İSTANBUL (AA) - İZZET TAŞKIRAN -

Sosyolog İsmail Öz, Somali'deki terör saldırılarının İslam coğrafyasındaki ortak akla ve birlik ruhuna yapıldığını belirterek, "Bunun şapkası, terör örgütü şapkası da olsa, bunun şapkası sömürgeci bir Batı ülkesi de olsa topyekun olarak İslam coğrafyasına yapılmıştır. İslam coğrafyası olayları böyle okuyamadığı zaman en büyük yanlışı yapar, gücünü kaybeder." dedi.

Öz, Somali'nin başkenti Mogadişu'da 14 Ekim Cumartesi düzenlenen ve 300'den fazla kişinin ölümüne yol açan terör saldırısına ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, doğu ile batı arasındaki ilişkilerin yeniden düzenlendiği bir dönemden geçtiklerini, şiddet içeren tablonun ilerleyen dönem dünyada yeni dengeleri ortaya çıkarabileceğini söyledi.

Batı'nın gücünü kaybetmeye başladığı bir zeminde Doğu'nun kendine gelme sürecinin çok ciddi değişimlere yol açacağına dikkati çeken Öz, "Burada özellikle İslam coğrafyasında büyük bir şiddet yürütülüyor. Buradan bakınca aslında geleceğe dönük olarak bu bölge insanın ayağa kalkma çabası açısından okuyacağımız şeyler var. Fakat hala İslam coğrafyası içinde, siyaset noktasında ortak akıl oluşturulamamasını da görüyoruz." diye konuştu.

- "Bazılarının ölümü, onlar için o kadar da önemli değildir"

Doğu'nun istikrarı sağlaması halinde krizi fırsata çevirebileceğini ifade eden Öz, Batı'nın bunu engellemek için bir çaba içinde olduğunu söyledi.

Somali'deki terör saldırılarının da bununla ilişkili olduğunu savunan Öz, şöyle devam etti:

"Edward Said'in ifadelerinden de söyleyeceğimiz gibi, 'Bazılarının ölümü, onlar için o kadar da önemli değildir.' Çünkü enerjisini sömürdüğü, insan olma vasfını layık görmedikleri birisinin ölümü Batı için önemli değil. Tarihsel refleks bugün hala devam ediyor. Bugün Avrupa'nın başkentinde birkaç insan ölüyor. Elbette ki buna da gönlümüz razı olmaz. Böyle bir şeyi tasvip etmek için söylemiyorum ama bunu Batı'nın çifte standartını vurgulamak için söylemek gerekiyor. Kendilerinden birkaç insan hayatını kaybettiğinde acı, bir tarafta 300 insan hayatını kaybettiğinde ise kör bir Batı. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Bu yüzden Batı, dünyanın herhangi bir noktasındaki acıyı kendi acısı gibi görüp, hissedemediği bir tabloda, dünya üzerinde bir huzuru beklemek doğru değil. Bu, eninde sonunda, bir bumerang etkisiyle kendi ayaklarına sarılacaktır. Bu körlüğü, Batı'nın mutlaka görmesi lazım. Bu körlükten kurtulması lazım. Biz Somali'de yaşanan bir acı üstünden bir kez daha görüyoruz ki, Batı buraya kördür, sağırdır. "

Sosyolog Öz, Türkiye'nin Somali'ye yardım için uçak göndermesi ve yaralıları burada tedavi ettirmesinin, Batı'nın Afrika'ya baktığı gibi bakmadığını göstermesi açısından önemli olduğunu kaydetti.

Afrika'nın ortak kazanımlarla birlikte büyümesinin Türkiye için de çok önemli olduğunun altını çizen Öz, klasik sömürge mantığının bitmeye başladığı Afrika coğrafyasında Türkiye'nin de bir şeyleri başarması gerektiğini belirtti.

Öz, terör örgütlerinin siyasi otoritenin olmadığı yerlerde alan açtığını, bu örgütlerle Batı'nın iş birliğine sıkça gittiğinin açıkça görüldüğünü vurgulayarak, "Buradaki tanımlamaları İslam coğrafyası olarak Batı'dan beklemeyeceğiz. Çünkü Batı, bizim için ortaya koyduğu tanımlamalarda bizi yok saydı, ikinci sınıf hatta sınıflardan hiçbirisine mensup olarak görmedi." değerlendirmesini yaptı.

