler var mı? Hükümetin Taşeron işçilerle ilgili çalışmaları neler? Taşeron işçilere yapılacak kadro düzenlemesinde son durum ne?Taşeron işçiler için müjdeli haberler var mı? Taşeron yasası ve Taşeron işçiler son haberleriyle milliyet.com.tr'de Taşeron İşçi Sistemi Sil Baştan Değişiyor (Torba Yasa'da Taşeron İşçiye Kadro Son Açıklama)

KESK Ankara Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Meydan: -"Tasarı,  taşeronun yasaklanarak çalışma yaşamından sökülüp atılması temel taleplerinden  çok uzaktır"

KESK Ankara Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü İsmet  Meydan, taşeron sistemine düzenleme getiren tasarıya ilişkin, "Tasarı, taşeronun  yasaklanarak çalışma yaşamından sökülüp atılması temel taleplerinden çok uzaktır"  dedi.

KESK üyesi bir grup, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu gündeminde bulunan  taşeron ve madenlerde yeraltında çalışanlarla ilgili düzenlemeleri de içeren  Torba Yasa Tasarısı hakkında basın açıklaması yapmak üzere Meclis'in dikmen  Kapısı önünde bir araya geldi.

Sendika üyeleri adına konuşan Meydan, kamuoyunda "taşeron yasa  tasarısı" olarak bilinen düzenlemenin, Ak Parti'nin Soma'daki maden kazasından  ders çıkarmadığını gösterdiğini savundu.

Tasarının, taşeronun yasaklanarak çalışma yaşamından sökülüp atılması  temel taleplerinden çok uzak olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:

"Kamuoyunda taşeron yasa tasarısına karşı çıkan sendikaların,  konfederasyonların, maden yasa tasarısına da toptan karşı olduğu gibi bir  yanılsama yaratılmaya çalışılmaktadır. KESK'in, yeraltında çalışan işçilerin  çalışma saatleri ve emeklilik yaşının düşürülmesine, yıllık izinlerinin  artırılmasına, Soma'da iş cinayetine kurban verilenlerin hak sahiplerine ölüm  aylığı bağlanmasına karşı olmasını düşünmek bile abestir."

Meydan, taşeron yasa tasarısına karşı gelinen aşamanın bir kazanım  olarak değerlendirilmesi yerine bu sistemin çalışma hayatından tamamen  çıkarılması için mücadele etmeyi sürdüreceklerini kaydetti.

Hak-İş Konfederasyonu, Türkiye genelinde 27 il, 9 iş kolunda 85 kamu iş yerinde 5 bin 250 taşeron işçisiyle yüz yüze görüşerek, "Taşeron İşçisi Gerçeği Araştırması" yaptırdı. Doç.Dr. Erdinç Yazıcı ve ekibinin araştırması bu alanda Türkiye'de yapılan en kapsamlı araştırma olması açısından büyük önem taşıyor.


Hak-İş Başkanı Mahmut Arslan, basın toplantısında araştırmanın işçilerle yaklaşık 20 dakika süren yüz yüze görüşmeyle yapıldığını belirtirken, kamuda taşeronluğun en yoğun sağlık iş kolunda ve belediyelerde olduğuna dikkat çekti. Bu araştırmanın taşeron işçilerin feryatlarını, hüzünlerini kısaca içinde bulundukları halet-i ruhiyeyi anlamak açısından önemli olduğunu belirtirken, "Kamu daha çalıştırdığı taşeron işçi sayısını bilmiyor. Resmi rakamlara göre, belediyeler hariç kamuda 661 bin taşeron işçisi çalışıyor. Ancak biz belediyelerle birlikte gerçek rakamın en az 1.2 milyon olduğunu tahmin ediyoruz" dedi. 'Modern kölelik' dediği taşeron işçiler konusunda Türkiye'nin çok ciddi bir sorunla karşı karşıya olduğunu, Soma'da meydana gelen facianın da bunu açıkça ortaya koyduğunu belirten Arslan, bu alanda çok ciddi bir yeniden yapılanmaya ihtiyaç olduğunu vurguladı.

Böyle bir ortamda hükümetin, işçi konfederasyonlarından adeta kaçırırcasına taşeron yasa tasarısını Meclis'e getirdiğini belirten Arslan, taşeronun yaygınlaşmaması için ellerinden geleni yapacaklarını söyledi.

Arslan, araştırmanın en çarpıcı sonuçlarından birinin ise işçilerin taşerona neden ihtiyaç duyulduğu sorusuna verdikleri cevap olduğunu söyledi. Arslan, "İşçilerin yüzde 22.6'sı yandaşlara para/kaynak aktarmak, yüzde 51'i ucuz işçilik, yüzde 16.3'ü sendikal ve sosyal haklardan mahrum bir işçilik yaratmak için taşeron tercih edildiğini düşünüyor" dedi.



