Diyarbakır Valiliği, 6 mahallesinde 2 Aralık'tan bu yana sokağa çıkma yasağı ve operasyonların sürdüğü Sur İlçesi'nden dün gece 5'i kadın, 11'i çocuk, 16'si erkek olmak üzere 32 kişinin güvenli şekilde tahliye edildiğini açıkladı. Açıklamada tahliye edilenlerden 2'sinin ağır yaralı olduğu belirtilirken, bölgeden 1 kişinin de cesedinin çıkarıldığı kaydedildi.

Açıklamada 18 Aralık 2015 tarihinden bu yana Sur'un 6 mahallesinde 'Bayrak-12 Sur Müşterek Özel Birlik Operasyonu' kapsamında, vatandaşların ev ve eklentilerini işgal eden, cadde ve sokakları kapatan, silahlı saldırıda bulunan bölücü terör örgütü mensuplarını etkisiz hale getirmek, ilçe merkezinde açılan çukurları kapatmak, barikatlar ve engelleri kaldırmak, el yapımı patlayıcıları imha etmek maksadıyla operasyonların icra edildiği vurgulandı.

Operasyon bölgesinde farklı noktalarda her gün belirli aralıklarla bölgedeki vatandaşların duyacağı şekilde, onların zarar görmesini engellemek ve bölücü terör örgüt mensuplarının teslim olmaları yönündeki anonsların devam ettiği belirtilerek kayıt altına alındığı vurgulanan açıklamada şöyle denildi:

'Mülki makamlar ve güvenlik güçleri tarafından azami hassasiyet gösterilmekte olup, söz konusu anonslar yerel ve ulusal basın ve yayın organlarında farklı zamanlarda yayınlanmıştır. Ancak bazı taraflı basın yayın organları tarafından ve sosyal medya üzerinden kamuoyunu yanıltıcı şekilde, vatandaşların operasyon bölgesinden çıkamadıkları yönünde gerçeği yansıtmayan haberler de yayınlanmaktadır. 26 Şubat - 1 Mart 2016 tarihlerinde Diyarbakır Valiliğine; operasyon bölgesinde bulunduğu bildirilen şahısların operasyon bölgesinden çıkmak istedikleri, hasta ve yaralılar ile bebeklerin olduğunu beyanla, sosyal medya üzerinden ve dolaylı yollar ile müracaatta bulunmaları üzerine, aynı gün şahısların güvenlik güçlerince tahliye edilmesi maksadıyla gerekli tedbirler alınarak, bölgenin kendileri için emniyet altına alındığı, güvenlik güçlerinin, kendilerini Dört Ayaklı Minare bölgesinde ve Cumhuriyet İlkokulu bölgesinde sağlık ekipleri ile birlikte beklediklerini belirtir anonslar 2 saat süre ile yapılarak tahliyesi talep edilen şahıslar beklenmiş ancak gelmedikleri tespit edilmiştir. 2 Mart 2016 tarihinde 11 şahıs teslim olmuş, şahsi ihtiyaçları karşılanıp, gerekli adli ve idari işlemleri yapılmak üzere Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü'ne teslim edilmiştir. Benzer müracaatların devam etmesi üzerine, 3 Mart 2016 tarihinde aynı şekilde gerekli tedbirler alınarak, bölgenin kendileri için emniyet altına alındığı, güvenlik güçlerinin kendilerini, Cumhuriyet İlkokulu bölgesinde ve Dört Ayaklı Minare bölgesinde sağlık ekipleri ile birlikte beklediklerini belirtir anonslar tekrar edilmiştir. Bu anonslar üzerine saat 16.20 sıralarında Köprülü Sokak istikametinden Yenikapı Sokak bölgesine 18 şahıs (biri yaralı 2 kadın, 6 çocuk, biri yaralı 10 erkek) gelerek güvenlik güçlerine teslim olmuştur. Müteakiben Diyarbakır Valilik makamına başka şahıslarında teslim olmak istediği bildirilmiş, aynı emniyet tedbirleri alınmış ve saat 20.02'de aynı bölgeden 6 şahıs (erkeklerden 1'i ağır yaralı, 1 eks) teslim olmuş, saat 21.19 sıralarında ise yine aynı bölgeden 9 şahıs (5 çocuk, 1 erkek, 3 kadın) olmak üzere toplam 33 şahıs (5 kadın, 11 çocuk, 17 erkek, 2'si yaralı, 1'i ölü) güvenlik güçlerine teslim olmuş, söz konusu şahıslar emniyetli bölgeye alınmış, yaralı 2 erkek şahıs ile 1 eks olan erkek şahıs güvenlik güçleri tarafından olay yerinde hazır bekletilen 112 Acil Servis ambulansına teslim edilmiş ilk kontrolüne müteakip hemen hastaneye sevki sağlanmıştır. Operasyon bölgesinden tahliye edilen diğer 30 şahsın ihtiyaçları karşılanmış, sağlık kontrolleri yaptırılmış ve adli ve idari işlemleri için Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü ekiplerine teslim edilerek çatışma bölgesinden güvenli bölgeye sevkleri sağlanmıştır. Bu kapsamda, bazı basın yayın organları ile sosyal medyada ki bir kısım art niyetli şahısların, güvenlik güçlerinin gerçekleştirmiş olduğu huzur ve güvenlik operasyonunu sekteye uğratmak, kamuoyunu maksatlı olarak yanıltmak için yapmış olduğu yayınlara, vatandaşlarımızın itibar etmemesi önem arz etmektedir. Güvenlik güçleri gece şartlarında bile vatandaşlarımızın can güvenliğini sağlamak ve onları Bölücü Terör Örgütünün elinden kurtarmak için büyük bir özveri ve fedakarlık ile üzerine düşen insani, ahlaki ve vicdani sorumluluğunu yerine getirmektedir. Tüm bu çağrı ve iyi niyetli yaklaşımlara rağmen içerde olduğu iddia edilen kadın ve çocukların sağ salim güvenlik güçlerine ulaşmasını engelleyen, başta bölücü terör örgüt mensupları olmak üzere onları propaganda aracı olarak kullanan kişilerin ahlaki, vicdanı ve hukuki açıdan sorumlu olacakları değerlendirilmektedir.'

