Öğrencilerin tahliye taleplerini, kamuoyunda ‘özgürlük hâkimleri’ olarak bilenen ‘ Ankara TMK 10. Maddesi ile Görevli 1 No’lu Hâkimlik’ değerlendirdi. Hâkimlik, geçen hafta öğrencilerin tutukluluk halinin devam etmesine karar verdi. Ancak ret kararında skandal çıktı. Kararda, öğrencilerle ilgisi olmayan bir suçlamaya yer verilmişti. Ret kararında öğrencilerin adları tek tek sayıldıktan sonra “Üzerine atılı ‘dini inanç ve duyguların İstismarı suretiyle dolandırıcılık, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak’ tan Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi Hâkimliği’nin kararıyla tutuklandıkları anlaşılmıştır” denildi. Kararın devamında ise öğrencilerin ‘Silahlı terör örgütüne üye olmakla’ suçlandıkları anlatıldı. Kararda, dosyadaki teknik takip evrakı içeriğine göre, ‘kuvvetli suç şüphesinin varlığı, ilk tutuklama kararında takdir olunan gerçeklerinin değişmediği, tutuklulukta geçen süre, kaçma şüphesinin bulunması’ dikkate alınarak taleplerin reddine karar verildiği belirtildi.

Hani gerekçe olacaktı
Avukat Mustafa Güler, karara tepki gösterdi ve ”Hani artık tutuklama halinde gerekçeler belirtilecekti? Hâkimimiz de belirtmiş: ‘teknik takip evrakı içeriği’. Bu kadar. Başka? Başka yok. Daha da trajikomik tarafı ise çocuklara yüklenen suçlama belirtilirken “Dini inanç ve duyguların istismarı suretiyle dolandırıcılık” demişler. Yargımız gerçekten çok titiz çok!”

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ’ün ‘takipçisi olacağını söylediği öğrencilerse’ tutukluluk nedeniyle mezun olamadı. Hacettepe 6. sınıf öğrencisi Mustafa Karakut, Gazi Tıp 6. sınıf öğrencisi Ahmet Demirel ve Hacettepe Tıp 6. sınıf öğrencisi Birhat Şimşek, Hacettepe Tıp 4. Sınıf öğrencisi olan Tuncay Gökçen ve Recep Kar stajlarını yapamadıkları için mezun da olamadılar.

radikal