Ergenekon soruşturmasında gazetecilerin tutuklanmasıyla ilgili yüksek yargıdan da uyarı geldi. Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, “Oradaki hâkim ve savcılar da kanunlara uymak zorunda” dedi.

Yargıtay’ın 143. kuruluş yıldönümü ilk defa düzenlenen bir törenle kutlandı. Yargıtay Başkanı, Anıtkabir’i ziyaret ettikten sonra Yargıtay’da düzenlenen törende yaptığı konuşmada, siyasi mesaj vermedi. Anayasa Mahkemesi ve Danıştay başkanlarının benzer törenlerde siyasi mesaj vermesini anımsatan bazı dinleyiciler “Yargıtay sustu” yorumu yaptı.

Hukuka aykırı deliller
Yargı bağımsızlığı konusunda da herhangi bir değerlendirme yapmayan Gerçeker, verilen arada, bir grup gazeteciyle sohbet etti. Ergenekon soruşturmasını sürdüren Savcı Zekeriya Öz’ün son gözaltılara ilişkin açıklama yaptığını hatırlatılması üzerine, Gerçeker şunları söyledi: “Aslında söylemler çok güzel, o söylemlere uygun davranışta bulunmak önemli olan. Nasıl ilkeler çok güzel oluyor. O ilkeleri uygulamak önemliyse, o da öyle. Tabii mevcut yargılamalarla ilgili bir şey söylemiyorum.”

Gerçeker, hukuka aykırı delillerin dikkate alınmaması gerektiğini de belirterek, “Bugün benim beğendim bir uygulama yapılıyorsa yarın aynı şey sizin başınıza gelir, bunun sonu gelmez” dedi. Akşam verilen resepsiyonda da soruları yanıtlayan Gerçeker “Kamu vicdanında sıkıntı yaratacak uygulamalardan kaçınmak gerekiyor” uyarısında bulundu.

Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, yasal olmayan dinlemelere prim verilmemesi gerektiğini ifade ederek hakim, savcı ve kolluk güçlerinin de bu konuda özen göstermesi gerektiğini söyledi.

Yeni üyeler içki içmedi
Danıştay Başkanı Mustafa Birden ise sorular üzerine Ergenekon davasına Danıştay saldırısı ile ilgili olarak ‘katılım yapmayacaklarını’ ifade etti. Resepsiyonda içki servisi yapılırken Yargıtay’a yeni seçilen üyelerin ağırlıklı olarak portakal suyu içmeleri dikkat çekti.

Bakan Atalay: Yargı vicdanı rahatlatsın
Gazeteciler Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın tutuklanmasıyla ilgili tepkilere İçişleri Bakanı Beşir Atalay “Bir yandan basın özgürlüğü essatır, bir yandan da kimsenin suç işleme özgürlüğü yok” diye yanıt verdi. Atalay, yargının kamuoyu vicdanını rahatlatması gerektiğini de söyledi.
Bakan Atalay, dün Kanal 24 ve Kanal 7’de özgür basın olmadan demokrasinin olamayacağını ifade etti ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Eğer yargı varsa, biz de yargıya güvenmek durumundaysak şunu diyeceğiz; bir yandan basın özgürlüğü esastır, bir yandan da kimsenin suç işleme özgürlüğü yok. Birisi yasadışı organize suç örgütüyle irtibat içinde olursa ister asker, polis, ister siyasetçi, ister gazeteci olsun fark etmez.”

Türkiye’yi basın özgürlüklerini kısıtlayan, özgürlüklerde geri adım atan ülke olarak takdim etmenin haksızlık olduğunu da savunan Atalay, “Türkiye o günleri çok geride bıraktı. Gönlümüz istiyor ki bu süreçler çabuk yürüsün, yargı bu konuda kamuoyu vicdanını rahatlatsın” dedi.

Atalay, “Gazetecilerin bir kısmının ‘biz endişeliyiz, özgürlüğümüz tehlikede’ diye düşünmelerini önemsiyor musunuz?” sorusuna, “Çok önemsiyoruz. Ve böyle düşündürtmeme durumundayız ve yargıya da iş düşer” yanıtı verdi. Atalay, “Yargının yürüttüğü bir süreçle ilgili hükümetin ‘basın özgürlüğünü kısıtlıyor’ gibi suçlamalara maruz kalması haksızlıktır” dedi.

Adalet Bakanı Ergin ise, dün NTV’de eleştirilere şu karşılığı verdi: “Bu gelişmelerden insanlık adına ben de üzüntü duyuyorum. Bir trafik kazasında tutuklanan kişi için de üzülürüm, hangi nedenle olursa olsun cezaevine düşenler için de üzülürüm. Ancak, bir de adalet duygusunun tatmin edilmesi açısından, yasaların suç olarak belirlediği faaliyetleri yapanların, yaptıklarının karşılığını görmesi de toplumsal barış açısından zorunluluktur.”

Babacan: İmtiyaz yok
Dışişleri Bakanı Ali Babacan da, İspanyol El Pais gazetesine verdiği röportajda, Ergenekon davası için, “Türkiye askerler, siyasetçiler, işadamları ve gazetecilerin de dahil olduğu dört farklı darbe yaşadı. Şu anda yaşananlar da ciddi bir suç teşkil ediyor ve bu konuda hiçbir meslek grubuna imtiyazlı davranmak söz konusu olamaz” dedi.





Radikal