Arslan, kamuda çalışan yaklaşık 1 milyon 200 bin taşeron işçi çalıştırıldığını anımsatarak, her bir işçi üzerinden taşeron firmanın en az yüzde 20 komisyon aldığını söyledi. Kamu kurumunun yüzde 20 komisyonun yanı sıra ihale bedeli üzerinden yüzde 18 KDV ödediğini, bu işçilerin kıdem tazminatı ve izin paralarını da taşeron firma ödemediği için 'müteselsil' sorumluluk gereği yine kamu kurumunca ödendiğini belirten Arslan, "Taşeron işçi çalıştırmak gerçekte ucuz değil, devlete maliyeti kat be kat fazla oluyor" dedi.



BANKADAN VERDİĞİNİ ELDEN GERİ ALIYOR!

Arslan, taşeron işçilerin büyük bölümünün asgari ücretten çalıştırıldığını, hiçbir sosyal yardımdan yararlandırılmadıklarına dikkat çekerken, yaklaşık yüzde 10'unun da bankadan aldıkları asgari ücretin bir bölümünü daha sonra elden işverene geri verdiklerini anlattı.



İşte Başbakan'ın onayını alan taşeron yasası

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "madene indim. Orada 6 saatten fazla çalışılmaz" dedi, yeraltında günlük azami çalışma süresi 6 saat olarak belirlendi.

Başbakan ayrıca, bu çalışma koşullarının, sadece madenlerde değil, tüm yeraltı çalışma alanlarında da geçerli olması talimatını verdi. Böylece, örneğin Marmaray tünel inşaatında çalışacak işçiler bile, "maden işçisi" statüsünde olacak.

Kamuoyunun uzun zamandır beklediği, Soma faciasının ardından da hızlandırılan, taşeron çalışma sistemini yeniden oluşturan kanun tasarısına son şekli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığındaki Perşembe günü gerçekleştirilen toplantıda verildi. Kanun tasarısı yarın TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşülecek.

Çalışma Bakanlığı Çalışma Genel Müdür Vekili Nurcan Önder, Taşeron kanunun neler getirdiğini anlattı.

"161 BİN İŞÇİYİ İLK ELDEN İLGİLENDİRİYOR"

Önder, tasarının başta Karayolları Genel MüdürlüğüSağlık Bakanlığı ve Türkiye Kömür İşletmeleri olmak üzere, yaklaşık 161 bin işçinin durumunu netleştireceğini söyledi.

Kamuda çalışan yaklaşık 661 bin taşeron işçisinin 161 bini "asıl işi" yapıyor. Bunun anlamı şu; devlet kadrosuna "temizlik işçisi" ya da "güvenlik" olarak alınan taşeron işçiler, o devlet kurumunun asıl işinde, yani yol yapımında, Sağlık teknik işlerinde ya da madende kullanılıyorlar.

Taşeron işçilerinin devlet kurumları tarafından "asıl işte" çalıştırılmalarına Yargıtay karşı çıkmış, bunların kadroya alınması yolunda karar almıştı.

Hükümet de, uzun zamandır sayıları yaklaşık 161 bine ulaşan bu "asıl işi yapan" taşeron işçilerinin durumuna çare arıyordu.

Taşeron Kanunu ile, bu çare bulundu.

Çalışma Genel Müdür Vekili Önder, kanunun çıkması ile birlikte, bu kişilerin "ya kadroya alınmaları, ya da işten ayrılmaları gerektiğini" söyledi.

Önder, toplantıda tasarı konusunda sunumu dinleyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bizzat bazı talimatları olduğunu da vurgulayarak, bu talimatların özellikle yeraltı işçilerinin durumu hakkında olduğunu söyledi.

Buna göre, Başbakan Erdoğan maden işçileri için düşünülen yeni düzenlemenin "tüm yeraltı işçilerini de kapsayacak şekilde genişletilmesi" talimatı verdi. Başbakan ayrıca, yeraltı işçilerinin günde altı saatten fazla çalıştırılmamasını da istedi.

TAŞERON KANUNU NELER GETİRİYOR:

-İŞÇİLERİN KIDEM TAZMİNATINI KAMU ÜSTLENECEK- Kamuda çalışan taşeron işçilerin kıdem tazminatlarını, söz konusu kamu kuruluşu üstlenecek. Bu işçilerin yıllık izinlerinin kullanılması da kamu tarafından takip edilecek.

