ANKARA - 12 Eylül darbesinin mimarları Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın yargılanması için iddianame hazırlayan Savcı Kemal Çetin, darbe dönemindeki işkence ve kötü muamele iddialarıyla ilgili soruşturmada görevsizlik kararı verirken çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Çetin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve Mahkemesi (AİHM) içtihatlarına da atıf yaptığı kararda, “Kamu görevlilerin faili olduğu yaşama hakkının ihlali işkence ve kötü muamele suçlarında zamanaşımı uygulanamaz, af düzenlemesi yapılamaz” dedi. 


Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin, 12 Eylül soruşturmasında, dönemin işkence, kayıp ve kötü muamele suçlarına ilişkin ‘özel yetkili savcılığın görev alanında olmadığı’ gerekçesiyle görevsizlik kararı vererek dosyayı 22 Şubat’ta Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi. Savcı görevsizlik kararı yazısında ‘zamanaşımı’ konusunu da kapsamlı bir şekilde tartışırken, AİHS’nin 10 Mart 1954’te Türkiye tarafından imzalandığı ve anayasaya göre ‘kanun hükmünde’ kabul edildiğini hatırlattı. 

AİHM’nin özellikle ‘yaşam hakkı’ ve ‘işkence, kötü muamele yasağı’ ile ilgili olarak taraf devletlere iki yükümlülük biçtiği vurgulanan karar yazısında, “İlki negatif yükümlülük olup, kamu görevlilerinin bireylerin yaşama hakkına dokunmaması ve işkence ve kötü muamele yapmamasıdır. İkinci ise [bu uygulamaları] cezalandırmak şeklinde ortaya çıkan pozitif yükümlülüktür” denildi. 


Zamanaşımı ve af olamaz 

Kararda, ulusal yargıçların AİHS’deki temel haklara ilişkin hükümleri, “AİHM gibi” anlaması ve uygulaması gerektiği belirtilerek, sözleşmenin iç hukukun üzerinde olduğu, ‘zamanaşımı hükümleri’nin de buna dahil olduğu hatırlatıldı. 
Kararda, sözleşmeye taraf olan devletin, yasal düzenlemelerini AİHS’ye uygun yapması gerektiği ve yargıda da AİHM içtihatlarını gözetmek zorunda olduğu vurgulanarak, şöyle denildi: “[Uluslararası hukuka göre], kamu görevlilerinin faili olduğu yaşam hakkı ihlali, işkence ve kötü muamele suçlamalarında hiçbir durumda zamanaşımı uygulanamaz, söz konusu kişilerle ilgili af düzenlemesi yapılamaz.” 


Sivas'a örnek olur mu? 

13 Mart’ta zamanaşımından düşmesi beklenen Sivas davasında da müşteki avukatları, Sivas katliamının AİHS’nin 2. maddesinde yer alan ‘yaşam hakkı ihlali’ kapsamında olduğunu, bu nedenle zamanaşımı hükümlerinin işlemeyeceğini iddia etmiş, ancak Ankara Özel Yetkili Savcısı Hakan Yüksel 6 sanık için davanın zamanaşımına uğramasını talep etmişti. Sözleşme maddesindeki ‘faillerin kamu görevlisi olduğu durumlarda’ ibaresi, Sivas davasında bu maddeye dayanarak zamanaşımı kararının kaldırılmasını engelliyor.



Radikal