Star Tv'de yayınlanan Muhteşem Yüzyıl Kösem, serinin ilk versiyonu gibi bünyesine ünlü oyuncuları konuk etmeye devam ediyor.

Başrollerini Hülya Avşar, Ekin Koç ve Beren Saat'in paylaştığı Kösem'in bu hafta yayınlanacak bölümne de Kuyucu Murad Paşa rolüyle Cihan Ünal katıldı.

KUYUCU MURAT PAŞA KİMDİR?

Bosnalı Hırvat asıllıdır. Devşirme olarak Enderun mektebine girmiş, oradan çıkmasından sonra çeşitli saray hizmetinde bulunmuştur.

Sonra saraydan çıkıp diğer devlet işleri ile vazife aldı. 1554'de Mısır valisi olan Mahmud Paşa yanında kethuda olarak görev yaptı. 1554'de Mısır'da sancakbeyi oldu. Bu görevinde başarısından dolayı Mısır emr-haçlığı görevine getirildi.

1571'de Koca Sinan Paşa ile birlikte Yemen Seferi'ne çıktı. Büyük yararlıklar gösterdi. 1576'da Yemen Beylerbeyi oldu. Dört yıl kaldığı bu görevede Yemen'de önemli imar faaliyetleri gösterdi. Fakat bu faaliyetlerden dolayı ve aleyhtarlarını bu ülkede büyük kazanç ve servet kazandığı söylentileri yaymaya başlamaları nedeniyle 1576'da bu görevden azledilerek İstanbul'a çağrıldı. Burada bir müddet Yedikule Zindanı’nda tutuklandı.

Çok geçmeden affedilip Şarki Karahisar Sancakbeyi olarak İstanbul'dan ayrıldı. Ardından Trablusşam valisi oldu ve oradan Karaman Beylerbeyi'ne geçirildi. Bu görevde iken kendi eyalet askerinin başında olarak Özdemiroğlu Osman Paşa serdarlığı altında İran Seferi'ne katıldı. 1585'de Tebriz yakınlarında Hamza Mirza komutanlığı altında bulunan Safevi İran güçleri ile yapılan muharebe sırasına atının ayağı sürçüp bir çukura düşmesi sonucu İranlılara esir düştü. Önce "Kahkaha Kalesi"nde tutuklandı. İngiliz Elçisi Lallo hatıralarında Kuyucu Murat Paşa'nın üç yıl savaş esiri olarak İran Şahı yanında kaldığını belirtmektedir. 1578-1590 Osmanlı-Safevî Savaşı'nın 1590'da imzalanan Ferhat Paşa Antlaşması ile sona ermesinden sonra 1590'da İstanbul'a döndü.

Sonra sırasıyla Kıbrıs Beylerbeyi, 1594'de Şam valisi; 1595'de Diyarbakır valisi olarak görevlere tayin edildi. Diyarbakır Valisi iken bu valilik üzerinde kalmak şartıyla 1593-1606 Osmanlı-Avusturya Savaşı'nın 1595 Avusturya Seferi'ne katılmak üzere ayrıldı.

Uzun yıllar Macaristan cephesinde askeri hizmet gördü. Eylül-Ekim 1596 Eğri Kuşatması ve 24-26 Ekim 1596 Haçova Savaşı'nda öncü güçler arasında yer alıp büyük cesaret gösterdi. 1600'de Kanije seferinde Bobofça Kalesini ele geçirdi. 1603'de Rumeli beylerbeyliği ile Budin Muhafızlığı görevi verildi. 1605'de “Dördüncü Vezir” rütbesi ile şereflendirilip kubbe veziri yapıldı. 1606'da İran seferine serdar tayin edilen Serdar-ı Ekrem ve Sadrazam Sokolluzade Lala Mehmed Paşa Macaristan cephesinden ayrılması gerekince, sadrazam Kuyucu Murat Paşa'yı Macaristan (Engürüs) cephesi serdarı olarak görevlendirdi. Sokolluzade Lâla Mehmed Paşa tarafından Avusturyalılar ile başlatılan barış müzakereleri Kuyucu Murat Paşa tarafından devam ettirildi. Bu antlaşmanın son metnini hazırlayan Osmanlı heyetinde Kadızade Ali Efendi ve Habil Efendi ile birlikte bulundu. 11 Kasım 1606'da Zitvatorok Antlaşması bu uzun savaşı sona erdirdi. Bu barış antlaşmasının Osmanlı Devleti'nin imzalandığı en istifadeli antlaşma olduğu kabul edilmektedir.