-HANGİ İŞLERİN TAŞERONA VERİLECEĞİNE HÜKÜMET KARAR VERECEK- Kamuda hangi işlerin taşerona verileceğini Bakanlar Kurulu belirleyecek. Buna uymayanlara ciddi yaptırım gelecek

- TAŞERON İŞÇİNİN GÜVENLİĞİNDEN KURUM SORUMLU- Hem kamu, hem özel sektörde taşeron işçilerin iş sağlığı ve güvenliği önlemleri işe başlamadan alınacak, bunun gözetim ve denetiminden asıl işveren de sorumlu olacak.

-TAŞERON İŞÇİNİN ÜCRETİ DE BANKAYA YATACAK- Kamu ve özelde asıl işveren taşeron işçinin ücretlerinin ödenmesinden de sorumlu olacak. Ücretler bankaya yatacak.

-SÖZLEŞMELER ÜÇ YILLIK OLACAK- Taşeron işçinin sürekliliğini sağlamak üzere sözleşmeler en az üç yıllık olacak.

-İŞÇİ SENDİKALI OLURSA, FARKI DEVLET ÜSTLENECEK- Taşeron işçiler sendikalı olurlarsa, aradaki ücret farkı kamu kuruluşu tarafından üstlenilecek.

YERALTI İŞÇİLERİNE YÖNELİK DÜZENLEMELER

-YENİ İŞÇİ DE KIDEM ALACAK- yeraltı işçileri için, altı aylık kıdeme sahip olma şartı kaldırılacak.

-YILLIK İZİN 4 GÜN FAZLA- Yeraltı işçilerinin yıllık izin süreleri, diğer işçilere göre dört gün fazla olacak.

-36 SAAT ÇALIŞMA- Yeraltı işçilerinin haftalık çalışma saatleri azami 36 saat olacak. Bu süre mevcut sistemde 45 saat olarak uygulanıyor.

-AZAMİ MESAİ 6 SAAT- Yeraltı işçilerinin azami çalışma süresi 6 saati geçmeyecek. Yeraltı işçilerine olağanüstü haller dışında fazla çalışma yaptırılmayacak.

Çalışma Bakanlığı’nın hazırladığı çalışmaya göre, taşerona verilmeyen ‘asıl işler’ artık yasal olarak taşerona aktarılabilecek. Taşeron doktora imkan sağlanacak. Kadro umudu ise suya düştü. Hükümetin uzun zamandır gündemde tuttuğu taşeron işçisiyle ilgili düzenlemeden işçilere iyi haber çıkmadı. Tasarıyla ilgili çalışma son halini alırken, kamuoyuna yansıdığı gibi yeni düzenlemede taşeron işçisine kadro çıkmadı. Böylece bir kez daha, kamuda çalışan binlerce taşeron işçisinin kadro umudu suya düştü. Torba yasayla hayata geçirilmesi planlanan düzenlemeyle, kadro verilmediği gibi taşerona yaptırılacak işlerin sayısı ve çeşidi daha da artırılacak.

'ASIL İŞLER' TAŞERONA VERİLEBİLECEK

Vatan'da yer alan habere göre; Mevcut yasada taşerona verilmesi yasaklanan ‘asıl işlerin’, artık yasal olarak da taşerona verilebilmesinin önü açılırken, taşeron doktor ve belediyecilere olanak sağlanacak. Örneğin bir hastanedeki asıl iş olan sağlık hizmetlerinin ya da belediyelerde asıl iş olan temizlik işlerinin de, taşeron işçilerine yaptırılmasının önünde bir engel kalmayacak. Böylece, örneğin hastanalerde asıl iş kapsamındaki sağlık hizmetleri ve belediyelerdeki asıl iş kapsamındaki belediye hizmetleri de hiçbir tartışmaya olanak tanımadan taşeron eliyle yaptırılabilecek. Geçen yıldan bu yana Çalışma Bakanlığı’nın üzerinde çalıştığı ve yüzbinlerce işçinin umutla beklediği tasarının en önemli özelliği, kimseye kadro vermeyecek olması. Yüzbinlerce işçiden hiçbirinin kadro talebi karşılık bulmadı. 600 bine yakın taşeron işçisi, özelleştirme mağduru olarak bilinen 23 bin 4-C ve Karayollarında çalışanlara kadro verilmiyor.

İYİLEŞTİRME OLARAK ALGILANMAMALI

Tasarının taşeron işçiler için çok sayıda yenilik ve iyileştirme getirdiği söylemlerine rağmen, uygulamada pek de böyle olmayacak. Halen uygulamada olan mevcut yasada, hangi işlerin taşerona verilemeyeceği açıkken, özellikle kamuda asıl işlerin de taşerona yaptırılmasının önüne geçilemiyor. Yeni düzenleme bunu düzeltmek yerine asıl işleri de taşerona açıyor. Yeni hazırlanan ‘Asıl iş taşerona verilemez’ şeklindeki açık hüküm kaldırılıyor. Böylece ‘asıl işlerin’ de yasal bir engel olmaksınız taşeron işçileye yaptırılabilmesi sağlanıyor. Bu noktada tasarıya, ‘asıl iş’ ve ‘yardımcı işlerin’ neler olduğu sıralanacak.

