Malatya Barosu Önceki Dönem Başkanı ve Malatya Barosu TBB delegesi Av. Selahattin Sarıoğlu bugün uydudan yayına yapan Malatya Er TV'de  Hülya Kaya'nın konuğu oldu.

Sarıoğlu bir saat'ten fazla süren programda özet olarak şunları söyledi:

*Alevi dostlarımızın Muharrem orucu dün itibariyle bitti; Allah ibadetlerini kabul etsin. Bugünden itibaren Malatya'da Alevi olsun, Sünni olsun evlerde aşureler yapılacak, komşularla paylaşılacak.

*Türkiye'nin tüm seçimleri 'çok önemlidir', 'çok kritiktir', 'tarihsel bir dönemeçtir', 'Cumhuriyet döneminin en önemli seçimidir'... Böyle aşırı önem yüklemelerini siyasi parti yöneticileri özellikle yaparlar. Amaçları, kendi oydaşlarını sandığa çekmek, başka partilere gitmesini önlemek, mümkünse başka partilerden oy çekmek içindir.

*Sadece bu seçime değil, tüm seçimlere gerginlik içinde, terör içinde giriyoruz. Korkmaya gerek yok. Korkunun ecele faydası da yok. Sonra her şey olacağına varır. Devletimiz terör eylemleri olasılığına karşı elinden gelen önlemleri alacaktır. Panik yapmaya gerek yok.

*Türkiye'nin bulunduğu coğrafya hem İslam Coğrafyası, hem de petrol coğrafyası. Türkiye de, İslam ülkeleri içinde saygınlığı olan, örnekliği olan bir ülke. Büyük Devletler, Bölge devletlerinin gerek İslam, gerek tarihsel bağlar, gerekse petrol temelinde birleşip tümleşmelerini, ortak hareket etmelerini önlemek istiyor. Batı, bu toprakları üzerindeki devletlerin iç düzenlerini öteden beri dizip-koşuyor.

*Bizim kendimize göre bir demokrasimiz var. Türkiye, ekonomik olanaklarının izin verdiği ölçüde, Batının onayladığı! ölçüde demokratik bir devlet. Batı Türkiye'nin demokrasisini yönlendirmeye çalışıyor. İnsanların oylarını etkilemeye çalışıyor. Bazen düğmesi elinin altında tuttuğu terör örgütlerini eyleme geçirerek, bazen büyük TV kanallarına yerleştirdiği konuşmacılara istediği programlar yaptırarak, gazetelere yerleştirdiği gazetecilere istediği doğrultuda yazılar yazdırarak, bazen finans sistemine müdahale ederek, parayla, tehditle, mevki-makam vaatleriyle siyasal düzeni dizip koşma çalışıyor. Bir eski Kültür Bakanı bana, 'Amerikalıların Milli Eğitim Bakanlığında özel çalışma odaları var.' demişti. Eğitim gibi uzun vadede sonuçlar veren bir alanı düzenlemeye çalışanın iç siyaseti haydi haydi düzenlemeye çalışacaktır.

*Her şey bizim yurttaşlar olarak birlik, tümlük içinde olup olamadığımıza bağlı. Örneğin bir Alevi sorunumuz var, neden çözülmüyor? Alevi sorununun çözülmesinin birlik ve bütünlüğümüze hiç bir zararı yok ki...  Tam tersine Aleviler kendilerine Devlet katında yapılan haksızlıklardan kurtulunca, içlerindeki Devlete aidiyet hissi artacak, birlik ve 
kardeşlik bağlarımız güçlenecektir.  Ama bir takım karanlık güçler buna izin vermiyor. Hatta zaman zaman Alevilere kıyımlar yaşatılıyor. Gezi'de, Ankara katliamında ölenlerin büyük çoğunluğu Alevi. Bu durum Alevilerde kin, öfke biriktiriyor. CHP İl Gençlik Kolları Başkanı Barış Yıldız Ankara'da katledilen gençlerin cenaze töreninde boynuma sarılıp ağlarken 'Selahattin Abi, hani bombalar geçmişte kalmıştı?' dedi. Ben bir televizyon konuşmamda 12 Eylül öncesini anlatırken öyle demiştim. Şimdi bu sorun çözülmüyor ki Alevi-Sünni çatışmasının koşulları ortadan kalkmasın. Bu koz elde kalsın.  Baro başkanıyken Malatya müftüsü bir gün ziyaretime gelmişti, arkadaşlar hep beraberdik. Orada dedim ki, 'Sayın Müftüm, ben Alevilerin de, Sünnilerin de mevlitlerine hep giderim, okunan ayetler, edilen dualar hep aynı. Mevlitteki insanların yüzlerindeki ifadeler de aynı.' O da aynen onaylamıştı. Ankara'da bombayla katledilen gençlerin cenaze törenlerine katıldım, hepsi namazla, Kuran'la, duayla toprağa verildi; ardından evlerde mevlitler okundu. Evet biz, bir ve bütün ve birbirimize kalben açık olursak, hiç bir provokasyon bize tesir edemez. Onun için provokasyonlar kapısı açık tutulmaya çalışılıyor.

*Her seçmenin sandığa gitmesi gerekir. Sandığa gitmek hem hak, hem de görevdir.  Ancak sandığa gitmemenin yaptırımı da olmamalıdır. Çünkü gitmemek de bir demokratik tutumdur. Tembellik edip, bahane bulup sandığa gitmemek yanlıştır.

*7 Haziran'da halkımız siyasi partilere tam anlamıyla, açık olarak bir koalisyon mesajı vermemişti bence. Ak Parti, on sekiz milletvekili gibi çok az bir eksikle tek başına hükümet kuramamıştı. Ben, seçimden beş gün sonra basına yaptığım açıklamada gerekçelerini yazarak, 'Cumhurbaşkanı seçimlerin yenilenmesi kararı verecek' demiştim. Çünkü bu kadarcık eksikle hangi parti olsa koalisyon kurarak bir başka partiyle iktidarını, odasını paylaşmak istemez; seçimin yenilenmesiyle o eksiğini tamamlamayı düşünür. Nitekim öyle oldu. Milletimiz neylerse güzel eyler. O'nun sağduyusu şaşmaz. Binlerce profesörün, yazarın ortak görüşü Milletimizin ortak görüşü karşısında hiç kalır. Biz büyük, güngörmüş, tarihe yön vermiş bir Milletiz.  

*Seçimin sonuçları şimdiden hayırlı uğurlu olsun."  26.10.15 Malatya Er TV