Kuyucu Murat Paşa, Anadolu'da çıkan Celalî İsyanları karışıklıklarının Avusturya cephesindeki Osmanlı ordularına büyük etkileri olduğunu bilmekteydi ve Avusturya ile savaşın hemen bitirilerek bu iç ayakalanmalara merkezi devlet gücünün yöneltilmesini istemekteydi. Bu antlaşma müzakereleri sona erip antlaşma imzalandıktan sonra Kuyucu Murat Paşa, Belgrad'a döndüğü zaman, sadrazam olan Boşnak Derviş Mehmed Paşa'nın 9 Aralık 1606'da azledilip idam edildiği haberi oraya ulaştı. Yerine, Şeyhülislam Sunullah Efendi'nin tavsiyelerine uyan Sultan I. Ahmet Kuyucu Murat Paşa'yı sadrazam olarak tayin etti. Mühr-ü humayun 11 Aralık 1606'da Belgrad'da Kuyucu Murat Paşa'ya erişti.

Kuyucu Murad Paşa'nın sadrazamlık dönemi Anadolu'da çıkan Celali Ayaklanması'na karışan isyancıları idam ettirmesi ile tanınmaktadır. Celali isyancıları Osmanlı ordusunun Avusturya'da bulunması ile kendilerine bağlı şahsi küçük ordular kurmuşlardı. Bunlar arasında bulunarak Canboladoğlu Halep civarında yerleşmiş; kendi adına hutbe okutmuş ve sikke kestirmişti. Kuyucu Murad Paşa 1607 ilkbaharından 1608 sonlarına kadar Anadolu'da sefer yapıp Anadolu'yu Celalilerden temizleme operasyonları yapmıştır.

Kuyucu Murad Paşa önce Suriye’de ayaklanıp kendini bağımsız hükümdar ilan eden Canboladoğlu üzerine yürümeye başladı. Yolda iken Bursa ve Manisa civarında isyan etmiş olan Kalenderoğlu'nu zararsız hale getirmek için Ankara sancakbeyi yaptı. Diğer bazı küçük çapta isyancıları affetti. Konya'da isyan eden Sarıcalıoğlu Ahmet Bey'i yakalatıp idam ettirdi. Kuyucu Murad Paşa ordusu ile Belen Geçidi güneyindeki Oruç Ovası'nda etrafında 40.000 kişilik piyade ve süvari birliklerinden oluşan bir ordu toplayan Canboladoğlu ile bir muharebeye girişti. Bu muharebeyi galip bitiren Kuyucu Murat Paşa Halep'i ele geçirdi. Bağdat'ta isyan etmiş olan Tavil Ahmetoğlu Mustafa ayaklanmasını bastırmak için Çağalzade Mahmut Paşa komutasında bir ordu Bağdat'a gönderilip bu isyancı da yok edildi. Bu sırada kendine Ankara sancakbeyliği verilen Kalenderoğlu halkının kendisini şehre sokmaması üzerine şehri kuşatmış, üzerine kuvvet gönderilmesinden sonra geri çekilmiş, daha sonra isyan ederek Bursa ve civarında karışıklıklara neden olmuştu. Kuyucu Murat Paşa diplomatik yeteneklerini kullanıp diğer isyancıların ona katılmasını önledi. Sonra onun üzerine yürüyüp Alaçayır'da yapılan bir muharebeyi kazandı. Kalenderoğlu asi birlikleri ile birlikte İran'a kaçıp sığındı. Kuyucu Murat Paşa sonra Amasya ve Çorum cıvarlarında ayaklanan Tavil Halil ve kuvvetleri üzerine yürüyüp ona karşı da galip gelip onu yok etti. Sonra İstanbul'a döndü. Bu arada çeşitli küçük kuvvetlerle isyan eden Celalileri ya güleryüzle affedici tavırlarla karşı affeder görünmüş; bazılarına da ceşitli yöresel idarecilik vererek isyanlarini durdurmuştu.