SUR'DA TAHLİYE DİYALOGLARI

Aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu tahliyeler sırasında güvenlik güçleri ile çocuklar ve vatandaşlar arasında diyaloglar yaşandı. Valiliğin basına dağıttığı görüntülerdre, görevliler ile kurtarılanlar arasındaki diyaloglar şöyle:

Komutan: Bayan var, bayan var.

Asker: Bayan geliyor komutanım.

Komutan : Var mı bayan?

Asker: Var iki tane. Bir erkek, dört çocuk, bir bayan.

Anons: Acele etme yavaş yavaş, sakin. Evet gel yaklaş bana doğru, ellerin havada yaklaş. Yavaş yavaş yaklaş.

Asker: Tamam, korkmana gerek yok adamım, korkma, tamam. Korkma tamam sakin ol, korkma amcam. Biz sizi kurtarmak için geldik buraya korkma. Tamam bir şey yok, tamam.

Asker: Al bakalım.

Vatandaş 1: Abi sağ olasın.

Asker: Al abla.

Vatandaş 2: Teşekkür ederim.

Asker: İyi misin?

Çocuk: İki tane yüzü kapalı geldi, bana dedi ki nerelisin? Ben dedim ki burada çöp möp topluyorum, diyor ki demirlerim de var, bakırlarım da var satıyorum. O da diyor ki ne için? Ben de dedim ki evime para götürüyorum. Dedim ki harçlığımdır, üst, kıyafet paramdır. Ondan sonra bana kızdı, ondan sonra da orada kaldım abi.

Kadın: Hep beraber olduğumuz için bizi bırakmıyordular. Hep onlar nereye gidiyordu, bizi de sürüklüyordular. Hep bodrumlara bizi kapattılar.

Asker: Çıkmanıza izin vermediler?