7 BİN İŞÇİNİN KAZANDIĞI DAVA GEÇERSİZ SAYILACAK

Hazırlanan düzenlemeler arasında en tartışmalı bölüm Karayolları Genel Müdürlüğü’ne dava açan ve kazanan 7 bin taşeron işçisiyle ilgili olandı. Karayollarında yaklaşık 7 bin taşeron işçisi, yaptıkları işin aslında ‘asıl iş’ olduğunu, dolayısıyla taşeron işçi olarak değerlendirmenin yanlış olacağını iddia ederek dava açtı ve davayı kazandı. İş Mahkemeleri verdikleri kararlarda, Karayolları Genel Müdürlüğü ile taşeron işveren arasındaki sözleşme ilişkisini muvazaalı, yani bir anlamda anlaşmalı bulduğundan, işçilerin ilk işe girdikleri tarihten itibaren Karayolları işçisi olduklarına karar verildi. Kararlar, Yargıtay’da onanıp kesinleşti. Ancak hiçbir işçi kadroya geçirilmedi. Yeni düzenlemede taşerona yaptırılacak işlerin alanı genişletilecek ve böylece mevcut yasaya dayanılarak açılan ‘muvazaa’ davaları geçersiz hale getirilecek.

KAMUDA ÇALIŞAN 661 BİN TAŞERON İŞÇİYE VERİLECEK KADRO ÇALIŞMALARI

Tüketici Hak Arama Derneği Genel Başkanı Nihat Altay, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın taşeron işçi sistemini kaldırması gerektiğini söyledi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın bir süredir üzerinde çalıştığı taşeron işçi konusundaki düzenlemeye karşı olduklarını ifade etti. Taşeron işçi uygulamasının tamamen kaldırılmasının gerektiğine işaret eden Altay, "Son günlerde taşeron işçilere yeni hak ve genişletici düzenlemeler yapılacağı konuşulmaktadır. Taşeron işçiye ne kadar hak verilirse verilsin uygulamada sıkıntı olduktan sonra bu hakların bir önemi yoktur. Tazminat, fazla mesai, yıllık izin, sigorta gibi pek çok haklar zaten tüm işçilerin yasal hakkıdır. Ancak birçok şirket bunları uygulamadıktan sonra bu hakları tazelemenin veya genişletmenin bir önemi yoktur." dedi.

Taşeron işçilerin iş güvencesinin bulunmadığını ve her an kapı önüne bırakılma endişesiyle çalıştırıldıklarına dikkat çeken Altay, şöyle konuştu: "İşçiler işten çıkarılma korkusuyla hiç bir yere şikâyet edemediğinden, yeterli denetim de yapılamadığından, sorumluluğun yüklenici firmalara verilmesi de çözüm olmayacaktır. Düzenlemenin büyük çoğunluğunun kamuda çalışan taşeron işçilerinin üzerinde yoğunlaşması da, 450 bine yakın özel sektörde çalışan taşeron işçilerine yapılmış haksızlık ve bariz ayrımcılık olacaktır. bugün taşeron sisteminde çalışanların büyük çoğunluğu açlık ve yoksulluk sınırı altında yaşamaya mecbur bırakılmışken, işçinin cebine girecek biraz fazla ücretin neden şirket sahiplerine verildiğini anlamak güçtür."

İşçi haklarını koruyacağını ve taşerona karşı mücadele edeceğini her fırsatta dile getiren Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar, 1 Mayıs'ta taşeron işçilerle birlikte yürüyüş yapacak. Belediye binası önünden başlayacak olan yürüyüş, Çarşı içinden devam edecek ve Karşıyaka İskele'de son bulacak. Başkan Akpınar "Daha huzurlu ve insanca bir hayatı savunmak için, 1 Mayıs'ta sokaklarda olacağız" dedi.


Taşeronda kamu lider

KAMU
Temizlik 471 bin 442
Güvenlik 117 bin 541
Dağıtım 34 bin 621
Sağlık 16 bin 184
Toplam 585 bin 788

ÖZEL SEKTÖR

İnşaat 318 bin 87
İmalat 63 bin 849
Madencilik 12 bin 606
Ulaştırma 10 bin 347
Diğer 10 bin 431
İdari hizmet 4 bin 146

Toplam 419 bin 466

http://www.milliyet.com.tr/taseron-iscilere-beklenen-mujde-teknoloji-1921484/