Somali'deki terör saldırılarının İslam coğrafyasının sorunu olduğunu, buraya yapılan saldırıların Türkiye'yi de hedef aldığını savunan Öz, "Somali'deki saldırı, İslam coğrafyası açısından dünyanın neresinde olursa olsun, yine ortak akla, birlik ruhuna yapılmış saldırıdır. Bunun şapkası, terör örgütü şapkası da olsa, bunun şapkası sömürgeci bir Batı ülkesi de olsa topyekun olarak İslam coğrafyasına yapılmıştır. İslam coğrafyası olayları böyle okuyamadığı zaman en büyük yanlışı yapar, gücünü kaybeder." şeklinde konuştu.

- "Batı'nın bakışı, Somali'ye has bir durum değil"

İbn Haldun Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı, SETA Kıdemli Araştırmacısı Doç. Dr. Talha Köse de Somali'deki terör saldırıları sonrasında Batı'nın duruşunu anlamak için uluslararası ilişkilerin önemine değindi.

Batı ülkelerinin sistemli politikalarına dikkatli bakmak gerektiğini ifade eden Köse, "Batı'nın bakışı, Somali'ye has bir durum değil. Geçen yıl Afganistan'da bir çatışma yaşandı, 300'e yakın kişi öldürüldü. Bazen Nijerya'da, bazen değişik bir yerde olduğu zaman olay karambole getiriliyor. Bunu aslında genel bir bakış açısı çerçevesinde değerlendirmek gerekiyor." diye konuştu.

Doç. Dr. Köse, dünyada üçlü bir sistemin oluştuğunu, Batı'nın birinci dünya ülkeleri olarak adlandırıldığını, ikinci olarak Türkiye, İran, Irak ve Pakistan gibi ülkelerin geldiğini kaydetti.

Bunun dışında Batı'nın asla görmediği, her türlü olayın yaşanmasının mübah gibi göründüğü başka bir devlet kategorisinin daha var olduğunu dile getiren Köse, şunları kaydetti:

"Bunlar, işlevsiz devletler gibi görülen, terörün etkisinde olduğu yerler. Somali, Afganistan ve Irak ile bazı Afrika ülkelerini kısmen buraya koyabiliriz. Birinci dünya dediğimiz, Batı'da olan bir can kaybı söz konusu olduğunda doğrudan bir terör saldırısı gibi yansıtılıyor ama orada da bir ayrım var. Geçen ABD'deki Las Vegas'ta yaşanan olay gibi. Batı'nın kendi içinden çıkmış herhangi birinin yaptığı da aslında bir terör saldırısıdır. Masum insanların ölmesi, sıradan bir hedefin olması terörün tanımına girer ama Batılı biri tarafından işlendiğinde bu terör kapsamına alınmıyor."

- "Somali'deki sıradan bir saldırı değil"

Batı medyasının Somali'deki terör saldırılarına bakış açısının da bu nedenle farklılaştığına dikkati çeken Köse, "Batı medyasının tamamen 'alacakaranlık kuşağı' gibi her şeyin makul, anlaşılabilir olduğu ülkeler gibi bir algılama düzeyi var. Genel yaklaşım tarzları böyle. Somali'deki son saldırı sıradan değil. Katliamın da ötesinde, ses getirici, düzeni bozucu tarzda bir olay var." değerlendirmesini yaptı.

Köse, Somali'de son yıllarda devlet nizamını uygulamaya çalışan bir yapı olduğunu, Türkiye'nin de buna belli ölçülerde destek verdiğini dile getirdi.

"Somali'yi istikrarsızlaştırmaya çalışan, bu çerçevede orada aktif şekilde faaliyetlerini sürdüren terör örgütleri var." diyen Köse, bunlara muhtelif aktörlerin destek verebildiğini kaydetti.

Doç. Dr. Köse, ülkedeki istikrarsızlığın devam etmesinin birtakım aktörlerin Somali'de dolaylı şekilde rol oynamasına neden olduğuna dikkati çekerek, devlet yapısının ülkeye ele geçirdiğinde terör örgütlerine alan açılmadığını vurguladı.

Somali'nin saldırılarla istikrarsızlaştırmaya çalışıldığını dile getiren Köse, "Yaklaşık 20 sene devlet yapısının olmadığı bir organizasyondan bahsediyoruz. Eski, yani terör durumuna dönüş isteyen, El Şebab terörist grubuyla ilintilendiriliyor. Fakat bu gruplar da kendi aralarında çeşitli uluslararası aktörlerle bağlantıları var. Aslında bu saldırıların temel hedefinin Somali'yi istikrarsızlaştırma, kurulmaya çalışılan devlet yapısını tasfiye etme hamlesi olduğunu düşünüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak: AA