Kadın: Yok. Bu çocukları tehdit ediyorlar, çıkamazsınız. Ondan sonra zaten git gide daha bizi kendileriyle sürüklüyordular. Bize yardım edin çıkarın dedik, onlar ateşe götürdüler. Onlar nereye gidiyordu bizi yakın tutuyordular. Evet, en son da zaten geçen gün arkadaşların sesini duyduk, biz bağırdık çağırdık bu çocukların bağrışmalarına onlar bize seslendiler, 'çocuklarımızı çıkartın', dedik biz zaten istiyoruz, çıkamadık ateş ettiler, yine ateş ettiler.

Asker: Bizim yapmış olduğumuz anonsları duyduğunuz zaman...

Kadın: Evet duyuyorduk, korkutuyordular bizi. Dedik çocukların üzerine hep aynı silahı tutuyordular.

Asker: Fırsat bulup gelseydiniz, çok daha iyi olacaktı. Bakın, çok rezillik çekmişsiniz.

Çocuk: Bize çıkmayın inin aşağı...

Asker: Ne yiyip ne içtiniz bu esnada, yemeğiniz var mıydı, nereden getiriyordular yemeği?

Çocuk: Vallahi bilmiyorum abi. Dayı vurdu, bir tane tokat çekti, dedi otur oturduğun yerde, bir yere gidemezsin.

Kadın: Zaten çocuklar bizde olduğu için bizi öyle tuttular fazla. Çocuklar olmasaydı bizi tutmazlardı. Benim eşim de yaralıdır, çıkartın yeter artık bu nedir bize zulüm ediyorsunuz, bırakmadılar. Bu çocuklar bizimleydi diye bırakmıyordular. Zaten çocuklar olduğu için. Zaten eşim bağırdı çağırdı, dedi benim eşim de yaralıdır. Niye bırakmıyorsunuz, ağır yaralı değil. En son arkadaşlarının sesi geldiği için zaten biz feryat ettik, 'yardım edin' diye. Onlar da biz sizi kurtarırız diye, zaten onları duyunca bizim bağrışmalarımızı hemen geldiler ateş ettiler.

Erkek: Gidemedik bir yere. Tek ayaklıydı, yanımızda birini aldılar götürdüler. En son dedi ölmüş, sonra bir baktım alev, ateş gibi alevli. Bir baktım abi cayır cayır.

Asker: Nerede yaktılar?

Erkek: Aynı o sokaklarda. 90 yaşındaydı, topaldı, her gün bağırıp çağırırdı... Dedi ölmüş bir de dediler ki, silah milah kullanmışlardı orada ölmüş. Halbuki adam orada ölmemişti.

Asker: Köprüde yaktılar diyorsun?

Erkek: Cayır cayır binada yaktılar adamı.

Asker: Binanın içinde mi yaktılar?

Erkek: He öyle.

Asker: Dede ölü değildi ama yaktılar, öyle mi? Peki ölü teröristleri ne yapıyorlar?

Erkek: Ölü teröristler, hepsi o toprakta gömüyorlar.

Asker: Nerede?

Erkek: Eski harabelerde.

Asker: Anonsları duyduğun zaman niye gelmedin.

Erkek: Bırakmıyordular.

Asker: Bırakmıyorlar.

Erkek: Yok, yok.

Asker: Yani silahla tehdit mi ettiler sizi?

Erkek: Tabi tabi çocuklarımı bırakmıyordular, beni kaç gündür, sizin ağabeyler de gördü. O ağabey kapıyı açtı dedi gelin teslim olun, ben tam çıkmak üzereyim, aynı sizdeki ağabey de görüyordu bize ne zulüm olduğunu, benim çocuklarıma ne yaptıklarını. ... Ben helikoptere diyordum isyan ediyordum ha. ...

Çocuk 2: Dört terörist geldi, yüzümüzü kapattılar, sonra bizi çıkarttılar dışarı, sokağa getirdiler, sokakta bıraktılar.

Erkek 2: Mesela geriye çekiliyor ya, bizi de kendileriyle beraber geriye götürüyorlar.

Asker: Yani sizin başınızda sürekli bulundular.