Kuyucu Murat Paşa'nın yaşı epeyce ileri olduğu için Anadolu'nun birçok yöresini kapsayan bu kampanyasında uzun zaman at üzerinde bulunması yaşına göre zor olduğu için kendini ata bağlattırdığı bildirilmektedir. "Kuyucu" lakabını öldürttüğü Celalî isyancılarının ve onların destekçilerini ölü ve diri derin kuyulara gömdürmesi nedeni ile almıştır. Yıllarca Anadolu'da öldürttüğü kişilerin kellelerinden yaptırdığı piramitler bir korku hikayesi olarak anlatıldı. Çok soğukkanlı, çok gaddar ve amansız olduğu bilinmektedir. Yaşa başa bakmadan; erkek, kadın, Celali eşkiyasına destek verdiğini kabul edilen herkesi öldürtmeyi amaç edinmişti. Bu kampanya sırasında Anadolu'da öldürttüğü kişi sayısının 30.000 kişiyi geçtiği bildirilmektedir.

İstanbul'a döndüğünde 1609 başında İran hükümdarı Şah Abbas'a karşı yeni bir İran seferi hazırlıkları başlamıştı. Sultan'la gizli görüşmelerden sonra Kuyucu Murad Paşa sefer serdarı tayin edildi. Sefere çıkmadan ordunun hazırlanması için Sadrazam Kuyucu Murad Paşa, Üsküdar'da ordugâhta kaldı ve oradan sefer hazırlıklarını idare etti. Celalileri bastırma operarasyonuna da hâlâ devam edip önceki yıl yakalayamadığı birçok Celali başbuğunu rütbe ve görev verme sözüyle kandırıp Üsküdar'a getirip birer ikişer idam ettirdi.

1610'da başlayan bu seferde Şah Abbas üzerine etkili faaliyette bulunamadı. Seferin mevsim zamanı çok gecikmişti. Osmanlı ordusu Tebriz yakınlarına kadar geldi. Ama İranlılar 1604'den beri ellerine geçirdikleri Revan, Tebriz ve Gürcistan ve yörelerindeki kazançlarını kuvvetlendirmeye koyulmuşlardı. Osmanlı ordusu bu yöreleri geri alamadı. Kuyucu Murad Paşa Diyarbakır'a çekildi.

1610'dan itibaren İran elçileri ile sulh müzakereleri başlayıp ilerledi. Kuyucu Murad Paşa bu müzakerelerin esaslarını oluşturacak müzakerelere katıldı. Fakat müzekereler Nasuh Paşa tarafından bitirildi. Ölümünden sonra 20 Kasım 1612'de imzalanan barış anlaşmasına Nasuh Paşa Antlaşması adı verildi.

Yaşı epeyce ileri olan serdar Kuyucu Murat Paşa 15 Ağustos 1611'de ordugâhı bulunan Diyarbakır'da vefat etti. Serveti ondan sonra sadrazam olan Nasuh Paşa tarafından devletçe müsadere edildi. Naaşı İstanbul'a nakledilerek Vezneciler'de yaptırdığı "Kuyucu Murat Paşa Külliyesi"ndeki medresesi yanında bulunan türbesine gömüldü.

Kaynak: Cumhuriyet.com.tr