Erkek 2: He sürekli duruyordular abi yani. Bize diyordu ki hiç kimse bir yere çıkmıyor zaten. Kimseyi biz bırakmıyoruz zaten. Sadece biz değil yani, çok ailelere o şekil yapıyor işte.

Asker: Bırakmadılar?

Vatandaş: Hiç kimseyi bırakmadı. Giderken kapıda bir ağabeyle konuştuk, bize dedi çocukları çıkarın. Biz dedik, ağabey bizi bırakmıyorlar, bize yardım edin. Orada arkada kapıya doğru ateş ettiler teröristler, ondan sonra şey yaptılar, bize dedi 'İçeri girin yoksa size de sıkarızö diyor. Biz korkudan içeri girdik. Biz helikoptere de el salladık, dedim ağabey bizi bırakmıyorlar. Bize dedi çocukları çıkarın, dedik ağabey bak kimseyi bırakmıyorlar. Kapı da kapalı, arkasını doldurmuşlar yani. Müslüman değilsiniz diyor, onlara söylediği, diyor çocukları bırakın. Biz dedik ağabey bizi bırakmıyorlar, çocukları bile bırakmıyorlar ağabey.

Çocuk: Dedi çıkana biz sıkarız. Dedi onların sizi öldürmesine gerek yok, dedi çıktığınızda kafanıza mermiyi yersiniz. Bizi tehdit ediyorlar, biz de bekliyorduk. Ondan sonra evlere giriyorduk. Evlerin hepsi patlatılmış. Gidiyorduk yiyeceği bekliyorduk, yiyeceklerin, giyeceklerin hepsini çıkartıyorduk, götürüyorduk onlara veriyorduk.

Asker: Evde buldukları değerli ziynet eşyalarını?

Çocuk: Onlara veriyorduk.

Asker: Kime veriyordunuz?

Çocuk: Harun gile.

Asker: Harun sorumlu düzeyde mi?

Çocuk: Sur komutanı.

Asker: Sur komutanı Harun'a teslim ediyordunuz.

Çocuk: Diyordu biz aileler gelse sahiplerine iade edeceğiz. Evler patlatılmıştı ya biz de hemen üstümüzdeki apartmanlara gidiyorduk, yiyecek falan getiriyorduk, eşya getiriyorduk. Oradaki anneler bize yemek yapıyordu. Ondan sonra ben içeriye geldim, bir daha çıkamadım... Sokaklarda yasak kalktı, bizde erzak vardı biraz, onlarla beraber içeriye girdik. Ondan sonra da bizi dışarıya bırakmadılar. Dedi buraya giriş var çıkış yok. Bizi tuttular, dediler belki halk içeride olursa, onlara havadan operasyon yapılmaz. Mevzi yaparken bile içinde ... Anons ediliyordu, teslim olun, teslim olursanız size elleşmeyeceğiz. Boş ver diyordu, onlara inanma diyordu. Onlar sizi vurmasa bile, siz buradan kapının önüne çıktığınızda, bir adım attığınızda ben kafanıza sıkarım, ondan sonra bizi tutuyorlar. Dün ekip yarı halkı çıkartıyor, bugün de baktım, dedi hazırlan saat dörtten beşe kadar ateşkes vardır, ister çıkacaksınız.

Asker (Anons): Korkmayın, gördüğünüz ışığa doğru yavaş yavaş yürüyüp gelin yoldan. Sizi burada sağ salim teslim alacağız. Korkmadan ışığa doğru yoldan yürüyüp gelin.

Asker: Senin annen baban içeride mi?

Çocuk: Yok.

Asker: Ne yapıyordun sen burada?

Çocuk: Arkadaşımı görmeye geldim, yasak başladı.

Asker: Arkadaşın nerede?

Çocuk: Çıktılar onlar.

Asker: Hangisi arkadaşın senin?

Çocuk: Çıktılar onlar.

Asker: İsmi ne ismi?

Çocuk: Yeni tanışmıştık.

Asker: Yeni tanıştığın arkadaşını burada görmeye geldin öyle mi?

Kaynak: DHA